22 Haziran 2017 Perşembe

Lady Macbeth

Shakespeare'in ölümsüz eserinin yarattığı çağrışımı ismine taşıyan, Nikolay Leskov'un 1865 yılında yazmış olduğu "Mtsensk'li Lady Macbeth" adlı novella'sını bu kez ilk uzun metraj filmini çeken, tiyatro kökenli William Oldroyd uyarlıyor.



Oldroyd'un filminde öykü Victoria dönemi İngiltere'sinin kırsalına taşınmış. Maden sahibi Boris (Christopher Fairbank) oğlu Alexandre'a (Paul Hilton) Katherine'i (Florence Pugh) topraklarıyla birlikte satın alır. Babasının baskısı ile silikleşmiş, sindirilmiş Aleander Katherine'e kendilerini nasıl bir evliliğin beklediğini daha ilk geceden gösterir. ne de olsa babasının oğludur ve onun da silikleştireceği bir eşe ihtiyacı vardır. Victoria döneminde yaygın olan, yıkanırken dahi insan bedeninin gizlenmesi gerekliliği bu evde yoktur. Katherine kocasının bir komutu ile soyunmaktadır. 




Henüz bir genç kız olan Katherine kendisinin iki katı yaşta olan kocasının yanında nadide bir ev eşyası gibi boy göstermekle yükümlüdür: kayınpederi, Katerine'e yükümlülüklerini sürekli anımsatır ve değersizliğini yüzüne vurur. Malikanenin kapısından dışarıya burnunu bile çıkarmaması, içeride kalıp sürekli İncil okuması gereken genç kız böyle bir göreve ve evliliğe hazır değildir: kocasının hoyrat emirlerine çaresiz itaat ederken kıkırdayarak gülmekte, günün her saatinde evin muhtelif yerlerinde uyuklamaktadır. Bu haliyle yapabilecekleri evin kedisi ile neredeyse tıpatıp aynıdır, uyuklamalı ve halılara basmadan mobilyadan mobilyaya atlamalıdır. Katherine evin duvarlarının, eşyalarının birbirlerinin gölgesini andıran renkleri arasında mavi renkli elbisesi ile henüz açmak üzere gonca bir çiçek gibi durmaktadır. Katherine açacaktır ve kendisi olacaktır. Oldroyd'un filmi her ne kadar Victoria döneminde geçse de kocasının ailesine ait evi İskandinav ülkelerini resmeden tablolardaki gibidir. Victoria dönemi evlerinin tıklım tıkışlığı bu evde yoktur, lüzumlu eşyalar dışında olması gereken ne varsa izleyicinin gözünden kaçırılmıştır. Duvar kağıdı bile yoktur, pastel renklerin hükümranlığını bir tej Katherine'in mavisi tehdit etmektedir. 




Uyuklamaması ve yatma zamanına kadar başında beklemesi gereken  hizmetçisi Anna (Naomi Ackie) olanların ve olacakların şahidi ve sırdaşıdır. Katherine kendi sesini kazandığında, Anna konuşmaz olur. Sessiz bir hizmetçi Katherine için bulunmaz bir nimettir ve belki de güven duyabileceği tek şey olan Anna'nın sessizliğini sonuna kadar kullanacaktır. Eşi uzun sürecek bir iş seyahatine çıktığında o çatı altında yaşayan herkesin kader akışı da değişecektir. Çünkü Katherine artık kendisine yasak olan yere, dışarıya çıkacak, malikanenin müştemilatına adım atacak, doğada uzun süren yürüyüşler yapmaya başlayacaktır. Oda hizmetçisini diğer işçilerin önünde taciz eden seyis Sebastian'ı (Cosmo Jarvis) gören Katherine adamın cüretkar tutumundan etkilenir ve geceleri genç adamı odasına almaya başlar. Aşık olduğu adam ile arasına girecek herkesi tümden ortaya kaldırmaya yetecek şeytani bir gücü olduğunu henüz ne kendisi, ne seyis, ne de oda hizmetçisi bilmektedir.



Doğduğu andan itibaren yaşadığı dönemin kuralları gereği bulunduğu yere kökleri ile adeta bir çiçek gibi bağlanmaya mahkum edilmiş Katherine film boyunca çeşitli ruh hallerinden geçer. Katherine'nin yolculuğu geçtiği ruh halleridir. Hiçbir ifade taşımayan çehresi ile tanıdığımız genç kızın yüzü, kendisine biçilen kader onu sınadıkça halden hale değişir. Filmin çekildiği sırada 19 yaşında olan Florence Pugh'un olağanüstü oyunculuğu yönetmen Oldroyd'un seçimi ile sadeleştirilmiş arka planın önünde parladıkça parlamakta.  Yönetmenin öyküyü anlatmak için kullandığı en önemli enstrüman baş oyuncusu olmuş öyle ki kapanıştaki kısacık bir an dışında müzik kullanım dahi filmde yer almıyor.  



Oldroyd duru ve güze yüzlü bir genç kızın kayınpederinin evinde yaşadığı duygusal şiddet sahneleri ile izleyiciye daha en başından taraf tutturuyor ve filmin uğursuz bir kehaneti andıran ismine rağmen seyirciyi hayretten hayrete sürüklüyor. Filmde insanların ten rengi de dahil olmak üzere renkler önemli işleve sahip ve anlamları sorgulandıkça ana öyküye olan bağlantıları keşfediliyor. Filmin finali seyircinin izlediği trajedinin yanında sönük kalsa da, yönetmenin meramını karşılıyor ve bütünde mantık hatası barındırmıyor. Benim için Lady Macbeth,  takip edilmeye değer bir yönetmen ve aktristin habercisi. 


Lady Macbeth - 2016

Yönetmen: 
William Oldroyd

Senaryo: 
Alice Birch 
(Nikolay Leskov'un novellasından)

Oyuncular: 
Florence Pugh, 
Cosmo Jarvis, 
Christopher Fairbank, 
Paul Hilton, 
Naomi Acke

Görüntü Yönetmeni: 
Ari Wegner

Kurgu: 
Nick Emerson

Müzik: 
Richie Kohan









Meraklısına Linkler:
Teaser
ABD fragmanı

1 yorum:

  1. Not aldım.Her zamanki gibi çok güzel anlatmışsın Vladimir.Emeğine sağlık..

    YanıtlaSil

Yorumlar