İlk kez geçen yıl derlemiştim bana gelen yorumları. Bir sene ne çabuk geçmiş, dahası beş sene bitmiş blogu açalı. Su gibi aktığını ancak dönüp geriye baktığımızda fark ediyoruz.
Sözü size bırakıyorum. İyi ki varsınız.
“Selam Vladimir, Mektubun her türlüsünü çok
severim:) Bu yazdıklarınız da yorum mektuplar. Ne hoş düşünmüşsünüz. Blog
dünyasında sizin kadar deneyimli olmasam da, sizin bloğunuzu yeni biliyor olsam
da, bu mektupların arasında kendi yorumumu görmek hoşuma gitti. Sevindim. Büyük
bir uğraş vermiş ve bizimle paylaşmışsınız. Teşekkür ederim. Keyifle devam
edeceğiniz yazılarınız olsun. Mahsus selam ederim:)” HayalKahvem
“Dün akşam aklımdan gene logu kapamak geçti
benim de. Açıkçası özgür yazamamaya başladım. Kaçmam lazım. Bu kez adıma da
sonsuza dek veda ederek... Ne zaman yaparım bilmiyorum. Sen kal ama.. Sen
gidersen eğer, arar bulurum ki hem. Sözcüklerini tanıyorum. (Kılık değiştirirse
sözcüklerin, bilemem tabi:) )”
Karoshi
“Aaaa! delirtmeyin adamı bakayım! geçmişler
karşı karşıya yok ben gidiyordum yok ben de düşünüyordum diye yorumlaşıyorlar.
ne sen Vladimir ne de sen Karöshi bir yere gitmiyorsunuz. tamam ben sizi zaten
bulur, görür, bir şekilde okurum o ayrı ama siz yine de gitmeyin kalın
buralarda...” Beenmaya
“Eh be Vladimir! ne karışıyorsun adamların işine? tasavvufdan dem
vuruyorlar belki de. "Kendini pişir" güzel söz bana göre... Sevgilerimle.”
Sufi (Rahmetle anıyorum seni, bizleri okuyor musun orada?)
“Sevgili Vladimir, bu robotlardan buralarda
da cok var. Mesela sabahin korunde bindigin trende hemen arka koltukta hic
kimseyi umursamadan konusan bu robotlardan hep var. Hele bazilari birak ozel
konularini konusmayi, FAKLI, FUKLU da konusmakta...dumduz gitmekte, sinirlenmis
bir seye, bizim orada olmamizin ve sabahin koru olmasinin ve topluma acik bir
yerde bulunmasinin hic bir onemi yok. “Biraz
“Aha da yaşın ortaya çıktı Vladimir, bir
bayan olsaydın bunu asla yapmazdın :) Mutlu,huzurlu bir ömür sana...” N.
Narda
“Vladimir, tamam canınız sıkılmış farkındayım
ama ne yalan söyleyeyim yazınızı sevdim:) Bu yazıyı yazdırdığı için o kişiye
teşekkür ederim. NOT: Fena huylarımdan biridir Vladimir, böyle durumlarda illa
karşı taraf adına olumlu bir sebep ararım. Şekilde gördüğünüz gibi bulurum. Siz
söylemeyin. Ben biliyorum. Sinirin tekiyim:) Benim
yaptığıma hedef şaşırtma denir bizim köyde:) Şimdi biz karşı karşıya olsak. Siz
böyleyken böyle oldu diye bana anlatsanız. Ben de "aa.. ne iyi olmuş. bak,
ne hoş hikaye ettin" desem, ne olacak, siz size bunu yapana değil bana
sinir olmaya başlayacaksınız. Böylece sinirlendiğiniz durumu unutacaksınız:)
Kaç kişi bu durumum yüzünden üzerime yürüdü biliyor musunuz? Dediler ki,
"kimsen yanasın sen?" Neyse, böyle işte. O değil de Vladimir, ayrıca
eşek en sevdiğim hayvanlardan biridir. Neden sevimsiz bulduğumuz birini eşek'e
benzetelim ki.. Of, o güzel gözleriyle eşek ne kadar sevimlidir:) Tamam. Daha
fazla uzatıp kızdırmadan, ben gidiyorum:) Kolaylıklar dilerim. “ Hayal Kahvem
“Benzer bir durum bende yaşadım, bloglar
arası hediye etkinliği yapılmıştı, hediyeyi göndereceğim kişide başka
şehirdeydi, adresi tam iki kez yanlış vermesiyle kargo bir kez bana geri
gönderildi, bütün işlerimi aksatarak kargoyu iki kez gönderdim, aracı kişiyle
iletişim kurduk, aracıda aracılığını yapamadı, artık ben dayanamadım kendimde
ulaştım, kargo eline geçince bana ulaşırmısın dedim, bir çok defa mail attım
ama bana bir kez bile dönmedi ve hatrı sayılır bir hediyeydi ve halen görüşmüş
değiliz, sanırım "eşşek" demek biraz hafif kalıyor :)”Çiğdem
“Bir ara uykusuzluk çekmiş biri olarak bitki
çayları, ılık sütler ve bilimum çarelere başvurmuştum ben de:) Bu arada hikaye
ve resimleme her zamanki gibi çok güzeldi, öykü kitabınızı bastırdığınızda
bence resimlemeleri de kendiniz yapmalısınız mutlaka..:)” Eren
“Çakıl taşları dağınık kalmalı..” Hezeyanlarım, Hesaplaşmalarım
“Çok değişik bir duygu bu. hiç tanımadığın
insanlar, yıllar önce... Bir de sahaflara kadar gelmesi, arkadaki hikayeyi
düşün düşün bitmez ki. belki aklımıza gelenlerden ne kadar da farklıdır her
şey, kim bilir... İyi bayramlar sana da sevgili vladimir. sağlık ve huzurla.“Aglea
“Bizim toplumumuzda "ağlamayan çocuğa
meme vermezler" diye bir laf var ve ne yazık ki bazı yetişkinler
büyüdükleri zaman işleri hala bu mantıkla devam etmeye devam etmenin işe
yarayacağı gibi saçma bir fikre sahipler. Bir de çocuk yetiştirirken yapılan
