Shakespeare'in
Macbeth'ine göndermenin bariz olduğu bu film daha adından başlayarak cehennemi
bir tutku ve cinayetlerin sarıp sarmaladığı bir kadını çağrıştırıyor. Sibiryalı Lady Macbeth'in
öyküsü bilinen ve bilhassa sinema tarafından hayli sevilen bir edebiyat
eserinden geliyor.
M.
Stebnitsky takma adını bazı eserlerinde kullanmış olan Rus gazeteci, öykü,
roman ve oyun yazarı Nikolay Semyonoviç Leskov "Mtsensk'li Lady
Macbeth" adlı novellayı 1865 yılında yazdı. Bu eserin sahne sanatlarına
uyarlaması yapıldığı gibi, sonradan sinema bir çok kez ilgi gösterdi. Leskov
çağdaşları Tolstoy, Dostoyesky ve Turgenyev ayarında iyi bir yazar olsa da,
asla onlar gibi yazmadı, derin kişilik analizlerinden ziyade olay örgüsünü ön
plana çıkarmaya çalıştı; köylüleri, oda hizmetçilerini, askerleri, subayları,
dindar insanları, varlıklı ama soylu olmayan aile kızlarını, çingeneleri,
tatarları ve çarları dönemin Rus yazarlarından beklenmeyen esprili bir dil
kullanarak ve gözlemlerine dayanarak yazdı.
Stalin
döneminde Şostakoviç tarafından opera için bestelendi ve olumlu eleştiriler
aldı. Şostakoviç'in Rusya tarihinin dört farklı döneminden kadın karakterleri
sahneye taşımak istediği dörtlemenin bir parçası olan eser üç farklı opera tarafından sahnelenmekteyken
bir akşam Stalin izlemeye geldi. Eserdeki feminist öğelerden rahatsız olarak
operayı terk etti. Ertesi gün gazetelerde, Şostakoviç'in eserinin ahlaksız bir
kakafoniden başka bir şey olmadığı yazıyordu. Kısa bir süre sonra eserin gösterimi 1961 yılına dek yasaklandığı
gibi bestecisi de halk düşmanı ilan edildi.
Novella
1927 yılında "Katerina Izmailova" adı altında ile Cheslav Sabinsky tarafınfan
sinemaya uyarlandı. 1967 yılında yine aynı isimle ancak bu kez Şostakoviç'in
operası üzerinden sinema uyarlamasını Mikahil Shapiro yaptı. 1989 yılında Roman
Balaya "Ledi Makbet Mtsenskogo Uezda" ismi ile sinemaya uyarladı.
1992 yılında Peter Weigl, Şostakoviç versiyonuna geri dönerek sinemaya "Lady
Macbeth von Mzensk" adıyla uyarladı
İkibinli yıllarda iki kez televizyon filmi olarak değerlendirilen
novella 2016 yılında öncekilerden oldukça farklı bir yorumla, tiyatro kökenli
William Oldroyd tarafından stilize bir anlatınla sinemaya uyarlandı ve
"Alfred Hitchcock Lady Chatterley'i sinemaya uyarlasaydı böyle
olurdu" sloganı ile tanıtılınca "Lady Nacbeth" adlı bu film seyircinin
ilgisine fazlasıyla mazhar oldu.
Gelelim
Sibirska Ledi Magbet'e... Andrzej Wajzda filmografisinin en önemli filmlerinden
olmasa da, oyunculuk anlamında bilhassa filmin ikinci yarısında oldukça
başarılı. Polonya dışında çektiği ilk film olma özelliğine sahip (çekildiği
dönemin Yugoslavya'sı). Trajedi ile kara film öğelerini harmanlayan film, uzak
bir köyde yaşayan acımasız Katarina'nın ölümcül entrikalarını anlatıyor.
Katarina değirmenlerinde çalışmaya başlayan gizemli bir serserinin, Sergei'in
çekimine kapılır ve yasak aşkını sürdürebilmek uğruna sınırlarını ne kadar
zorlayabileceğini kayınpederi, kocası; görümcesi ve küçük oğlu sıraları
geldikçe öğrenirler.
Wajda
sürgün ve ceza temalarını ilk kez bu
filminde kullanmış. Filmin geneline yayılmış, asık suratlı bir hava var. Wajda oyuncuya soğuk ve mesafeli bakmış ve
böylelikle Katarina karakterinin acımasız entrikalarını izleyiciyi gözetleyen
kişi konumuna sokarak anlatmayı tercih etmiş. Olivera Markovic, Katarina'da
unutulmaz bir femme fatale karakterini canlandırmış. Ljuba Tadic, Sergei
karakterini, öncesi ve sonrası bölümlerinde farklı nüanslarla
zenginleştirebilmiş usta bir oyuncu.
Dingin,
hayranlık duyulacak, insanın ne kadar da güçsüz olduğunun altını çizecek doğa
görüntülerini takip eden; kapalı, korunaklı mekanlarda dizginlenemez hale
gelen, yok edici ihtiras anlarının yarattığı tezat filmin lehine işleyen öğeler.
Şostakoviç'in müziğinin filme katkısı olumlu. Wajda'nın bilinen bir öyküyü
yerel motifler kullanarak anlatmış olması filmi izlemeye değer kılarken, aşıklara filmin başında reva gördüğü son
filmi ne yazık ki yavanlaştırıyor. Sağlam bir yönetmenin izlerini taşıması
açısından ve bugünlerde gündemde olan "Lady Macbeth" filmindeki
yönetmen tercihlerinin bir filmi nasıl değiştirebileceğini kıyaslamak açısından
izlediğime memnun olduğum bir film diyebilirim.
Sibisrka
Ledi Magbet - 1962
Yönetmen:
Andrzej Wajda
Senaryo:
Sveta Lukic (Nikolay Leskov'un eserinden)
Oyuncular:
Olivera Markovic, Ljuba Tadic,
Bojan Stupica, Miodrag Lazarevic,
Görüntü
Yönetmeni:
Aleksandar Sekulovic
Kurgu:
Milanka Nanovic
Müzik:
Dimitri Şostakoviç
Meraklsısına Linkler:
İlk kez duydum, çok ilginçmiş, Lady Makbet'i bu şekilde uyarlamak. Orijinalini çok severim hatta çizgi romanını aldım. Çok teşekkürler.
YanıtlaSil