Hafif raylı sistem üzerinden hizmet verecek olan İzmir Metro’sunun Karşıyaka hattı inşaatı başladığında takvim 2004 yılı Nisan ayının ilk gününü gösteriyordu. Şaka gibi gelmişti bize, başlamak bitirmenin yarısı denen bir klişemiz de var üstelik. Şaka gibi olduğu doğruymuş, başlamak bitirmenin henüz uzaklarındaki bir durakta.
Evimizin 20 metre kadar yakınında bir durak olduğu için gelişmeleri/gelişmemeleri evimizin balkonunda seyretmek mümkün. Tam dört yıl oldu, nihayet birkaç aydır bir şeyler şekil almaya başladı. Ama şekilden gözükenler yine bir vurdumduymazlık, farkında olmazlık, unutmuşlum eseri ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Karşıyaka tarafında yaşayanlar iyi bilirler, bu hafif raylı sistem yeni yapılan bir şey değil, eski demiryolu hattının yerine yeni bir hat oluşturulmaya çalışılıyor. İzmir’in en uzun sokağı olan 1671 sokaktan geçiyor demiryolu. Alaybey’den Bostanlı’ya kadar uzanan çok uzun bir hat bu. Yolun iki yanındaki evlerde yaşayanlar, 2004 yılında İzmir’linin kısaca metro inşaatı deyip geçtiği bu uygulama başlayıncaya kadar caddenin iki yanı arasında demiryollarının üzerinden birkaç adım aşarak karşı tarafa geçer, bakkaldan ekmeğini alır evine geri dönerdi faraza. Ya da otobüsten iner, demiryolundan karşı tarafa rahatlıkla geçerdi. İnşaat sürerken demiryolunun iki yanında demir duvarların yükselmesi ile, yolun iki yanı arasındaki geçişi bir takım geçici demir köprüler ile çözümlemişlerdi. Vatandaş da kırk elli metre fazladan yürüyor olsa da köprüler vasıtası ile karşı tarafla ilişkisini sürdürebiliyordu. Taa ki iki hafta öncesine kadar. İki hafta önce bütün köprüler kaldırıldı. Bu sokağın sakinlerinin beş metrelik bir mesafeyi aşmak için kilometrelerce yol katetmesi gerekiyor artık. Böyle uzun bir yol üzerine köprü yapılmasının atlanması, 1 Nisan 2004 tarihinde yapılmış olan kötü şakanın devamı adeta. İzmir’linin uçmasını mı bekliyorlar karşı tarafa, uçacaksak madem bu kadar para niye yollara gömüldü.
İki haftalık eziyetten sonra birkaç gün önce metro duraklarının altındaki geçitlerden geçilmesine izin verildi. Şimdi yerin altına girip medivenlerden iniyor çıkıyor, karşıdan karşıya geçiyoruz. Ne kadar lüzümsuz yer altı geçitleri yapıldığını görüyoruz. Yer üstünden giden metro hattı için yayalar yer altına inip bilet alıp yukarıya çıkacak. Çok zekice. Süper. Biletler yukarıda da çözümlenebilirdi, insanlar da üst geçitlerden öbür tarafa geçebilirdi ve eminim ki böyle yapılsa idi çok daha ucuza mal olurdu.
Yerin altına iniyoruz karşıdan karşıya geçmek için birkaç gündür ya, ilk basit, munis yağmur da yerin altının ne bastı, duvarlardaki ayanslar arasından ne süzüldü bilin bakalım. Cevap veriyorum; yağmur suyu. Madem yerin altına indirdiniz, turnikeyi, yürüyen merdiveni, insanları, buraları su basmasın maazallah deyip biraz izolasyona ağırlık verseydiniz keşki.
Neyse göreceğiz, göreceğiz bakalım şaka sonunda tam olarak neye benzeyecek. Hayatımızı güya kolaylaştıracak bu ulaşım biçimi yer üstünden metro geçen yerlerdeki halkın yaşamını zorlaştırdı onu söyleyeyim. Bu arada başlamak bitirmenin yarısı değilmiş, onu da iyice öğrendim.