bir hata var, çocuk ağladığında her istediğini yapan anne babalarla dolu
etrafım. Bu beni çok kızdırıyor. Çünkü çocuğu o an susturuyorsun belki ama onda
saçma sapan bir tavrın doğmasına sebep oluyorsun. İşin acaip yanı bunu çocuk
psikolojisini bildiğini iddia eden anne babaların bile yapıyor olması. sonuç, hala
istediklerini ağlayarak elde edeceklerini düşünenen bir yetişkinler topluluğu. “Aydan
Atlayan Kedi
“Çizim... Güzelll... Kedileri seviyorum hiç
kedim olmamasına rağmen. Hep köpeklerim oldu benim halbuki... Şimdi hiçbiri
yok... Olmasını çok isterdim,çocuklarım hayvanla yaşamanın ne olduğunu
öğrensinler diye... Kesik cümleler var içimde sanki dökülmeyi bekleyen... Neyse
gideyim ben...” Çay ve Simit
“Benim de hayalim örgü burunluk..ince iplerle
kulağa takılarak sabitlenecek..en çok burnum üşüyo da:)” Pisikopati
“İçim bayıldı okuyunca, gerçek bunların hepsi
safi gerçek ama bu gerçekliğin içinde bir noktayız ve debelenip duruyoruz
yaşayabilmek için, biraz mutlu olabilmek için. Hayallerimiz ne olursa olsun bir
miktar iyi olabilmek için çevremizi daraltıp kabuğumuza çekiliyoruz,
maneviyatın bu kadar ayaklar altına alınmasını kaldıramıyorum, moral dibe
vurmuş kendimizi kandırıyoruz. Sabah sabah pek iyi olmadı bu yazıyı okumam,
gerçekleri tekrar tekrar okumak iyi gelmiyor bana bazen. Şıraaak diye bir tokat
yiyorum her gün gazeteleri okuyunca, en kötü şey kullanıldığını bilmek ve
bununla yaşamak. “ Fadiş
“Dünyanın her yerinde pedofili suçtur, ama
bizim ülkemizde çocuğu suçlu bulurlar!” 7. Oda
“:)Sevgili Vlad. Anlattığın türün yanı sıra
bir de seni izlemeye alıp, sen almadığında küsüp çıkaranlar var mesela:)))
izlemeye alıp almamaya gelince. fark ettim senin söylediğin başka bir şey. beni
izlemelerine gerek yok ama ilaç için başka bir bloğu izlemeye alsınlar bari
diyorsun. diyorsun demeye de, blog dünyası tuhaf bir yer. yani bazıları mesela
buraya birşeyler okumaya bulmaya değil, sadece yazıp rahatlamaya geliyor.
sadece yazmak isteyenlerin bir kısmı beni okusunlar diye yırtınırken, başka bir
bölümünün okunmak burnunun ucunda değil. bir kısım blog yazarı sırf aman ben ne
çok blog takip ediyorum havası yaratmak adına dört bin sene geçse girip de
okumayacağı zibilyon tane blogu izleme listesine alıyor. bazıları o listeyi
kullanmıyor da direk adresten girip blog dünyasını kurcalıyor. bir kısmı
listeyi kullanıyor ama başkalarının görmesini istemiyor. sonuç itibariyle insan
karmaşık bir yaratık ve neyi neden yaptığı da pek bilinmiyor. o yüzden takma
sen kafana bunları:) Sevgiler...” Deniz Bilgen Çakır
“En son geçen hafta, doktora seminer sunumunu
yapan arkadaşımı güldürmek için çizdim çöp adamı, sunumun ortasında :) bakmadı
elimdeki kağıda güleceğini bildiğinden. Ama sunumu bittiğinde epeyce eğlendi
tabi:)Yaşım? epey büyük ya, hala çöp adam çizecek kadar :)” Suvebeyaz
“Kendimden gizlediğim birşey olmadığı için
bir başkasına rahatlıkla açarım kalbimi ve aklımı. aklım ne söylüyorsa,
kalbimden geçen neyse dilimdeki, gözümdeki, yüzümdeki odur. biliyorum ki aksini
yapmaya çalışsam olmayacak bir yerden yine de patlakverirdi gerçek.D samimi olmak
mkemmel bir rahatlık ama sorun şu ki vladimir karşındakinin de senin kadar
samimi olduğunu sanma yanılgısını da genellikle beraberinde taşıyor ve işte
orda başlıyor yaralanmalar. ben hep bir dünya var sanırdım benim algıladığım,
gördüğüm ve duyduğum. samimiyiz ya.....bizim aklımızla ağzımızdaki bir
ya.....sonra sonra öğrendim biri sana gülüyor gülümsüyorsa aslında senden
nefret ediyor olabilir, özellikle sana iltifatlar yağdırıyorsa senden mutlaka
nefret ediyordur. bu beni yordu. şimdi ne yapacaktım oysa benim için herşey çok
düz çok kolaydı eskiden gülüyorsa gülüyor, seviyorsa seviyordu :D artık bu
samimiyetsiz insanları rahatlıkla tanıyabiliyorum. ve onlarla oyun oynmayaı çok
seviyorum.” Guguk
Kuşu
“Benim sorunum da kalbimi çok çabuk açmak
sanırım,herkese değil elbet ama açıyorum işte hesapsızca... “ Çay ve Simit
“Önce kadının poposu ne kadar iri ve yuvarlak
diye dikkatim o yöne kaydı fakat bu süre yaklaşık 1-2 saniye idi. ardından
taksiyi kullanan köpeği gördüm. Çünkü bu tip sorularda hep hile vardır düşüncesi
ile etrafı süzmeye başlamıştım. :) Köpeği görmem, 3. saniye civarlarında
gerçekleşti. Fakat yine de bu benim çok dikkatli biri olduğumu göstermez,
meslek hastalığı gereği şüpheciliğimin bir sonucudur. :)” Nouvelle
“İlginç gözlemleriniz ve yorumlarınız hoştu
