16 Ocak 2013 Çarşamba

Borular II

"Bütün bu anlattıklarımı aptalca bulduğunuzu biliyorum. Herkes bir misketle durup dururken yol olmayacağını bilir, ama misketleri borunun bir ucundan yuvarlayıp öteki ucundan çıkmadıklarını gördüğümde ben olayı tuhaf bile bulmamıştım. Kendime aynı biçimde büyük bir boru yapıp içine girmeye ve kayboluncaya kadar sürünmeye işte o zaman karar verdim. Fikir aklıma geldiğinde o kadar mutlu oldum ki yüksek sesle güldüm. Hayatımda ilk kez gülüyordum, yanılmıyorsam."

"Borunun içinde sürünmeye başladım, öteki uçta neyle karşılaşacağımı bilmiyordum… Borunun belli bir noktasını geçtikten sonra neler olduğunu tam olarak bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da burada olduğum. Şimdi bir meleğim galiba. Yani kanatlarım var, başımın üzerinde de bir hale. Benim gibi yüzlerce insan var burada. İlk geldiğimde herkes yere çömelmiş benim birkaç hafta önce boruya yuvarladığım misketlerle oynuyordu.

Cennet’in hayatlarını iyilik yapmaya adamışların yeri olduğunu sanıyordum, ama öyle değilmiş.

Cennet dünyada gerçekten mutlu olmayanların yeri. Bana buraya kendilerini öldürerek gelenlerin hayatlarını tekrar yaşamaları için dünyaya geri gönderildiklerini söylediler, çünkü ilk seferinden hoşnut kalmamaları ikinci seferinde uyum sağlayamayacakları anlamına gelmiyor."


Fotoğraf: Moshe Shai

3 yorum:

  1. hakikaten ilginç bir kitap, sen böyle yazmaya devam et ben okuyayım:)

    YanıtlaSil
  2. Bazen, insanlardan çok uzak hissettiğim zamanlarda, kontrol edemeyeceğim şekilde umutsuz düşlerin içlerinde buluverdiğimde kendimi işte aynı böyle hissediyorum; sonunda ne olduğunu bilmediğim bir borunun içinde sürünüyormuş gibi. Eğer bu öyküleri daha fazla okursam korkuyorum benim gibilerin olduğuna inandığım cennet daha da çekici gelecek diye! Borunun hangi tarafında kalacağımıza karar vermek ne kadar zor!
    Hoşça...

    YanıtlaSil
  3. özgürcüğüm benim olduğum tarafa gel.

    YanıtlaSil

Yorumlar