Her ilişkinin kendine göre bir ömrü var, herşeyin bir ömrü olduğu gibi. Başa geldikçe ya da yakınlarımın başına geldikçe yani hafıza bandına atılan kayıt sayısı çoğaldıkça bir çok konuda ahkam kesmek mümkün olabiliyor. Biri işte önüne gelen konuda ahkam kestimi "yaşlanıyor bu ondan diline vurdu" demenin tam zamanıdır.
Üniversite yıllarından itibaren bir çok arkadaş evlendi, boşandı. Kimisi ikinci tura geçti. Çoğu erkek arkadaşım eşlerinin arkasından dedikleri gibi model yenilediler hatta.
Erkeklerin büyük çoğunluğu kırkını devirdiklerinde şu kısır döngünün içinde hayatlarını döndürürler.
1 - Erkekler ahkam kesmeyi pek severler. Beğenilsin, güvenilsin, kendilerine hayran kalınsın isterler.
2 - Bunu istediklerini öyle alenen söylemezler.
3 - Geçmişteki kötü günleri, çekilen sıkıntıları ve zorlukları hatırlamak istemezler.
4 - Hele hele bu zorluk ve sıkıntıları onların yüzüne vurmak en büyük hata olur.
Neden mi? cevabı birinci maddenin ta kendisidir.
Bu maddeler sadece ana hatlarıdır, kadınlar kadar olmasa da erkeklerin arasında da komplike kişilikli örnekler çıkabilir. Onların madde sayısı artabilir, kaşlarının üzerine göz kondurulabilir ama ne olursa olsun bu dört madde illaki onlarda da vardır. Hal böyle olunca sonu önceden kestirilebilen bir ilişki türünü tarif etmenin tam zamanıdır.
Erkek ile kadın genç evlenmiştir, evliliğin ilk yılları zorluklarla geçmiştir. Oğlan askerliğini yapmamıştır, iş bulamamıştır, anne baba desteği sürmekyedir. Aşk doruklardadır ama boğaz tokluğu zor sağlanırken yaşanan aşk farkettirmeden içten içe çentikleri yemeye başlamıştır. Bu tarz ilişkilerde bir de kadın erkekten önce iş hayatına atılır ve iyi de para kazanmaya başlarsa alınan yaralar hayli fazla olur, hissedilir hale gelir.
Zor günler geçer, eşlerin her ikisi de gayet güzel maddi imkanı, kariyer imkanını yakalar. İyi semtlerde oturmalar, marka giymeler, beş yıldızlı otellerde tatiller, araba değiştirmeler başlar. Nitelikli bir arkadaş çevresi oluşur, erkek hava basmaya başlar. Hava basarken o ortamda yalan söylediğini bilen birini olması erkeğin hava atarken hedeflediği hazzı tam olarak tatmamasına neden olur. Aç yattığı geceleri, faturaların ödenmediği dönemleri bilen bir kadının yanıbaşındaki varlığı adamın aniden sinirine dokunmaya başlar. O ilişki orada bitmeye başlar. Bitmezse de hayli fazla yara alır.
Genç yapılan evlilikte beraberce katlanılan zorlukların uzunca olduğu bir dönem payşaşıldıysa bu dönemin uzaması çoğunlukla o ilişkinin ömründen yer. Sona ermese de çift belli yaştan sonra hayatı her ikisine de cehennem eden bir vıdı vıdı döngüsüne bodoslama dalar, bu sefer de ömürlerinden yerler.
Bu dört maddelik kısır döngüye döneceğiz.
Çok yakında...
Tek yönlü düşünmemek gerek. Bu durum kimi zaman tam tersi için de geçerli olabilir. Yani bayanların çenesi, kendinden bahsetmesi, bahsedilmesi, kendisinin aşırı övülme isteği erkeğin yeter artık deme noktasına da getirebiliyor.
YanıtlaSildur bakalım yorumda bulunmak için serinin bitmesini bekliyorum ben :))
YanıtlaSilanlamıyorum ben bunu. hem erkek için değil sadece, kadın için de geçerli üstelik ama anlamıyorum işte. üstesinden gelinen zor zamanların, üstesinden gelmek için gücün kalmadığında dökülen gözyaşlarının ilişkiyi güçlendirici etkisi yok mudur? anlamıyorum.
YanıtlaSilartık bu tarz konularda tespit yapmamaya karar verdim.. mutlu olmayı sağlamıyor zira..
YanıtlaSilBunun nedeni geleneksel eğitim sistemimiz. Daha doğrusu kalıplaşmış doğrularımız. Çocukluktan başlayarak erkek çocuklarına: sen evinin erkeği olacaksın, evinin reisi olacaksın, evine eşine çocuklarına kol kanat gereceksin, yemeyeceksin yedireceksin, aslansın, kaplansın......denirken kız çocuklarına: evinin kadını olacaksın, kocan çocukların herşeyden önce gelecek, anneler saçını süpürge eder vs vs vs denmez mi? sonucun bu olması normal...sofrada bile aman kızım tavuğun en iyi yerini kocana koy adamcağız akşama kadar sizin için çalıştı.......
YanıtlaSilNe acı. Yani sen o kadar zorlukları beraber göğüsledik diye düşün adam bunu zorluk göğüslemeyi zayıflık olarak alsın. Bir de geçten evlenenler için tespitlerin var mı? Evlenmiyorum yani yanlış anlaşılmasın da...
YanıtlaSilhımm hele bi seri bitsin bakalım:)
YanıtlaSilEnteresan ve genel olarak doğruluk dozu fazla bir yazı olmuş. Ancak ilişkiler sözkonusu olduğunda ahkam kesmek her zaman çuvallatıyor insanı çünkü mutlaka genel yargıyı çürüten örnekler çıkıyor. Ben, ortak yaşamın tek tek her bir taşı üstüste koyarak yaptığınız bir bina gibi olduğunu düşünüyorum,her bir taş binayı daha da sağlamlaştırıyor. Kendi evliliğimde üstesinden geldiğimiz her zorluk bizi daha çok yaklaştırdı ama bu da asla ama asla "they live happily ever after" garantisi değil. Garanti nasıl verilir ilişkiler için onu da kimsenin bildiğini sanmıyorum:)
YanıtlaSilgüzel ve sonuna kadar doğru bir yazı, takipteyim
YanıtlaSil