doğrusu görüntüyle bütünleştirdiğiniz hayaller hepimiz yaparız bir şekilde ama
gerçekler çok farklı da oalbiliyor:)“ Esinti
“Sırasıyla
popo, tanga, beyaz blu, hafif görünen sütyen. köpek möpek göremedim. kadın
hakkında "böyle çıkmak uygunsuz" diyecek kadar olgun olmadığım için
de müteşekkirim.” Femme Fatale
“Malesef ben de köpeği göremedim.Direkt
olarak hanfendinin vücuduna odaklandım.Yani herkes gibi malum yerdeydi
gözüm.Off Allahım ne fena.Sonuçlar beni epey güldürdü ama :))“ İçimden
Geldiği Gibi
“Üzülerek sıkılarak diyebilirim ki ben
İzmir'de film festivaline gitmeyeli yıllar oluyor eskiden hiç kaçırmazdım,
şimdi küçük bir ilçede yaşamanın,kapandıkça kapanmanın alışkanlığı var
üstümüzde tabi bir de minik bir oğlanı bırakıp gidecek kimsemiz yok, umarım ilerde
yine eskisi gibi iyi bir izleyici oluruz, hiç bir zaman yeterince iyi
organizasyon olamamıştır İzmir, sinema festivali konusunda ama sanırım artık
daha da kötü 10 sene önce daha iyiydi anlattıklarınıza göre.” Fadiş
“Prusya Mavisi, Berlin Mavisi, ya da Parisli
Mavi denilen bir mavisin sen Vladimir. ;)”Özgür Ceren Can
“Renklerle ne guzel tanımlamalar olmus
kendımınkını okurken senın gozunden kendımı gordum:)) ve ne kadar dogru bı
teshıs dedım tsk ederım sevgılerımle” Öykü
“VladiVladi - ne guzel bir post bu : ) zevkle
okudum ve okurken evet evet bu bizim Vladimirin taa kendisi demeden
alikoyamadim kendimi .. Arti, duygusal ve duyarli kisiligine cok yakismis yesil
.. pure !! : ) Bir de unuttum : ( renklerim icin tesekkur ederim .. genelde
siyah ve gri dediler, ama buna cok mutlu oldum ki : )” Lô-Lâ
“He he dürüstçe söyleyeceğim ilk baktığım
benim orda olup olmadığımdı, olmasaydımmm... tabiki bir daha bloğuna asla
uğramayacaktım :D Şakaaaa.. Ama kalbimden bir çıtttt sesi gelecekti tabiki de:
demek maviyim demek bembeyaz bulutlar, masmavi çimenler çok sevindim
etrafımdaki insanlara böyle bir renk düşündürdüğüm için ama en çok da ne hoşuma
gitti biliyor musun? Mor puantiyeli mavi yağmurlar, merak ettim bunları sana
düşündüren ne? Nasıl da şımardım bir bilsen, sevgiyle kal. Betimlemeni öyle çok
öyle çok beğendim ki... Amaaa içlerinden belki bi tek aydan atlayan kedininkini
de acıcık ama acıcık kıskanmadım değil. :D” Guguk Kuşu
“Çoğu takip ettiklerim ve bana anımsattıkları
çoğunda aynı sana gelince...lacivert...doğru tanımlama sanırım... “ Pınarpare
“Benimde büyük keyifle takip ettiğim
arkadaşlar.Renkleri güzel seçmişsin:)Bencede lacivert senin için doğru
tanımlama pınarpare arkadaşın dediği gibi.ben de büyük keyifle okudum.” Kamikaze
“Otostop yap bile diyor, nerdeymiş böyle
anneler? :DD” Firarî
Yolcu
“Aynı babam! “ Elif Ayvaz
“Sen ne kibar adamsın abicim, benim elime
düşecekti ki..:))” Avram
“Merhaba, bu takip etme/edilme olayi
enteresan. Benim gundelik olarak takip ettigim bir iki blog var, bir de vakit
bulunca toplu olarak okudugum bloglar.. Insanlarin beni listesine eklemeleri
cok da onemsedigim bir konu degil ama hatirliyorum, bir donem TR dan bir kac
arkadas bana hergun mesaj yaziyorlardi.. Ben hem is, hem okul arasinda
cambazlik yaparken onlarin bloguna mesaj birak birakmadigim icin bana abuk
subuk seyler yazmislardi. COk sasirmistim, bir ara acaba ben cok mu Amerikali
oldum dusuncesi bile geldi aklima. Biz millet olarak alinganiz tamam ama bu blog
keyif birsey, bazi bloglar var, yazma sekilleri bir sekilde sizi yazmaya
itiyor, kimisi de cut/copy/paste disinda birsey yapmiyorlar.. Ayni seyi birden
fazla yerde gorunce, oturup hepsine yazacak ne enerji ne de zaman luksu var.
Bir de original degil ki...ne bileyim zaman kaybi olarak goruyorum... Sizin
gorusunuze saygi duyarim ama sanirim bu konuda hem fikir degiliz. Ne demis
atalarimiz "it is ok to agree to disagree.” New York Muhtarı
“Çok güzel bir konuya değinmişsiniz, çoguna
katılıyorum ancak kolay elde edilen şeylerin de çabuk kaybedildiğini ve
gerçekten çok çalışıp emek harcayanların hakettikleri yere geldiklerini
düşünüyorum. Bir şey ne kadar kolay gerçekleştiyse o kadar da hızlı tüketiliyor
bence ama keşke hiç kalabalık etmelerine izin verilmeden kolay kazanma peşinde
olanlar daha en baştan elenebilse..” Ben Kızımın Delisiyim
“Akıl fikir almaz bir tanrı kompleksine sahip
insanlık. her ömüre süre biçebileceği gibi bir yanılgı içerisinde ve hala
anlayamadı kendi kurtuluşunun başka canlı türlerine gösterdiği sadakat ve
saygıyla doğru orantılı olduğunu. umutlanmaktan vazgeçeli çok oldu o yüzden.”
