15 Ocak 2013 Salı

Borular...

Etgar Keret diyor ki: 
"Askere en sevdiğim arkadaşımla birlikte gitmiştim. Kötü bir deneyimdi. Yerin altında ışıksız bir odada bulunuyorduk devamlı. Arkadaşım duygusal bir krize girmişti. Bir gün bana yaşamak için bir neden söylememi istedi. 6 saat boyunca konuşmuştuk; aklıma bir neden gelmemişti. Odadan çıktım ve intihar etti. Devamındaki günlerde o nedeni kendim için aradım. İki hafta sonra yazmayı denedim ve ‘Borular’ adlı şeyi yazdım. Öykü olup olmadığını o sıralarda kavrayamamıştım ama aradığım nedeni bulduğumu hissettim. Yazmaya devam ettim. İlk kitabım ‘Nimrod Çıldırışları’ndaki öyküler kişisel hayatımı yansıtır."
Borular'dan kısa bir alıntı:
"Yedinci sınıfa geçtiğimde okula bir psikiyatr getirdiler, psikiyatr bizi bir dizi uyum sınavından geçirdi. Bana arka arkaya yirmi adet farklı kart gösterdi ve üzerlerindeki resimlerde ne gibi tuhaflıklar gördüğümü sordu. Hiçbirinde bir tuhaflık görememiştim, fakat ısrar edip ilk kartı bana tekrar gösterdi – üzerinde çocuk resmi olanı. “Bu resimde nasıl bir tuhaflık görüyorsun?” diye sordu yorgun bir sesle. Bir tuhaflık göremediğimi söyledim yine. Sinirlendi ve “Resimdeki çocuğun kulakları yok, görmüyor musun?” diye sordu. Gerçekten de resme tekrar baktığımda çocuğun kulakları olmadığını fark ettim. Ama onun dışında bir tuhaflık yoktu resimde. Psikiyatr bana “ileri derecede algı bozukluğu” teşhisi koyup, marangozluk meslek lisesine nakil olmamı sağladı. Meslek lisesine gittiğimde testere tozuna alerjik olduğum ortaya çıktı, bu sefer de metal atölyesine gönderdiler beni. Oldukça becerikliydim aslında, ama yaptığımdan zevk almıyordum. Doğrusunu isterseniz, hiçbir şeyden pek zevk almıyordum. Okuldan mezun olduktan sonra boru imal eden bir fabrikada iş buldum. Fabrikayı ülkenin en iyi teknik üniversitesinden diploması olan bir mühendis yönetiyordu. Son derece zeki bir adamdı. 
Ona kulaksız bir çocuk resmi falan gösterseniz anında fark ederdi."



Fotoğraf: Anna Kaim 

Kitap: Gazze Blues; Etgar Keret & Samir El-Youssef. 
Çeviren: Avi Pardo 
Yayınevi:Siren yayınları


Meraklısına Linkler:

4 yorum:

  1. başlığı okuduğumda aklıma düşen ''sen geçerken sahilden sessice borular kalkar yüreğimden gizlice'' söylemi yazının bütününü okuyunca ters kaçtı gibi ama...

    güzel bir kitaba benziyor.

    YanıtlaSil
  2. evet güzel bir kitaba benziyor.
    ne tuhaf, belki de ona kulaksızlık gayet normal gelmiştir.

    YanıtlaSil
  3. En sevdiğim öykülerinden birisidir Keret'ın bak..

    YanıtlaSil
  4. Kitabı okumadım dolayısıyla bukadar bir alıntı ne demek istediğini bende netleştiremedi. Yani duyarsızlık yada algı bozukluğu yaşamayı ulamayıp yaşamın seni çektiği yöne götürmesine izin vermek ve sorgusuzca yaşayıp gitmek mi daha iyi yoksa algısı kuvvetli olup kendi kaderini kendin yaratman mı? Anlamadın Ama bildiğim birşey var yaşamaya değer tek şey içimizde var olan yaşama refleksi. O da umutla besleni. Umudun bittiği yer de yaşamın da bir anlamı kalmaz.

    YanıtlaSil

Yorumlar