Senelik iznimi kullanıyorum, okulu kırmış çocuklar gibi hissediyorum. Şuradaki birkaç işi halledip İstanbul'a gideceğim. Şimdi insanların işte olduğu sakin sokaklarda yürümek, sonra bir devlet dairesine girip sakin sakin oturuken aniden parlayan devlet memurlarını izlemek için vaktim var.
İstanbul ile İzmir'i kıyaslayamıyorum. Kıyaslarsam galibi İstanbul çıkacak biliyorum. Büyükşehir görünümlü bir köy burası, binalar, yollar, alışveriş merkezleri minyatür boyutlarında. Sadece öfkemiz gerçek iriliğinde, kabalık, başkalarını yola sokma, hakaret etme isteği elle dokunulacak kıvamda.
İstanbul'da da gezmeyi dolaşmayı seviyorum, iş saatlerinde de tenha olmayan yollarında işte aynı böyle dolaşıyorum.
Senelerce önce yine İstanbul da İstiklal caddesinde gezerken farklı bir sesin Karlı Kayın Ormanı şarkısını söylediğini duydum, sesin geldiği dükkana yaklaştım. Ses iyice berraklaştı. Yıllardır severek dinlediğim bu güzel şarkıyı artık Bülent Ersoy hanımefendi icra ediyordu. Hemen aklıma; diva'nın "ben ordan geçerken biri amca, dese, gir içeri" mısralarını nasıl seslendireceği suali geldi. Merakıma yenik düşüp içeriye girdim, Bülent Ersoy sesini titretiyor hatta belki de kayıt anında stüdyoda gerdanını kırıyordu. Tansiyon yükseldi, önemli an geldi, sanatçı amcalı kısmı atladı söylemedi. Aman nasıl üzüldüm. "Bari teyze deseydi" diye düşünerekten, plakçıyı omuzları inik, başı önde terkedip kalabalığa karıştım.
İstiklal Caddesi'nden yürüyüp geçerken böyle garip ses deneyimlerini yaşamak da mümkün.
İzmir daha sakin.
.....
Sahi neden teyze demedi?
İyi tatiller olsun efendim. Gezin tozun gönlünüzce. Ama İzmirimizin tahtını İstanbul kapmasın dikkat edin.
YanıtlaSil'İzmir daha sakin' diyorsunuz ya. Hakikaten sakin. Ben bir türlü sevemedim ortada sürekli koşuşturan kalabalıkları. Hoşuma gidiyor bu sakinlik.
Teşekkür ederim :)))
YanıtlaSilaşkolsun vlad, teyze olur mu hiç? duymasın bülent ersoy, gelir parça pinçik eder seni, cırmalar o upuzun kabus tırnaklarıyla, ancak "apla" diyebilrdi "gir içeri". üstelik harf sayısı olarak da, ses uyumu olarak da benziyor efendim. ben de meraktayım niye abla demedi? buyrun efendim, söz sizde.
YanıtlaSilbu arada istanbul'a bekliyoruz :)
sevgiler
Ama sahiden niye demedi çok merak ediyorum. Şarkının her yanını okudu bi orasını es geçti. Caiz midir?
YanıtlaSilEvet o hem diva hem de abla aynı zamanda, bir eserinin ismi boşuna " ablan kurbağğn olsun sana" olmamıştır. Eminim.
Hadi teyze demedi, abla demedi; yenge niye demedi diye merak ettim şimdi:))
YanıtlaSilİstanbul hakkında yazmadan duramazsın diye düşünüyorum ve şimdiden izlenimlerini merak ediyorum:))
İyi tatiller ve sevgiler
haha.. istanbulda benim de bir sesin peşinden sürüklenmişliğim var.. o geldi aklıma.. gerçi sizinki gibi değil ama.. bahariyede bir akşam vakti üstelik te yağmur altında yürürken muhteşem bir melodi ve sesi takip etmiştim ben de.. benim yolumun sonu Oi Va Voi ye çıkmıştı.. şarkının adı da a csitari hegyek alatt ..
YanıtlaSilnasıl güzel nasıl güzel bir sürüklenişti o şarkının peşinde yağmur altında ah ah..
dinlemeli şimdi şarkıyı..
fgtoabence bacım da diyebilirdi.
YanıtlaSilhakkaten Bülent Ersoy söylemiş mi bu şarkıyı ya? Müzik sektörü de acınası halinin doruklarını mı yaşıyor gerçekten?
İstanbul çok güzel şehir ama yaşamak için başka bir şehir tercih edip İstanbul'a gezmeye gitmeli. Ben öyle yaptım ya, İstanbul'da yaşayanları kıskanıyorum şimdi :)
İzmir en çok yaşamak istediğimiz şehirlerden biri bu arada ya. Karamsar olmayalım lütfen. Burda hevesli arkadaşlar var.
Genel kanı sanırım Bülent Ersoy'un Amca demese bile o bölümü söylemesi ve ne olursa olsun bir kelime sokuşturması yönünde, yenge, abla, bacım, lady, bir şeyler olabilirdi, ama en korkuncu her halde, "ben ordan geçerken biri Diva'm dese gir içeri" mısrası olur dinleyende ağır psikolojik tahribat yapabilirdi. Mamafif "sanatçı, bu durumda kendi kendini kendi ifadesi ile fevkaladenin fevkinde "önöre" etmiş olurdu. Evet iğrençti daha da iğrenci şarkı sonunda bir oyun havası ile birleşip potbori halinde dinleyenin kulağına pörtleyiveriyordu.
YanıtlaSilSayın Diva umarım bu tarz denemelerinden vazgeçer, kendine has sığ sularda kulaç atmaya devam eder, bu denemelerde deniz taşıyor, hayatımız tehlikeye giriyor.
Ah, İzmir ben de severim ne kadar sevmediğim yanları serzeniş cümleleri olarak elimden çıksa da. Ben de ilk orta ve liseyi İstanbul'da bitirmiş birisi olarak üniversite öğrenimi için bu diyara gelmiş ve geliş o geliş burada kalmış biri olarak bu yönde hevesli olanların hevesini asla kırmak istemem...
İstanbul izlenimlerimi elbette yazmayı düşünüyorum. Bakalım neler olacak ?? :)))
Ah, İstanbul için "kaprisli primadonna" diyebilir miyiz. Bunu başka bir yerden aparttım, ama uyuyor yani.
YanıtlaSilParan olacak, vaktin olacak, gezeceksin. Şehrin tadını çıkartacaksın. Oraya her gidişimde, yaşayanlara imrenirim. Ama bilirim ki, onların çoğu benim kadar bile yaşayamıyor İstanbulu. Ahh, ah...
Şule;
YanıtlaSilDİyelim bence. Cuk diye oturdu :)