Mefisto
“:) eskiye özlem kokan yazıları seviyorum.
ortaokul ve lisede haftanın birçok gecesini bir arkadaşımda geçirirdim ben de.
maksat ders çalışmak güya, beklediğimiz yastık sohbetleriydi aslında. ben
geveze olmama ragmen arkadasim beni sollar geçerdi. anlatirdi da anlatirdi.
bana da ninni gibi gelirdi bir zaman sonra ve horr. sabah kalkınca azari yerdim
tabi :)) anımsamak güzeldi.” Çınar
“Yayın kesildi diye şikayet etmek için arayıp
bir saat telefonda beklemeyi, ardından "Yayınınızda problem yok, bir
kanalı açık bırakın, yayın gelir" gibi dahiyane çözümler üreten
çalışanlarını hiç özlemiyorum :) "Siz eski abonesiniz, size özel fiyatlar
sunuyoruz" yalanlarını dinleyip ardından yeni abonelerin iki katı kadar
para ödemeyi de. İptal süreci uzun ve sıkıcı onu kabul ediyorum ama nerede
şikayet eden bir digiturk abonesine denk gelsem "iyi ki kurtarmışım
kendimi" diye düşünüyorum. Hayat, digiturk abonesi olmadığında daha güzel J “Selin
“Gecenin keskin soğuğu bu sefer yüzüne
çarpmadı..Adımları hızlandıkça, yüreğinde büyüyüp çoğalan hıncı, bir daha geri
dönmemek üzere olan yırtıcı bir karara dönüşmüştü bile..Elini bir an
yanaklarına götürdü..Daha dün akşam, kalabalık gelen misafir grubundan galip
ayrılmış, mutfak tezgahına dağılmış tabak çanakları yıkamanın derdine
düşmüştü..Yatmadan once, Almanya’dan gelen o pahalı kremden sürmüşmüydü acaba
eline.. Güldü kendi kendine..Yüzüne, yağmur damlaları rahatlatıcı bir teselli
gibi düşmeye başladığında gülme ve ağlama arası yaşlar süzüldü gözlerinden..
Bilinmeyen özgürlük duygusu, şaşkınlık ve hüzünle birleşince bir an sendeledi,
elindeki valiz yere savruldu..Hızla giden adımları birden durdu..Kalakaldı..Esaretten
kurtulmanın bedeli tüm ruhunu sarmış suçluluk duygusu mu olmalıydı...Az sonra
annesinin evine gidecek ve bir daha asla geri dönmeyecekti..Anlam veremediği
çatışmalar, susmak zorunda kaldığı giysilerine , evin tüm köşesine işlemiş
kırmızı lekeler olmayacaktı.” Deja-Vu
“Heheh. bir keresinde akşam üstü balkondan
girivermişti salona yarasa, dönüp duruyordu tam şeklini bile göremiyordum. Ama
akıllı yaratıklardır ya severim ben kerataları, cidden. Hem tek uçabilen
memelidir ama o bunu bilmez çok üzülürüm, acırım, hep de ezilenin tarafındayım
işte o yüzden seviyorum yarasaları. (nediyorumben) teyzem japonla evlendi gitti
orda sekiz sene kaldı döndüğünde hiç bilmediğim kabiliyetler kazanmıştı biri de
origami. her şeyi yapabiliyor. ben de öğrenmeye çalışıyorum ^^ bizde paramızı
ütüleyerek göt cebine koyan var.” Heidi Glennis
“Bizim sitede var öyle bir manyak.. ne
insanlara ne hayvanlara huzur veriyor,öylelerin arkasında kendileri gibi bir
aile var..yapma yazıktır sözünü duymamış belkide aileden.. içinde vicdan da gelişmiyor
belki de böyle olunca.. o görmesin diye gördüğümüz yavru kedileri daha uzak bir
yere bırakıyorduk ... çok küçük olanlarıda evde beslemiştik.. şimdi askerde ..
gelince akıllanır mı? Hiç sanmam.. Allah cezalarını versin,beddua değilde
misliyle diyesi geliyor insanın.” Beyaz Lale
“Neredeyse her on yılda bir hayatımı tüm
alışkanlıklarıyla kökten değiştireceğini başlangıçta farketmediğim kararlar
almak durumunda kalıyorum. Sonradan bir bakıyorum kiiii yaşadığım ev, şehir
hatta ülke değişivermiş... Derken, bari geldim uyum sağlayayım diyorum...
Yıllar geçerken bir bakmışım ki yollar yine beni o geliştirdiğim köklerden alıp
götürmüş. Şimdi ise farkederek, o ülkeyi değiştireyim, kararda payım olsun bari
diyorum. Fakat böylesi de korku ve endişe doluymus, ama'ların yoluymuş be
Vladimir... Ama o alışkanlıklar değil mi ömrümüzü hem tatlı hem de çekilmez
kılan? Hem seviyorum onları, hem de onlara bağlandıkça kaçasım geliyor...” Defter-i
Kebir
“Kahve falından çok iyi anlarım da :):) Gölge falını ilk defa burada duydum.. Çok
enteresan.. Yazı yine güzel.. “ Sessiz Prenses
“Çok güzel bir araştırma olmuş gerçekten.
Aklıma Tolstoy'un bir sözü geldi.. 'İnsanoğlunu bir kesirle ifade edecek
olursak. Kesrin payı kişinin kendisini, paydası ise ne olduğunu zannettiğini
gösterir. Payda büyüdükçe kesrin değeri azalır...'” 1i Yok mu?
“Çarpıcı bir FAZLALIK. Teşekkürler” Ali
Zafer Sapci
“İlk başta acayip merak uyandırdı sonunun hiç
böyle biteceğini tahmin etmedim =) tam ters köşe olayı, valla pek güzel olmuş
tebrik ederim =)” Küçük
Kurba
“Samimi ile samimiyetsiz olanı ayırabilmenin
imkansızlaştığı bir sosyal hayatın paydaşlarıyız, maalesef ! Aslında,suçlu hep
insanlar ama internetin payını verelim bir zahmet. sosyal medya iyi derken
getirdiklerini de görmezden geliyoruz. Bilgiye hızlı erişim ve paylaşım aslında
tüketim mantığını destekliyor bir yerde, tabi bunu belirleyen bireyin niyeti .
