Videonun altın çağını yaşadığı günlerde evlere kiloyla alınıp bir gecede tüketilen korku filmleri vardı. 1980 yılı yapımı bir Kanada filmi başrollerinde Leslie Nielsen ve Jamie Lee Curtis tanıdık isimlerden. Korku filmi işte, kan görüntüsü pek konulmamış. Bir zamanlar filmler türkçe dublajlı olarak gösterime girerdi, video furyasında da dublajlı filmler izleniyordu.
Prom Night: Carrie'nin rüzgarına kapılmış bir filmdi, mezuniyet balosu gecesinde ezikliğinin acısını pek de masum olmadığını düşündüğü son sınıf öğrencilerini teker teker hacamat eden bir katilin öyküsüydü. Katil tip olarak Jason'ın yandan yemişiydi. Bir sahnede kızlardan teki, kapıdan çıkarken cilveli bakıp şu sözleri ediyordu;
- Sonra görüşürüz, Timsah.
Prom Night: Carrie'nin rüzgarına kapılmış bir filmdi, mezuniyet balosu gecesinde ezikliğinin acısını pek de masum olmadığını düşündüğü son sınıf öğrencilerini teker teker hacamat eden bir katilin öyküsüydü. Katil tip olarak Jason'ın yandan yemişiydi. Bir sahnede kızlardan teki, kapıdan çıkarken cilveli bakıp şu sözleri ediyordu;
- Sonra görüşürüz, Timsah.
Tabi o kızın son repliği oluyordu kapının öbür yanındaki katil pusuda bekliyordu. Ama benim filme olan ilgimi o gereksiz "Timsah" kelimesi söndürdü.. Dublaj ve çeviri hatalarına ilgim de böylelikle başladı.
Dublajlı film izlemekten nefret ediyorum. En iyisi şöyle iyi bir çeviriyle, mümkünse alt yazı rengi de sarı olsun.
YanıtlaSilTimsah deyince aklıma 'Daral ile Timsah' geldi. Güldüm akşam akşam. :)
Sonra görüşürüz timsah, güzelmiş.
YanıtlaSilBenim sevdiğim iki tane var.
1. Fotoğraf çekerken "Peynir deyin".
2. "Ben senin ayakkabılarının içinde olsaydım."
Bu ikincisi, birincisi kadar sık kullanılmıyor, ama beni en az ilki kadar rahatsız ediyor.
Böyle bilinen bi rtekerelemede bu hata oluyorsa varın gerisini hesap edin. :)
YanıtlaSil