Yer:
Büyük Harfler Meclisi
Tarih:
Kesin değil. İçeriğe bakılırsa latin alfabesi ve cebirin keşfinden sonra ancak
internetin kullanılmasından yüzyıllarca önce denilebilir…
Büyük
Harfler, Meclis’te toplanmış, kendi aralarında havadan sudan sohbet
ediyorlardı. Laf lafı açıp, konu aralarında en önemli harfin kim olduğuna geldiği
anda sesler yükseldi; sohbet alevli bir tartışmaya dönüştü. A hem ilk harf
olduğunu hem de iki ayağının olduğunu ileri sürerek diğerlerini hepten reddetti.
Bu da yetmezmiş gibi tek ayaklı oldukları için I ve İ harfleri ile alay etti.
İ “Tek
ayağım var ama, Allah’a şükür senin gibi kafasız değilim, tepemde bir de kafam
var.” diye diklendi.
Bu cevap
üzerine, A’nın alı al, moru mor oldu. İ’yi o güne kadar en yakın dostu ve
sırdaşı olarak görmüş olan I kederlendi. Dibinden bir an olsun ayrılmayan arkadaşının
kendisine “Kafasız” diye laf
çarpıttığını zannederek içine kapandı, karardı, karardı.
J,
birden söze dalarak belden aşağı vurmaya başladı.
“Kuyruğum
sizin kafalarınızdan da güzel. Güzelliğimle hep fark ediliyorum o yüzden
en önemliniz benim” derken sesi cilveli çıkıyordu.
H de;
A’yı kinayeli biçimde hedef alarak,
“Benim
hem iki ayağım hem de iki kolum var, üstelik ayaklarım küçük harfle
yazıldığımda bile yerinde duruyor, küçük harfle yazıldığı zaman sürünenler
utansın” dedi.
“Sizinle
konuşanda kabahat, bir daha ağzımı açmamaya and içiyorum” diyebildi titreyen
sesi ile A. Konuşmanın ciddiyetten uzaklaştığını gören O, taşı gediğine koyma
fırsatı yakaladığı için memnun biçimde;
“Şuradan
bir yuvalanırsam hepinizi yere serer, kendim ayakta kalırım. Boşuna tartışıyorsunuz,
kim ayakta kalıyorsa o en önemlidir” dedi.
O’nun
konuşmasının son kısmında geçen o harfini kaçırmayan Ö, ona doğru bilmiş bilmiş
baktı.
Y
bir anda celallendi; tartışmaya zekice saptamasıyla son vereceğin, zannederek;
“Hepiniz
laftan ibaretsiniz, oysa ben cebirde de vazgeçilmezim.” Demişti ki, o ana kadar
kendi alemine dalmış görünen D yüksek perdeden gülmeye başladı.
Alfabenin
geri kalan harfleri içerlemişlerdi, göbeğini tuta tuta gülen D’ye bakıyorlardı.
“Niye
gülüyorsun” diye sordu az evvel ettiği yeminini unutan A. D bir anlığına
gülmeyi kesti, vakur bir eda ile cevap verdi;
“İçinizde bir tek ben
gülebiliyorum. Bu meziyetim yüzyıllar sonra çok daha iyi anlaşılacak, işte o zaman en önemli harf ben olacağım, bu yüzden halinize gülüyorum”
demesiyle, derin bir sessizlik kapladı büyük harflerin meclisini.
Harfler
o gün içlerindeki en önemli harfi seçemedilerse de kirli çamaşırlarını bir bir
ortaya döktüler, içlerinde birbirlerine karşı biriktirdikleri ne varsa hepsini
kustular.
İşte
harflerin boy ölçüştüğü o gün ilk edebi tartışma yapılmış oldu. O günden beri de
hep yapıldı…
Kimileri
kazandı…
Kimileri
kazandıklarını zannetti…
Kolaj: Ahşap Alfabe - D.M.
Harflere hiç bu gözle bakmamıştım. Bu da yazarla aramızdaki fark işte.
YanıtlaSilYüreğinize sağlık, çok keyif aldım okurken.
:D :D
ÇOk teşekkürler, yazmayı öğrenmeye çalışarak vakit geçiriyorum işte, eğleniyorum da arada böyle. :)
YanıtlaSilÇok hoş olmuş, benim de arada kendi kendime yaptığım bir şey nesneleri falan kişileştirmek, eğlenceli:)
YanıtlaSilÇook eğlenceliydi:)ben de keyifle okudum.Diğer harfleri de merak ettim.Acaba S ne derdi?:)yazı dizisi olabilir belki.
YanıtlaSil