Tek satırlık cümlelerin, filozofluğun insanlarıyız. Alıntı, çalıntı, intihal
.... Eee ne de olsa,vaktiyle korsan cd lerle film almış,korsan kaset satın almış
bir millet olarak bundan dert yanmak zamanın tokatıdır. Vehasıl,bu mevzu uzun
mevzu der, samimiyet tarayıcısı aklınıza ve yürğeinize kuvvet dilerim. Bir de, "tepkisizlik kitle imha silahıdır" ya
, evrim geçirmeden samimiyetsizlere haddiniz bildirirsek normalleşir . Yoksa,
samimiyetin anormalleştiği bir çağa doğru gideceğiz, hem iyimser hem karamsar
tablodur bu. Ne yazdım arkadaş dedim kendi kendime ; malum uzun yazıları
okuyamaz oluyor insanlar ... Saygıyla,”Muzmut
“Dumas'nın yardımcılarına her bir bölümü
sipariş edip en son kendisinin birleştirdiğini okumuştum ben de fi tarihinde,
bir yerlerde. İlginç değil mi? Onca
güzel kitap aslında bütünüyle ona ait değilmiş. Bir de sefalet içinde mi
ölmüş... Hım, kader:)” N. Narda
“Filmler hakkinda cok iyi bir yorumcu
olmasamda empati kurallarina uyan bir kisinin film kalitesini daha iyi
yorumladigini dusunuyorum. Yazilari zaman zaman okuyorumda abartiyormuyum
bilmem ama profosyonellesmek boyle bir sey olsa gerek vladimir olarak gercekten
iyi is cikartiyorsun. bu arada yorumlari okurken animsadim paylasmak istedim.
Fes yerine sapka geldiginde onun ifade edilen sekli de "şems siperli
serpuş" ve yine yorumda sozu gecen şems ifadesini buradan da yorumlamak
mumkun. Son olarak yazilanlari okurken aklima geldi Aycicekleri ve digerleri
yapmalari gerekenleri ne guzel biliyorken bizler halen ogrenemedik.”Şair
Değilim
“Yaa... ama... çok kıskandım :) en çok gitmek
istediklerimden biriydi, iş yüzünden gidemedim. Kaçırdığıma çok üzülmüştüm
yazdığın iyi oldu, keyiflendim
oradaymışım gibi. Neyse artık, bir dahaki sefere umarım..” Sırra Kalem
“Alakasız deme ama sana AŞK ile cevap vereyim
. Bu sadece bir kavramdır , Eğer varsa bir aşk o da tektir,dünyada kocamandır
,ve bizim yaşadığımızı sandığımız işte o bütünün bir minik parçasıdır. İşte
iyilik ve kötülük de öyle . Hangisine yönelirseniz, bütünü oluşturmakta
katkınız olacak. Fakat nedense, tercih hep birbirini kösteklemeye yönelik.
İnsanlık bir bütünlük, yaptığın "o" kişiye değil bütünlüğüne kötülük
aslında. Bunu anlasak, evrensel ahlak seviyesine ulaşacağız ; ama bu seviyeye
ancak Peygamberler ulaşmış. Ne diyeyim, o zaman insanlar bu kıskançları geri
püskürtmeyi öğrensin , kendi içlerine yönelsinler ve yesinler tüketsinler kendilerini.
Zararı başkalarına olmasın. ( Bu da pek insani olmadı ama, ee doğa kanunu
işlesin bu hayvanda dahi olmayan his durumlarında) . Poka Vladimir” Şavkî
“:)) zihin okuyabilmeyi çok isterdim :)yazar
ile okuyucu arasında duvar değil de süzgeç olduğunu düşünmüşümdür ben hep, her
ikisininde zihnindeki gözeneklilik kadardır aldığıyla aktardığı, irili ufaklı.
Benim fikrim, sabah odamdaki tadilat nedeniyle ofisin bahçesinde çay içerken
aklıma düşen bişeyden ibaret :)blogda yayınlayacak formata gelir mi bilmem,
deneyeceğim anlatmayı:) “ Suvebeyaz
“Hıdrellezde herkes istediği şeyi kağıttan
çizer keser bahçesine asar ya da bir su kenarı bulup taşlardan ne istiyorsa onu
yapar bir nevi dilek günü olarak kutlanırdır meğersem ne incelikler yatıyormuş
altında.” Mariposa
“Aslında kurumlara uzaktan bakınca böyle bir
garip resim çıkıyor ortaya. fakat içine girince anlıyorsun bazı şeylerin
gerekliliğini. kaldı ki bence kurumların sosyal medyada ki duruşunu organize
edebilmeleri için gerçekten bir müdürlük kurmaları gerekiyor. Hatta günümüzde en çok ihtiyaç bu bence. bir
dönem cep telefonu kullanmamak entelektüel bir durumdu, sonra bilgisayar
kullanmamak, tuşlarını karıştırmak, sonra facebook kullanmak vs. Ama zamanla
bunlar bir zorunluluk oldu. Hiç unutmam Okan Bayulgen çok dalga geçerdi Facebook ya da Twitter’la ama şimdi belki de
en çok zamanı sosyal medyaya ayırıyor, düşün ki konuklarından bile çok... Ayrıca bütün şefler tipsiz ya da çirkin
olmaz, ben müdür olana kadar müdürler belki olur ama şefler olmaz.. :)) “ Cem
“Çin senin de belirttiğin gibi çok eski bir
uygarlık ve çok da yazarı çizeri olan bir kültür ama bu eserler ülkenin kapalı
politikaları yüzünden bizlere ulaşalımadan kalmış.. haklısın o yüzden ama
açıldığında eminim çok fazla eser okuyabileceğiz..ve okuduklarımızdan da keyif
alabileceğiz” Dayatılanla Yaşayan
“İnanılmaz yakalamışsın. Bize cheese demek
öğretildi, ama ayaklardan kimse bahsetmemişti
:) Bence çok yaratıcı birisin. Herkesin görmediği şeyleri görüyorsun.