Evimizin 20 metre kadar yakınında bir durak olduğu için gelişmeleri/gelişmemeleri evimizin balkonunda seyretmek mümkün. Tam dört yıl oldu, nihayet birkaç aydır bir şeyler şekil almaya başladı. Ama şekilden gözükenler yine bir vurdumduymazlık, farkında olmazlık, unutmuşlum eseri ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Karşıyaka tarafında yaşayanlar iyi bilirler, bu hafif raylı sistem yeni yapılan bir şey değil, eski demiryolu hattının yerine yeni bir hat oluşturulmaya çalışılıyor. İzmir’in en uzun sokağı olan 1671 sokaktan geçiyor demiryolu. Alaybey’den Bostanlı’ya kadar uzanan çok uzun bir hat bu. Yolun iki yanındaki evlerde yaşayanlar, 2004 yılında İzmir’linin kısaca metro inşaatı deyip geçtiği bu uygulama başlayıncaya kadar caddenin iki yanı arasında demiryollarının üzerinden birkaç adım aşarak karşı tarafa geçer, bakkaldan ekmeğini alır evine geri dönerdi faraza. Ya da otobüsten iner, demiryolundan karşı tarafa rahatlıkla geçerdi. İnşaat sürerken demiryolunun iki yanında demir duvarların yükselmesi ile, yolun iki yanı arasındaki geçişi bir takım geçici demir köprüler ile çözümlemişlerdi. Vatandaş da kırk elli metre fazladan yürüyor olsa da köprüler vasıtası ile karşı tarafla ilişkisini sürdürebiliyordu. Taa ki iki hafta öncesine kadar. İki hafta önce bütün köprüler kaldırıldı. Bu sokağın sakinlerinin beş metrelik bir mesafeyi aşmak için kilometrelerce yol katetmesi gerekiyor artık. Böyle uzun bir yol üzerine köprü yapılmasının atlanması, 1 Nisan 2004 tarihinde yapılmış olan kötü şakanın devamı adeta. İzmir’linin uçmasını mı bekliyorlar karşı tarafa, uçacaksak madem bu kadar para niye yollara gömüldü.
İki haftalık eziyetten sonra birkaç gün önce metro duraklarının altındaki geçitlerden geçilmesine izin verildi. Şimdi yerin altına girip medivenlerden iniyor çıkıyor, karşıdan karşıya geçiyoruz. Ne kadar lüzümsuz yer altı geçitleri yapıldığını görüyoruz. Yer üstünden giden metro hattı için yayalar yer altına inip bilet alıp yukarıya çıkacak. Çok zekice. Süper. Biletler yukarıda da çözümlenebilirdi, insanlar da üst geçitlerden öbür tarafa geçebilirdi ve eminim ki böyle yapılsa idi çok daha ucuza mal olurdu.
Yerin altına iniyoruz karşıdan karşıya geçmek için birkaç gündür ya, ilk basit, munis yağmur da yerin altının ne bastı, duvarlardaki ayanslar arasından ne süzüldü bilin bakalım. Cevap veriyorum; yağmur suyu. Madem yerin altına indirdiniz, turnikeyi, yürüyen merdiveni, insanları, buraları su basmasın maazallah deyip biraz izolasyona ağırlık verseydiniz keşki.
Neyse göreceğiz, göreceğiz bakalım şaka sonunda tam olarak neye benzeyecek. Hayatımızı güya kolaylaştıracak bu ulaşım biçimi yer üstünden metro geçen yerlerdeki halkın yaşamını zorlaştırdı onu söyleyeyim. Bu arada başlamak bitirmenin yarısı değilmiş, onu da iyice öğrendim.
Bir de Adana' nın metro hikayesi var ki evlere şenlik. 1999 dan beri seçim zamanı 3-5 gün çalışmaktan öteye gidemedi hala. :))
YanıtlaSilYurdumdan manzaralar işte. Maksat eş dost para kazansın.
Selamlar
İzmir'i kötüleyen şeyler söylemeyin kardeşim :))
YanıtlaSilŞaka bir yana metro deyince ülkemizde nedense bir şeyler hep ters gidiyor. İstanbulda'da durum çok farklı değil. Misal toplamda 3 dakika sürecek olan bir yolculuk için 10 dakikada yerin altına inebiliyorsun..
Metro çok büyük kolaylık. Metro ile 15 dakika ile Kızılay'a gidebiliyorum.
YanıtlaSilİzmir'de son günlerde acı olaylar oldu. Dikkat et arkadaşım.
anakara'dan da sevgiler:) yıllar var ki bizim keçiören metrosu bitecek. fakat o yıllar halen sürmekte.
YanıtlaSil