Radikal her seferinde okumaya değecek bir şeyler bulduğum gazetelerden, köşe yazarı müdavimi olmayı saçma bulduğum için yazar takip etme adetim yoktur ancak, internet üzerindeki sayfalarını gezerken rasgele çıkan "özlü söz" köşesini mutlaka okurum. Bugün okuduğum bir yazıyı da şuraya kopyalamam şart oldu. Türkiye'de ilk masaj kurslarını açan Profesör Hamdi Turgut'un 21 yıl önce öğrenciler için yazdığı yemin özlü söz olarak yer alıyordu; "Milliyet, ırk, din, mezhep, siyasi kanaat, cinsiyet, zenginlik, fakirlik farkı gözetmeksizin, ister rüşte ermiş, ister ermemiş, kadın ve erkek ayrımı yapmadan karşımdakinin kendi isteğiyle de olsa vücudunu kötüye kullanmaktan şiddetle kaçınacağım. Yüce Allah'ın huzurunda, hayatımı, sanatımı tertemiz koruyacağıma, namus ve şerefim üzerine yemin ederim."
Hipokrat yemininden daha sahici ve amacı belli bir yemin gibi göründü bana. Hemen müze bekçileri için bir yemin yazasım geldi. Ama saatlerdir ekrana bakıyorum aklıma yemin etmeye değecek bir şey gelmedi.
Sıkıldım.
Ağlayasım geldi bir meslek bu kadar mı değersiz gözükür çalışanının kendisine. Müze bekçisi doğacağıma, garden parti organizatörü olsamıydım keşke diye düşünüyorum 10 dakikadır. Fakat aynadaki aksime bakıyorum, 6 derece miyop gözler, kalın kalın iki gazoz şişesi altı iriliğindeki camların ardından dünyaya bakan, pos bıyıklı kat kat göbekli, saçı hafif tarama özürlü, rüzgar sağdan estimi saçı kapak gibi öbür yana açılan adamı kim alır organizatör olarak.
Mesleğimle ilgili bir şey olsam... Artık müze müdürü de olamam geçti bizden. Şu kalıbıma bakıyorum da olsam olsam pezevenk olurdum. Yok ben o işi de beceremem, oturayım oturduğum yerde.
Yazıklar olsun bana, bu hayat da boşa geçti yine.
Artık bir daha sefere Hipokrat, yemin ediyorum; anam avradım olsun ki olacam bir halt ben de..
Hipokrat yemininden daha sahici ve amacı belli bir yemin gibi göründü bana. Hemen müze bekçileri için bir yemin yazasım geldi. Ama saatlerdir ekrana bakıyorum aklıma yemin etmeye değecek bir şey gelmedi.
Sıkıldım.
Ağlayasım geldi bir meslek bu kadar mı değersiz gözükür çalışanının kendisine. Müze bekçisi doğacağıma, garden parti organizatörü olsamıydım keşke diye düşünüyorum 10 dakikadır. Fakat aynadaki aksime bakıyorum, 6 derece miyop gözler, kalın kalın iki gazoz şişesi altı iriliğindeki camların ardından dünyaya bakan, pos bıyıklı kat kat göbekli, saçı hafif tarama özürlü, rüzgar sağdan estimi saçı kapak gibi öbür yana açılan adamı kim alır organizatör olarak.
Mesleğimle ilgili bir şey olsam... Artık müze müdürü de olamam geçti bizden. Şu kalıbıma bakıyorum da olsam olsam pezevenk olurdum. Yok ben o işi de beceremem, oturayım oturduğum yerde.
Yazıklar olsun bana, bu hayat da boşa geçti yine.
Artık bir daha sefere Hipokrat, yemin ediyorum; anam avradım olsun ki olacam bir halt ben de..
dolu geçen hayat ile boş geçen hayat arasında kaç kilo fark var ki??
YanıtlaSilOlsa olsa 21 gramın katları kadar olmalı diye bir düşünce içindeyim nedense.
YanıtlaSiliçi bütün bir hayat dolu 21 gramlık bir ruh.. film muhteşemdi de isptalnmış mıydı bu 21 gram hadisesi?? sanki bir yerde okumuş gibi hatırlıyorum, ölmeden önce ile öldükten hemen sonra 21 gram eksiliyormuş sadece ağırlıktan diye.. 21 gramlık bir hafifleme !!
YanıtlaSilİspatlanmış değil tabii. Şaşırtıcı bir filmdi, güzeldi. İzledikten sonra insanın zihninde sinema tadı bırakıyordu.
YanıtlaSilOnca ağırlık, onca yük, aslında 21 grammış demek rahatlatmıyor ama insanı. Daha ağır olmalı diye düşünüyor insan..
tabiki daha ağır olmalı diye düşünüyoruz.. basit şeyleri kabullenmek her zaman daha zordur.. mesela ayrılığın nedeni basitse içimize sindiremeyiz.. hayır deriz başka bir nedeni var bu kadar basit olamaz..
YanıtlaSil21.. hayır.. tüm yaşananlar bu kadar hafif olamaz.. terazi!!! yanlış bence.. dengesi kaçmış bir teraziyle ölçülmüştür olsa olsa :)