Kıskansınlar, senin yeteneğin var, ister onları yaz, istersen yazma. Birileri
alınmasın diye hayatını değiştirmekdte doğru değil, ben onu anladım.” Arzu
“Şaka diye algılanmış, öylesi bir insanın
söylediği laf. İlginç. Cinayet dediğin bence her an her yerde planlanır. Çok
işledim ya bilirim. :D Ama cidden bunu bir katile sorsan, vereceği kesin bir
cevap olur mu acep?” Uyuşuk Hayalperest
“Mutfak evde bize ait olan yegane yer ve ben
huysuz edebiyatçıya katılıyorum, cinayet planlamak için de çok uygun. Mesela
yemeğin soğanı tencerede hafif bir cızırtıyla kavrulurken bir taraftan dalgın
dalgın fasulye kırıp gün içinde işte bir arkdaşınızla çekiştiğiniz, henüz
akıbeti belirsiz, içinize oturmuş bir meselenein muhakemesini yapmak ideal ise
neden bir adım daha atıp, domatesi hırsla rendeye sürterken cinayet
planlanmasın ki?“ Selgin GB
“Veteriner hekimler sanırım daha çok besi
(etinden sütünden v.s. yararlanılanlar)hayvanlarını tanıyorlar. Kedi, köpek,
kuş gibi ev hayvanlarını ise belediye veya sair kurumların kısırlaştırma ve
itlaf ekibinde bulunanları daha yakından tanıyabilmekte. Kediler dokuz canlı
imajlarına:) rağmen çok hassas, narin ve kırılgan hayvanlardır. Bilgi için
teşekkürler,ilaçların yan etkileri çok önemli bir konu..Belki biliyorsunuzdur
ama ben de her ne kadar ulu orta söylemekten sakınsam da kedi dostları için
paylaşmak isterim, aspirin için kediyi (dozu önemli)öldürür derler. “ Lodoscu
“Evet biz de tilki tilki saat kaç diye
oynardık bunu. Bal gibi hatırlıyorum. Oynadığımız en dandik oyun buydu
herhalde. Ebe hep kendine en yakın hissettiği arkadaşa torpil yapıp ebe
yapardı. Saatlerde büyük adım atılır, dakikalarda ayak hesabı yapılırdı. Uyuşuk
hayal perest'in anlattığı oyun daha farklı: ebe sırtını döner
:endetura-bir-iki-üç der ( bu arada endetura: fransızcadaki un deux trois 'nun
türkçe diline uydurulmuş hali oluyor) lafını bitirdiğinde yüzünü dönerdi, o
sırtı dönükken en fazla mesafe katedilmeye çalışılır. Ebe yüzünü dönmeden tam
önce de kıpırtısız kalınır, ebe kimin kımıldadığını görürse o başlama noktasına
geri postalanırdı. Tabii oyuna heyecan katmak isteyen oyuncular bilerek en
maymun pozisyonlarda donmayı marifet sayardı. Hey gidi günler hey. Neyse ki
çocukken zaman algısı daha yavaş da doya doya yaşıyorsun çocukluğunu bitmiycek
gibi.” Ne Yazdı Ne Yazamadı
“Ahahah "dikkat köpek var ama kedi de
pek tekin değil" e koptum :D Google da baktım da pek tüylü şirin şeylermiş
bu himalayanlar. Gözlerde astigmat mı ileri :) Bende aşırı derecede ileri
astigmat var ve yarı kör dolaşıyorum da. Her kedi sevilmez bence,tüysüz bir
kedi cinsi var;sphynx mi ne cinsin adı. yani o kediyi ben almam kucağıma yaw.
Madmen 1ci sezon 9cu bölümü açıyorum birazdan :)” Sis
“Kıl
fani homosapiens kültürümüzde gücü simgeliyor. Erkek ne kadar kıllıysa o kadar
güçlü bir avcı falan. Sonradan erkekegemenkültür giriyor tabi işin içine.
Kadınlara da tüysüz olmak yakıştırılıyor. Çünkü güç erkeğe özgü bir şeydir (!)
Zira tüylü kadınlar hiç hoş karşılanmıyor şimdiki kültürümüzde. Kadın tüyünü
erkeklerin kendine ve egemenliğine meydan okuma olarak algıladığını duymuştum
bir sosyologtan. Frida'nın duruşu da çok anlamlı bence bu açıdan bakınca.” Yok Hiç Olmadı
“Uzun süredir gelemiyordum. Malum hayat
koşuşturmacası. Birde benim gibiler var. Ota boka dokunmaz, kendi halinde
kendini eğlendirecek şeylerle uğraşanlar. Arada sırada lan bu liste ne
kalabalık diye onu bunu silerler. Dünyadaki varlıklarını aynen sanala taşıyıp
yalnız kalanlar... Halim çok acıklı, sanalda bile yalnızım..” Nightologist
“"Dogadaki koltuklar" konusunda ben
de yazmistim, ozellikle yol kenarlarinda ya da denize dogru bakan eski
koltuklar favorim benim.. Genelde hepsi 80-90li yillarda evleri agdali bir
sekilde susleyen oymali burmali tahta mesin koltuklar oluyor. Devreden hesap
konusunda da bir aciklamam var, bizim ulkemizde ev kadinlari kenardan koseden
artirdiklari mutfak masrafi adi altindaki koca harcliklarini biriktirir, yine
ayni kocadan gelmesi olasi gorunen "zor gunler"e karsi gizli
hesaplarda tutarlar, cogu kadin yapar bunu. Genelde olum vs durumunda da bu
zorlulklarla biriktirilmis hesaplar devlete gecer, cunku ailede kimse bilmez.”
Cerenmus
“Oooo inanamıyorum Bayım, Federaller gene av
peşindeler. Hey ahbap! Soğuk
durmana izin ver bakalım... Çünkü o
çoktan bir Griköpek otobüsüyle eyaletini değiştirdi ve kayalardaki viskisinin
tadını çıkarıyor..”
