Sevdiğim bir yazar ülkemizde insanların geçmişlerinin yükünü taşımadıklarını, geçmişte yaptıkları hatalardan asla sorumlu tutulmadıklarını, böyle olunca da yüzsüzce ortaya çıkıp geçmişini başka birisine aitmişçesine inkar ettiklerini, başkalarının da bu inkara katılmalarını istediklerine benzer bir söz yazmıştı denemelerinden birinde. Balık hafızalı bir toplumun ferdi olduğumuz ulusal geyik olarak her tür zemindeki vatan kurtarma muhabbetlerine kadar indiğine göre haklılık payı tartışılmaz. Ne de olsa borcunu ödeme güçlüğüne düşmüş kişi mazereti ne olursa olsun "mağdur insan" sayıldığından, bankaya, şirketlere, kişilere olan senetli ve çekli borçlarını ödemediği zaman devlet baba gelip bir kalemde borç kayıtlarını siliyor atıyor. Fertler geçmişlerinde sıkıntı yaşadıkları dönemden bir güzel kurtuluyorlar, hesap vermeleri gereken bir şey kalmıyor. Sıkıysa komşunuzun yaramaz çocuğunun verdiği hasarlardan şikayet edin, minnacık çocuğun sadrazamın sol testisi muamelesi görüp en kanlı mahalle muaherebesinin çıkmasına bile yol açmış olursunuz.
Mantığı şöyle bir kenara bırakıyoruz. Geçmişe bir yolculuğa çıkıyoruz.
Bir sunucumuz vardı, TRT'nin kadrolu elemanlarından radyo programları sunardı, sonra TV ekranından seyirciye ulaşır oldu. Eurovision'un milli hadise olarak hayatımıza girmesiyle, buyarışmayı da tekeline aldı, illaki her bir yarışma bunun sesinden, yorumundan türk vatandaşına ulaşır oldu. Sayıklıyor mu, uyduruyor mu sorgulanmadan mütemadiyen erövizyon sunucusu payesi ile yıllar boyu bu adam gönderilir oldu. Eurovision şarkı yarışmasını sunmadığı anlarda bilgi yarışmaları sunar oldu. Bu yarışmalardan "Banko" ve "Ben Bilirim" en popülerleri oldu.
Ben Bilirim yarışmasında gözleri görmeyen bir kızcağız vardı. Türk halkı daha ilk yarışmada bu kızı sevdi, bağrına bastı. Kız aylarca bu yarışmayı kazandı, para ödülü sürekli büyüyordu. Kızın gözlerindeki probleme rağmen o güne kadar duyulmadık konularda bile bilgi sahibi olması halkı heyecanlandırıyor, o hafta da Hale kazansın diye dualar ediliyordu. Libretto kelimesini varlığını Hale Bacakoğlu'ndan öğrendi nüfusun büyük bölümü. Aylar sonra hale herkesi eledi ve en büyük ödüle kavuştu. Yarışmanın bitmesinden sonra bizim sunucumuzun Hale'ye cevapları yarışma öncesinde pas ediverdiği ortaya çıktı. Geçmişle yüzleşmiyor, kimseyi geçmişi ile yargılayıvermiyoruz ya sunucumuzun da göremeyen kıza desteği olağan ve sıradan olaylardan karşılandı. Unutuldu gitti.
Sunucumuz hala örövizyonunu sunuyor. Kırdığı çamlar, asabilik, paylama, insanları yaftalama, beğenmeme, ağzına geliverdiği gibi konuşma huylarına rağmen, hatta geçmişteki skandalına rağmen hala örövizyondan örövizyona tabutundan çıkan vampir gibi, tırnaklarını örövizyon sunucusu olma payesinden çıkartmadı. Ülkede de başka alternatifi yok sanırım çene suyuna tirit dinliyoruz ha babam.
Çok konuşup az düşünme pratiğinin önde giden temsilcilerinden biri oldu yaşı ilerledikçe adamcağız. Öncelikle kurduğu komşu bazlı komplo teorisini en azından bir defalığına gözden geçirmesi gerekiyor, madem komşu komşuya “tüvelf poyints” veriyor, biz kendi komşularımızın hiç birisinden niçin tüwelf, ten veyahut eyt points alamıyoruz. Teori kurulurken bitti be gülüm. Bunu artık yılda bir kez görevlendirir oldu ya TRT o sebeple susmak bilmeden yarışmanın her anında illaki bir şey söylemesi gerektiğini sanıyor, söylediklerinin o anda yarışmanın yapıldığı sahnedeki sunucuların söylediklerinin çevirisi olması gerektiğini bile düşünmüyor adam; “evet burada yine her zamanki klasik şeyleri söylüyorlar çevirmeye gerek yok”. Çevirmiyorsunuz madem az bir susunuz lütfen ya.
Bülend Özveren'ciğim lütfen çekiliniz, gidiniz, yıllardır sıktınız, bıktırdınız. Gidiniz bir yerlerde emekli olunuz lütfen. Mecbur muyuz biz sizin saçmasapan, bir gıdım espriden yoksun yorumlarınızı işitmeye?
Bu seneki şarkımız kazandığı yılki Yunanistan'ın şarkısını o kadar çok andırıyordu ki her işittiğimde benzerlikten ötürü aynı ölçüde tedirgin oldum. Yarışmanın yapıldığı gece benim en sevdiğim performans Patricia Kaas'ınkiydi. Şarkısını bitirip yüzünde yüzelli anlam yüklü gülümsemesiyle biraz öne gelip, dizlerini hafif kırarak kendine has biçimde reverans benzeri hareketini yaparken eliyle yaptığı jest unutulur gibi değildi. Komşum değil ama olsun isterdim, cümle 12 puan helal olsun Patricia'ya.
Bülend The Vampire.:))))))
YanıtlaSilbülent özveren sadece bunları değili tüm milli programlarımızı sunuyor buz pateni buna dahil, her seferinde aaa sanırım bu kez kazanacağız deyip 10. olmaktan ileri gelemiyoruz sonra o kadar laf dönüyor 180 derece neymiş kızcağız elinden geleni yapmışmış...
YanıtlaSilbiz bu yıl eurovision'u izlanda televizyonundan izledik çok şükür... çok fazla konuşma geçmedi, oylama sırasında bile...
bülent özverenin özveride bulunduğu bence de yeter...
Abi;
YanıtlaSilPelerini noksan sadece :))
NaKHaR;
Konuşmalarda körükörüne millyetçilik dışında en ufak bir mantık olsa yine amenna. Ben de önceki yıllarda BBCPrime dan izliyordum. Terry Wogan'ın sunumu harikadır, performans aralarında kendi ülkesi dahil hepsi ile ilgili hoş bir esptri yapar, acaba şimdi ne diyecek diye izlenirdi. Ama bir kaç yıldır BBC Prime vermiyor yarışmayı :((
Azerbeycan TVden de izleyenler varmış duyduğuma göre... Bakalım seneye artık :))
Azerilerden Bülend Özünübuişeveren'e teklif varmış...
YanıtlaSilLan bi de ölcek mölcek adam, taşına yazamııcaklar "profeyşınıl örovizyon sunucusu" diye, bizim yüzümüzden.
Özünübuişeveren :)))
YanıtlaSilÇok baydı abi ya, ilk duyduğumdan beri baygınım kendisine hiddetleniyorum :)))
Ölse öbür tarafta örövizyon surar gene.. pelerinini giyer...
diğer taraftan gelen bülend sesi; "Veee, Azrail bey de 12 puanı bize veriyooorr.."
YanıtlaSilİmam'ın puanına muhtac olucak bence :p keh kehhhh :)))
YanıtlaSilhatta papazların puanına muhtac..
vampir olursa ben de ona gümüş haç gösterip bol sarmısaklı cacık ikram edicem...
eurovisionla yatıp eurovisionla kalktık. "bitti oh be!!" diyorduk hala eurovisionun etkileri devam ediyor...
YanıtlaSildetaycı ve ince düşünen yapından kaynaklanıyor olsa gerek, ben hiç durupta spiker ne diyor dikkat etmedim bile..
sen bu konuları tespit ettiğine göre doğruluk payı vardır vladimir..
Haccecan;
YanıtlaSilİzlerken kulağıma çalındı ne yapayım. Bir de dandik şarkılar olunca genelde, Bülend abimizin hakkını yemiym dedim :))
bana bülent'ten ziyade erovizyondan baygınlık geldi ya. yarışma olduğu bile şaibeli üstelik. ne dümenler dönüyor belli değil. morlar bile 4. lükle gelmişti.
YanıtlaSilbülent özveren garip bi şekilde klasik oldu,evet sevmiyoruz,ama nedense eurovisionla özdeşleşti iyice:)
YanıtlaSilbide Patricia gerçekten asildi sahnede,elbisesine bayıldığımı söylemeden edemiycem:)
Bülend Özveren hala örövizyonu sunuyor ha! Vay canına!
YanıtlaSilTRT "TRT kendini yeniledi" falan filan gibi laflarla çıkmıyor mu her yeni yayın dönemine? :D