İzmir'de bir müddettir olduk olmadık yerlerde ve saatlerde üzerinde Madam Burcu yazan bir limuzin görüyorum. Simsiyah camları kapalı, içinde kimlerin seyir halinde olduğuna dair dışındaki Madam Burcu yazısından başka ipucu yok. Arabayı gördükçe, "bu Madam çok faal biri olmalı" diye aklımdan geçiyor.
Madam'ın arabasını ilk gördüğümde aklıma seneler önce izlediğim "Madame Claude" isimli bir fransız filmi gelmişti ve yanımdaki arkadaşlara araba ile ilgili espri yapmıştım. "Vay be" demiştim "Evlere kadar servis başlamış anlaşılan".
Madame Claude, Paris'li lüks bir fahişenin hayat öyküsünden uyarlanmış bir filmdi. Kadın mesleğinin en alt seviyesinden en üst düzeylerine kadar tırmanarak bir çok skandalın mimarı olmuştu. Böyle olması doğaldı, müdavimleri arasında üst düzey politkacılar da, kadın veya erkek sanatçılar da vardı. Mesleğinde klasman değiştirmek istediği vakit Madame Claude'a patronu "iş saatlerinde asla zevk almamalı, profesyonelliğini kaybetmemelisin" demişti. O sözleri işittiği andan itibaren müşteri tatmini Madam Claude'un öncelikleri arasında ilk sıraya yerleşti ve çıktığı basamaklarda fazla zaman kaybetmeden namı ile zirveye çıkmayı başardı. Sonra skandallar geldi ama kendisi müşteri önceliklerini asla ikinci plana itmedi.
Madam Burcu muammalı bir limuzindi, arkadaşlarım arasında da bu konuda malumatı olan fazla kimse yoktu. Konuyu unuttum gitti - ta ki bir gün eski halin oradan geçip, Yeni Garaj'a gidinceye kadar. Stadyumun önünde, ışıklarda durduğumda kavşağın hemen ilerisinde, sağdaki bir binanın cephesini kaplayan tabelayı görünceye kadar. Koskocaman cephe krem renkli pullarla kaplıydı, tam ortasında yine pullarla, penbe renkte "Madam Burcu" yazılıydı. Tabelanın puları rüzgarda kıpır kıpır oynuyordu. Hatta belki de yakınında durduğunuzda pullar evcil bir zil gibi sesler çıkartıyordu. Madam'ın markalaşma yolunda emin adımlarla yürüdüğüne dair günahını almadan geçmedim o an için.
Sonradan öğrendim Madam Burcu'nun sırrını. Kadın ve erkeklere nişan ve nikah giysileri hazırlayan bir moda eviymiş. Gelinliği oradan alan çifte de ülkemizin en pahalı limuzini olarak adlandırdıkları araç ile ücretsiz limuzin hizmeti verip bir güzel İzmir turu hediye ediyorlarmış. Ben de neler sanmıştım..
hah haaaa:))) bayıldım!
YanıtlaSilama madam burcu da tuhaf oluyor yahu. madam'dan sonra despina, bijou, mari filan gibi bir isim arıyor insanın gözü, kulağı.
çocukluğum yeşilköy'de geçti. istanbul'da özellikle ermenilerin yoğun olduğu muhteşem bir yerdir yeşilköy. orada en sevdiğimiz komşularımızdan birinin adı madam mari'ydi. kulakları çınlasın. mari teyze demezdik hiç, hepimiz için o madam, kocası da mösyöydü. off, hislendim. ben bi çocukluğuma dönüp geleyim.
Abi, onu bende görmüş ve ben de neler sanmıştım...:)))
YanıtlaSilhay yaşayasın... sevindim valla...
bi dahaki nikaha artık...)
heheh komikmiş :) limuzin deyince benim aklıma da Pretty Woman geldi bak şimdi :) Tabi içinde bir de fahişe olduğu için olsa gerek. Evleneceklere bir hizmetmiş meğer ha :)) Biri kendine neden madam ismini seçer kısmınıysa anlayamadım :)
YanıtlaSilçok art niyetlisin Vladimiiiir ;)
YanıtlaSilkadınceğizin günahını almışsın yafu :))
Alem adamsin vallahi, aklina neler geliyor:))
YanıtlaSilYazik olmus Madam Burcuya, her gören senin gibi düsünürse, dükkani kapatir yakinda kadincagiz:Pp
Istersen suraya bir göz at:)http://cadilarkampi.blogspot.com/2009/07/kucuk-caddan-inciler.html
Sevgilerimle
:))))ahahahahah!gerçekten komikmiş,:))gecde gece iyi güldüm yaaa sağol canım ellerine sağlık!:))
YanıtlaSilbu arada éizmir de düzenlenen yemekteyiz programında zengin bir kadın yemekteyiz evine bu limuzinle gelmişti,bende görgüsüze bak demiştim!demek ki reklam yapıyorlar dı hımmmmm hay üçgen kafam beniiiim!:)))
Sandığın şeyi bende sandım. Utandım.
YanıtlaSil