11 Ağustos 2014 Pazartesi

Mindscape

Bugün bir arkadaşım sosyal medyada yıkanmayan insanlar etrafa yaydığı kötü kokular ile ilgili bir paylaşımda bulunmuş. Bir çok düşünce çağrışımlardan doğuyor, birçoğu da ortaya saçıldığında gelip bir diğerinin koluna giriyor. 

Bu sıcakta nasıl yeniden terleyeceğiz, hem sularda tam istediğim kadar temiz değil zaten diyerek etrafa kötü kokular yaymak nasıl bir şeyse.... 

Zaten hiçbir kuralı doğru dürüst işlemeyen demokrasinin içinde istediğim kimseler aday gösterilmedi ki diyerek oy kullanmayı reddetmek son derece birbirine benzer iki düşünme şekli bence...

İzlediğimiz filmler dolunaylı gecelerde rüyaları etkiliyor olabilir mi?

Rüyamda su altındaki bir fanusun içinde gezinip manzarayı hayran hayran izliyorum. Yanımda kendim varım, sağ yanımda, bir adım geriden kendimi takip ediyorum. Fanus birden su akmaya başlıyor ve suyun seviyesi hızla yükseliyor. Nefes alamaz hale gelince beni takip eden "ben" telepati yoluyla konuşuyor benimle:
"Bu bir rüya, uyanmak için bağırman lazım. Ağzını açmadan çığlık atmayı dene. Hemen uyanacaksın."
Nasıl beceriyorsam sessiz bir çılık atıyorum. Bakıyorum. Yatağımdayım.  Perdeler rüzgarda dalgalanıyor. 

Yatmadan önce izlediğim "Anna" ismi ile de bilinen "Mindscape" filmi geliyor aklıma. Filmde insanlar birbirlerinin anıları içinde yolculuk edebiliyorlar.

Eh, artık fanus suyla dolduğuna göre, hayırlı olsun. Siz yine de çığlık atarken su yutmamaya bakın!   




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar