Bir adam öldürmüş olan kimsenin, cinayetten bir süre sonra cinayet mahalline geri dönmek için karşı koyulması mümkün olmayan bir hisse kapıldığı söylenir. Katil cinayeti işlediği yere döner etrafı izler, yaralı bir hayvan amaçsızca dolaşarak oradaki havayı solurmuş.
İnsan doğduğu andan itibaren ölümüne biraz daha yaklaşıyor. Bebelik ve çocukluk döneminde dizginleri başkalarının ellerindedir, ufak tefek itirazları minik şirinlikler olarak algılanır sadece, büyümüş de küçülmüş bu derler, küçümseyip geçerler. Yetişkin olan kimse kendi hayatının dizginlerini kendi eline alamadığı vakit cinayetlerin en büyüğünü işliyor. Nedir dizginleri ele almak? Hayatta ne istediğini bilmek, hedefleri olmak, belirlediği hedeflerine ulaşmak için çaba sarfetmek. Hedeflerinin olması hayallerinin olmasını gerektiriyor, bir insanın hayalleri olmalı. Hayali yoksa mesele yok baştan kaybetmiş bu arkadaş dizginleri başkalarının eline vermiştir bile bu insan. Hayatının rotasının başkalarının arzu, istek ve içgüdülerine göre körü körüne belirlemesine gözlerini yummuştur. Kendisinin olan en önemli şeyin, hayatının kontrolü başkalarının ellerindedir artık.
Ama insan hayallerinin peşinden gidebilmeli, hayallerinin peşinden gitmeyi istemeli, en azından bir kez deneyebilmeli. Başarısızlığı ya da başarılı olmayı yakalayabilmeli.
Hayallerinin peşinden gitmektense, hayallerini terk etmeyi seçiyor insanların çoğu. Unutuyorlar istediklerini, hedef koymayı erteleyip zamanın akıp gitmesine müsaade ediyorlar. Zamanın tozları hayallerin üstünü katman katman örtüyor. Bazen bir hatıra bir tozun kenarından üflediğinde hatırlar gibi oluyor bir insan, gerisinde bıraktığı erişilmesi için artık belki de çok geç kalınmış o hayali. Ama hatırlamak istemiyor yine de.
Bu aralar cinayet mahalline dönüyorum sık sık, öldürdüğüm hayallerimin yanına gidiyorum. Terkedilmiş sokaklardan geçip eski evlere giriyorum, boyası eskimiş duvarlara bakıyor, tozlarını silkeleyip ayağa kaldırmaya çalışıyorum.
İnsan doğduğu andan itibaren ölümüne biraz daha yaklaşıyor. Bebelik ve çocukluk döneminde dizginleri başkalarının ellerindedir, ufak tefek itirazları minik şirinlikler olarak algılanır sadece, büyümüş de küçülmüş bu derler, küçümseyip geçerler. Yetişkin olan kimse kendi hayatının dizginlerini kendi eline alamadığı vakit cinayetlerin en büyüğünü işliyor. Nedir dizginleri ele almak? Hayatta ne istediğini bilmek, hedefleri olmak, belirlediği hedeflerine ulaşmak için çaba sarfetmek. Hedeflerinin olması hayallerinin olmasını gerektiriyor, bir insanın hayalleri olmalı. Hayali yoksa mesele yok baştan kaybetmiş bu arkadaş dizginleri başkalarının eline vermiştir bile bu insan. Hayatının rotasının başkalarının arzu, istek ve içgüdülerine göre körü körüne belirlemesine gözlerini yummuştur. Kendisinin olan en önemli şeyin, hayatının kontrolü başkalarının ellerindedir artık.
Ama insan hayallerinin peşinden gidebilmeli, hayallerinin peşinden gitmeyi istemeli, en azından bir kez deneyebilmeli. Başarısızlığı ya da başarılı olmayı yakalayabilmeli.
Hayallerinin peşinden gitmektense, hayallerini terk etmeyi seçiyor insanların çoğu. Unutuyorlar istediklerini, hedef koymayı erteleyip zamanın akıp gitmesine müsaade ediyorlar. Zamanın tozları hayallerin üstünü katman katman örtüyor. Bazen bir hatıra bir tozun kenarından üflediğinde hatırlar gibi oluyor bir insan, gerisinde bıraktığı erişilmesi için artık belki de çok geç kalınmış o hayali. Ama hatırlamak istemiyor yine de.
Bu aralar cinayet mahalline dönüyorum sık sık, öldürdüğüm hayallerimin yanına gidiyorum. Terkedilmiş sokaklardan geçip eski evlere giriyorum, boyası eskimiş duvarlara bakıyor, tozlarını silkeleyip ayağa kaldırmaya çalışıyorum.
Yazı da fotoğraf da çok etkileyici Vladimir. Dediklerin de çok doğru. Hepimizin öldürdüğü hayalleri var maalesef. Ama biraz Polyannacılık yapalım ya. Üzül, hüzünlen, nereye kadar? Kaybettiğimiz hayallerimizin yerine yenilerini de koymuyor muyuz sonuçta? Of çok derin bir konu oldu bu Vladimir ya. Amma da acıyan bir yaraymış bende :( Fonda da "Anlamazdın" var zaten. Damardan oldu şimdi bu..
YanıtlaSilİlahi Çınar :)))
YanıtlaSilBen de o şarkıya takık vaziyetteyim bu ara. Yalnız hayallerin yerine yenisinin konduğu konusunda hemfikiriz. Eskiyeni unutyoruz o kadar. İnsan hayal ettiği müddetçe yaşarmış ama :))
Bazen kendimiz, bazen de Dünya katili oluyor hayallerimizin ben de dünyanın öldürdüğü hayallerimin öldüğü yerde, katilin geri gelmesini bekliyorum.
YanıtlaSilSEVGİLER
Başkalarının öldürdüğü hayaller en çok acı vereni, haklısın.
YanıtlaSilSevgili Vladimir,
YanıtlaSilÖnce dün gece izlediğim Sam Mendes'in filmi 'Revulationary Road', Türkçe adıyla 'Hayallerin Peşinde', bugün senin yazın. Bana ne anlatmaya çalışıyorsunuz:)))
Hayallerle cinayet mahalli ilişkisini çok iyi yakalamışsın. Arasıra böyle hatırlatmalar iyi oluyor, düşündürüyor insanı.
Sağolasın
Önce kitabını aldım kenara koydum, sonra filmini edindim onu da koydum kenara. Benim en kısa zamanda şu filmi izlemeyi ya da kitabı okumayı hayallerimin arasına almam gerekiyor anlaşılan :))
YanıtlaSilÇok gerçekci bir film; balyoz gibi vuranlardan. Uyarmadı deme:))
YanıtlaSilO zaman Curious Case... ardından bu .. Cumartesi uyarıyı da not aldım, güzelce seyrederim. Cornları poplatayım ohhh. sinema sefası resmen. :))
YanıtlaSilUzun zamandır bir yazıdan bu kadar etkilenmemiştim.
YanıtlaSilİnsan kendini bulduğu kadar bütünleşebiliyor yazıyla...
Öldürülen hayallere selam olsun.
Hayallerini sisli bir zaman dilimi arkasından hatırlayabilenlere de selam olsun. :)
YanıtlaSilvalla bende çok var Arzu Pınar...
YanıtlaSilBitmez benim hayaller...
Dizgin konusuna gelince, 25-40 arasındaki dizginleri ele alma çabasını bıraktıktan sonra hayat o kadar keyifli bir hale geldiki, hayaller öldürülmüyor tam tersine doğuruluyor...
Arzu Pınar, Abi
YanıtlaSilGecenin bu saati oldu laf yetiştirecek takat kalmadı ben de. Hayal gücümün de uyku saati yaklaştı. O yüzden sizlere Grup Gündoğarken, Neco ve 5 Yıl Önce 10 Yıl Sonra'nın ayrı ayrı kendi albümlerinde yorumlamış oldukları şarkıyı yolluyorum...
Hayallerimi bırak...
Umutlar senin olsun...
...
:)
ya hayallerini bırakıp şehrin orta yerine, her hangi bir arka sokakta kendini öldüren insanın hali nasıldır sevgili vladimir?
YanıtlaSilkendini öldüren insan da dönme ihtiyacı duyar mı cinayet mahaline? bir kez daha görmek ister mi, maktülün kendisi olduğu kanla karışık hayal yağmurunu?
hayal-et değilmi? hayal-et hepsi...
Kendini öldürmek her insanın harcı değil. Herşeyi bırakmak gerek, herşeyden arınmak demek, tamamen bir bırakış hali bir kayboluş hali. Çok zor. Çok zorlu yollardan geçmek lazım.
YanıtlaSil