Tom Verlaine
“Ben sansür olayına güldüm en çok, halel
gelmesi iyiymiş. :)” Böcek
Yiyen Peygamber
“Turna yaparım pek sık ben de. Sokakta elime
tutuşturulan her broşür tarafımdan turna olarak belediye otobüsleri ve metro
aracılığıyla doğaya karışır. İzmir'deydin değil mi? Ben sanki öyle
hatırlıyorum. Bir gün toplu taşıma araçlarında origami turna bulursan
bendendir. Ama benimkiler dolardan olmuyorlar heveslenme pek. :) “ Böcek Yiyen
Peygamber
“Başladığım bir filmi genellikle bitirmeye
çalışırım. Sıkıcı bir film bile olsa, sonunu nasıl bağlayacaklarını görmek için
seyrettiğim olmuştur. Ama birkaç kere gerçekten çok kötü filmi yarıda bıraktım.
Yani çok da takıntılı değilim. Bir de, filmde emeği geçenlere saygısızlık
etmemek için filmin sonundaki yazıları okuyanlar var diye duydum. Bu da son
derece aptalca. Sanki o kadar ismi aklında tutacak mısın ki, ya da, sanki
günlük kullandığın her ürünün üretim sürecinde emeği geçen herkesin adına
bakıyor musun ki de filmin sonundaki isimlere bakıyorsun? Örneğin, her gün
yediğin ekmeğin geldiği fırındaki fırıncı ustasının adını biliyor musun? Ama
itiraf edeyim, bir zamanlar ben de yabancı filmlerin sonundaki isimlerin hepsini
okurdum; ama emeğe saygı olsun diye değil, içlerinde Türk var mı diye merak
ettiğimden :)” Jedi Lost
“Duruşa sahip olmak mı? işte bunu sevdim”
İlgiye ihtiyacım Var Lan
“Çocukluk diyerek geçiştirdiğimiz
zamanlardaki "çöpleri yere atmayın" sözüne "eee,havaya mı atalım
o zaman" deyişimizi anımsattı bu pek gerekli uyarı :) Apartman mı mayın
tarlası mı,nefesinizi tutup yürüyün gibi ek uyarılar da yazılası olmuş. Alçak
sürün askeeeer kıvamında, üstteki tahmin yerinde olmuş. Asker olması muhtemel
bir yönetici tarafından yazılmış olsa gerek :) “ Aylak
“"There is a light that never goes
out" aramasıyla gelmiş biri olarak teşekkür etmek için yazıyorum.
Hayatımın fon müziği dediğim şarkının nakaratını bir türlü çözememek nasıl bir
eziyetti bilemezsiniz. "O ışık hiç sönmez mi", yoksa "orada hiç
sönmeyen bir ışık var" mı? Hangisi diye bulmak için gezmediğim yer
kalmamıştı, çevirilerde de geçmiyor. Neyse, kısaca iyi olmuş bize kulak
verdiğiniz, teşekkür ederim tekrar :) Ben de blog aramalarıma kulak verip ajda
pekkanı mı konu alsam bilemiyorum. Yok ya sanırım yapmam.” Ponti
“Nebahat Çerçeve'ye güldüm en çok :)))” Denizin
Yıldızı
“Bu sürçmelerin yeri belli ama... çıskananlar
katlasın!” Şule
“Bizim ana caddede bulunan apartmanların
birisinin bahçe kapısında da "apartman girişidir geçmeyiniz"
yazıyor...giriş ise yaya kaldırımına çıkıyor...nasıl geçilmeyecekse artık :))
servisten her indiğimde gülüyor ve söyleniyorum epeydir fotoğrafını çekeyim de
yayınlayayım diyordum bak iyi aklıma getirdin :) “ Aynur (Küçük Hala)
“Eheheh gece gece yazdım senaryoyu. Şimdi
varsayalım ki bu apartman deprem tehlikesi yüksek olan fay hatlarımızdan (
çoğul yazdım çünkü neredeler artık bilmek,kestirmek ve bilgisine ulaşmak bir
muamma) birinin üzerinde inşa edilmiş olsun. 99 sonrası ortaya misafirler
dantela görsün hesabı ortaya çıkartılan deprem mevzuatı dahilinde bu binaya bir
tesbit yaptırılmış olsun. Ve yine varsayalım ki bina sınıfta kalmış olsun.
parantez açtım: (Bu arada sizin oralarda varmıdır bilmem ama İstanbulda
özellikle Anadolu yakasında binaların giriş katları sadece kolonlarla tutulur
duvar felan örülmez ve otopark olarak kullanılır.) hah bina sınıfta kalmıştı.
Bu ne demek, mülk sahipleri de kiracılar da taşınmaz mallarının değerinden
kaybettiler demek. Atıyorum mülk sahibi 500 bin amerikan dolarcığı istediği
mülkünü böyle bir rapor ortaya çıkarsa 200 binciğe bile satamayacak.
Kiracısından her sene yüzde bilmem kaç artışlarla istediği kira zammını
alamicek üstüne belki de binanın depreme dayanıklı hale” Sis
“O kokulu silgileri yiyesi gelirdi
insanın..:)) o anıları dediğin gibi saklasak, açıp açıp koklasak. koku geçmişi
hatırlatmada en önemli duyulardan biri sanırım. “
Cem
“Bi de sevgilinin kokusu.. “Uyumayan Ses
“Hamile kalmamaya dair soz vermeyi
unutmussun, bence mulakata cagirmayabilirler” Tuppence Beresford
“Aynı özellikleri bu ilanı veren şahıs
karşılasın, şu an eline geçen paranın iki katını teklif ediyorum, hemen gelip
işe başlayabilir. O kadar vasfı insan tek bir bünyede toplayabiliyorsa zaten
kendi işini kurar, patron kahrı çekmez. Sermaye hiç sorun değil, banka
kredisiyle bile halledilebilir. Sonuçta o kadar vasıflı bir insan her halükarda
başarılı olacaktır...” Mr. Lonely
“Haha süper olmuş bu yazı:) Bayramdan önceki
hafta iki farklı yere iş görüşmesine gittim sözüm ona görüşmeler bana göre
iyiydi ama en son ne kadar maaş istiyorsunuzu duyduktan sonra bir daha
aramadılar. Çok bişey de istemedim, şimdiki maaşımın 500 tl fazlasıydı sadece,
bedavaya mı çalışıcaz anlamadım ki:(( Milletin felanca çocuğu 5-6 binler nasıl
alıyor benim hala aklım almıyor:(( “ Tully
“Sevgili Vladimir, İzlediğim onca sayfa
arasında senin sayfan, cümlelerin ve bakış açın hep farklı oldu benim için.
