"Evde birşeylerin kaybolmaya başladığını fark ettiğinde
günlerden çarşambaydı. Evvela yiyecekler dikkatini çekti. Mutfak masasına
koyduğu kutuda üç dilim üzümlü kek olduğuna adı gibi emindi, ama arkasına
dönüp baktığında iki dilim kalmıştı. Oturma odasındaki sehpaya bir bardak
gazoz ile kekleri bıraktı. On dakika sonra geri geldiğinde bardak yerinde
değildi. Evde ne bir aile üyesi vardı suçlayabileceği, ne de bir sevgili. Umut
yalnız yaşıyordu.
Perşembe sabahı kızartma makinesine iki dilim ekmek koymuştu ki, az evvel
doldurduğu bir bardak çay kayboldu. Mutfakta dört dönerken tost makinesi tık
etti. Makinenin iki gözü de boş boş bakıyordu ona. Söylenerek işe gitti. Akşam
eve dönünce bol mantarlı, bol salamlı, orta boy bir pizza ısmarladı. Sekiz
dilim pizza şiir gibi kokuyordu. Üzerini değiştirip televizyon karşısına geçti,
yalnızca üç dilim kalmıştı kutunun içinde. Gece yatarken mutfak kapısını
kilitledi.
Ertesi akşam eve döndüğünde erzak dolabındaki makarna ve pirinç yokolmuştu.
Sinirleri boşandı, oturma odasında yere oturup hıçkırarak ağladı. Zira
koltuklar da kayıptı. "Bir dilim üzümlü kek olaydı" diyerek gözlerini
sildi...."
"Anılar, Düşler ve Önemsiz Şeyler"deki bir öykümden kısa bir alıntı,
Hafif... (DM/9 fotoğraf üstüste bindirilerek kolaj)
facebook ta yazdıkların için bir yorum bırakmıştım.kolajda harika görünüyor.
YanıtlaSilöykülerin hiç bitmesin Deniz.
Sabah okudum yorumu, çok teşekkürler. 1-5 nisan tariheri arasında yazdım bunu, kitaba son anda girdi. :) Çok teşekkür ederim. Sevgiler
YanıtlaSilMerak uyandırıcı.. çok güzel. :)
YanıtlaSildevamını merak ettim...
YanıtlaSilÇok güzel.Çok beğendim :)
YanıtlaSil