Merakla tıkladım her yeni paylaşım uyarısını gördüğümde. Zaman zaman ortaya
çıkarıp, bizim de dokunmamıza izin verdiğin öykülerinde de hep aynı merak,
heyecan ve ilgiyle oturdum ekran başına. Beğenerek, keyifle okudum. Diğer
takipçilerinin çoğunda da aynı duyguları uyandırdığına neredeyse eminim. Şansın
çok, yolun açık, yolculuğun da keyifli olsun... Sevgiler” Sokak Kedisi
"Hüzünlü
tıngırdayan türk sanat müziğini duyunca bangır bangır eşlik ederken bri
taraftan da göz yaşlarını koyuveren insanlar var. gerçekten böylesi var. çeşit
çeşit insan var işte." Cem
“Aslında sadece bir tanesi değiliz veya her
zaman aynı özellikte değiliz... Bahsettiğin onca tiplemeyle karşılaşmayan
yoktur bana göre.. Yada çok azdır.. Hepsi hayatımızda var.. Normal kelimesine
çok bozulurum ben.. Herkes anormalse.. Normal olan o toplumda anormal kabul
ediliyor.. Birbiriyle aynı farklılıklarda buluşanlar normal oluyor kısacası..
Yada.. Kendine özgü davranış ve mutluluk arayışlarını saklayıp bilindik olanla
tanınanlar..toplumsal normlara göre yaşayanlar normal oluyor..aslında
hiçbirimiz gerçek normal tanımının ne olduğunu bilemiyoruz.” Heidi
“Güzel tespitler, bir an aklımdan geçti
izlediğim Truffaut filmleri... Özellikle Siyah Gelinlik filmini düşündüm;
pencereler, perde aralarından bakanlar.” Cüneyt Karakuş
“Aaaa, aynı bankada çalışmışız. Önce bizim
bankadaydınız,sizi hatırlıyorum, sonra o daha büyük bankaya geçmiştiniz. Ben 85
girişlilerdenim. Siz de 85 ya da 86 girişliydiniz sanki. 25 yıl öncesini
hatırlamak pek de kolay olmuyor, hele de bu yaştan sonra:))) Kursun adını falan hatırlamıyorum ama sanırım
birlikte kurs gördük ve evet yıllarca ihracatda çalıştım. Bense en çok yüzleri
hatırlıyorum, isimlerde zorlanıyorum. Hele tel ve hesap noları daha şb.
değiştirirken siliniveriyor(du) hafızamdan.” Çenebaz
“Rejim nasıl değiştirilir??. Savaş sırasında..
O sırada kargaşadan yararlanıp istediğini yaparsın.. Hitler’e soruyorlar, tamam herşeyi anladık,
ancak tüm almanları nasıl bu ülkünüze ikna ettiniz ve hepsi sizin için ölümüne
savaştı?? Hitler yanında oturan köpeğini göstererek masada duran acı hardaldan
alıp "bu hardalı bu köpeğe iştahla yedirebilirmiyim diye soruyor..
Etrafındakiler köpeğin hardalı yemeyeceğini iddia ediyorlar .. Hitler elindeki
hardalı köpeğin kıçına sürüyor , zavallı köpek yanan kıçındaki hardalı ister
istemez hızla yalamaya başlıyor.. Bence
yaşadığımız durum tam da budur” Özgür
“Mesela, futbol dışında hiçbir gücün sokağa
dökemediği insanlar da, "savaşa hayır" diyenlerle birlikte sokakta
olsa. Mesela, "gitsem ne olacak ki" diyen insanlar da katılsa onlara.
Neler olur kim bilir. Hiç denemedik ki, bilemeyiz. “ Parpali
“Savaşı istemeyen bizlerde savaşı yaşamış
kişiler değiliz belki ama savaşın bizlere getireceklerini, bizden
götüreceklerini bilen kişileriz. Ağızlarından tükürükler saça saça savaş
isteyen beyinlerin anlamak için çıkar meselelerine göz atmamız lazım. Yazınızda
da dediğiniz gibi, bir asker için meclis toplanmaz diyenler neden birden 180
derece dönüp 5 vatandaşımız vurulduğunda -burada şunu açıklamak isterim askerde
can vurulan vatandaşımızda hani kimseyi ayrı tuttuğum falan yok yanlış
anlaşılmasını istemem- meclisi toplayıp teskereyi cebine atar ? Ne değişti ?
Şimdi savaşı isteyenlere bir koz verildi cümle yandaş medya "tezkere
cebinde ama sen hala duruyorsun" demeye başlayacaklar insanlar galeyana
gelicek zaten bizi temsil eden! meclis vermiş kararını geriye ne kalıcak ?
videoyu izledim hemde boşnakça konuşulan çoğu cümleyi okumadan annemden
öğrendiğim kadarıyla anlayarak o zamanlar biz her gün sıkıntı çekiyorduk
annemler teyzemler her gün haberlere bakıp bir tane daha boşnak vuruldu. “ Mavi
Balon
En az bi sekiz bin yıl falan olmuştur ben o yorumu yapalı. Ama böyle zamanın ötesinden berisinden çıkartıp, az tozunu almak da iyiymiş:)
YanıtlaSilNe kadar güzel,ince bir düşünce.Yorumlarımızı böyle görmek çok mutluluk verici.Sen de iyi ki varsın Vladimir.İyi ki bu güzel bloğu açmışsın.Bloğunun yıldönümü kutlu olsun.Dilerim ki daha çok uzun yıllarr seni okuruz.sevgiler.
YanıtlaSilÇok güzel bir düşünce, daha önce yayınladığını da okumuştum bunu da keyifle okudum, kendimi yorumumu da görmek çok hoştu:) teşekkürler ve iyi ki sen de varsın:)
YanıtlaSilKendi yorumumu görmek hoş oldu ama düşündürdü de "ne kadar az kelimeler ulaştırmışım sana" daha fazla anlatmalı yazdıklarının düşünüdürdüklerini sanırım :))
YanıtlaSil