29 Kasım 2014 Cumartesi
28 Kasım 2014 Cuma
Yönetim Kurulu N'apsın?
"Lütfen" kelimesini nüfusun büyük bölümü
dağarcığından çıkardı. Yüzde yüz hatalı olan insanlar muhataplarından bir gıdım
olsun özür dilemiyorlar, yolda bodoslama gelip çarpsalar pardon dememeyi hak
biliyorlar. Sürekli bir höt, zöt edip parmak sallama, otorite sergileme tutkusu
normal insanların içinden dışına hücum edegelirken, yönetim kurulu ne yapsın?
Onlar da benimsemiş sokak lisanını. Sıralamışlar madde madde:
1) vıttırı,
2) zıttırı,
3) dıttırı
eklemişler en sonuna "Yoksa"yı...
Tehditkar yönetim ve ifade modeline geçmiş kurulların üyelerinde bir sinir
krizi eşiği aşma temayülü seziyorum. Toplantılarda esen havayı hayal bile etmek
istemiyorum.
Dergilerin bir kısmını "Herşeyi yönetim kurulundan beklemeyin kaRRRdeşim!" bakışlı, boyu kısa, zıplayışı yüksek tipitipler yönetiyor anlaşılan.
27 Kasım 2014 Perşembe
Köşeli Yerler
Yeldeğirmeni'nde iki köşe:
Birinci köşede Mahatma Cafe:
Sloganı sağlam!
"Arabadan in bisiklete bin!" Dört yolun bir kıyısında sessizce duruyor durmasına da,
tam çaprazındaki köşe açık kalmış yolculuk rüzgârlarının en kuvvetlisine...
Her an bir fil geçebilir...
Bırakınız Geçsinler...
26 Kasım 2014 Çarşamba
Sanal Kedi Oluşturma Teknikleri
Teknik No:1
Bu teknik, elbette...
Gölgesiyle yetinmeye razı gelenler için cancağızım.
Aman, yemişim kediyi diyenler bakmasın.
"Fotografist! Çık aradan göremiyoruz!"
25 Kasım 2014 Salı
Bugün İstanbul'da Yağmur ve Kediler Var...
Bugün yağmur,
Bir kadın saçıdır,
Yeryüzüne dökülen...
Arthur Lunkwist
Hiçbir şeyin,
Yağmurun bile,
Böyle küçük elleri yoktur...
E.E. Cummings
Hüznün tüyleri dökülür, lirik bakar kedilerin camdan gözleri.
Çocukluğumun kelimleriyle şımartsam da gurbet gibi bakarlar.
H. Ergülen
Güz yüzlü bir kediniz olsun,
boşluğunuza tutunan.
H. Ergülen
Sen bir şehir olmalısın ya da nar,
Belki Granada, belki eylül, belki kırmızı...
H. Ergülen
Fotoğraflar: D. M.
24 Kasım 2014 Pazartesi
11 Kasım 2014 Salı
Öyküden Çıktım Yola
Çok kısa öyküye ad yakıştırma yarışı hanidir sürüyor ülkemizde. Kısacık öykü, mikro öykü, kısa yoğun öykü, anlık öykü, vs. Bir diğerinin önerdiği ismi yetersiz bulan herkes kendi ismini üretecektir elbette.
Ancak görünen o ki kolay zannedilen herşeyden üretme heveslisi de hayli fazla oluyor. Son yıllarda kısacık öykü yazacağım diye üretilen zorlama öykülerin sayısındaki artışı gözden kaçırmak mümkün değil. Her öykünün illa ki kısacık olması gerekmiyor; bir kaç satır anlatılmak isteneni ifade etmeye yetiyorsa, okuyanın hayal dünyasında kapılar açmaya yetiyorsa ne âlâ. Hal böyle iken Remzi Karabulut kolları sıvamış ve bir minimal öykü seçkisi hazırlamış. Kitap bir çok isim yakıştırılan türün tanımını yapmaya yetecek sayıda öyküden oluşuyor. Çok sesli ve çok renkli derlemede tam 252 yazarın çalışması mevcut. Öyküler yazarlarının doğum tarihlerine göre sıralanmış. Bu kitabı okuyan bir kişi türün ruhunu tam olarak yakalayacaktır.
Remzi Karabulut derlediği minmal öykü kitabının önsözünde şöyle diyor:
"Minimal öykü, az ve sıradan sözcüklerden oluşur. Başı ve sonu yoktur. Başı ve sonu kura bırakır."
Necati Tosuner ise önsözü takip eden, çok kısa öyküyü tarife yönelik cümlelerinden bir tanesinde şu ifadeyi kulanmış:
"Okyanusu simgeleyen akvaryum kabarcığı"
8 Tanesi önceden yaymlanmış ancak geri kalanı okurla ilk kez buluşan öyküler bunlar. Kitap Oktay Akbal'ın öyküsü ile açılıyor, Tarık Dursun K., Adnan Özyalçıner, Demir Özlü, Ferit Edgü, Nursel Duruel, Celal İlhan, Necati Tosuner, Nazlı Eray, Zeynep Oral, Feyza Hepçilingirler, Sadık Yemni, Enis Batur, Refk Algan, Yusuf Eradam, Ayşe Kilimci, Feridun Andaç, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Murathan Mungan, Buket Uzuner, Haydar Ergülen, Hasan Öztoprak, Ercan Kesal, Cezmi Ersöz, Perihan Mağden, Attilâ Şenkon, Mavisel Yener, Sadık Yalsızuçanlar, Remzi karabulut, Küçük İskender, Müge İplikçi, Yekta Kopan, Handan Gökçek, Ahmet Büke, Nurdan Beşergil, Karin Karakaşlı, Kerem Işık, Hakan Günday, Hakan Bıçakçı, Mahir Ünsal Eriş, Sine Ergün daha önceden okuduğum ve üzerine düşünüp, konuştuğum yazarlar. Kitap sağlam öykülerden oluşuyor. Minimal öykü ismi de bence bu türü tarife yetkin bir isim gibi görünüyor.
Pazartesi gününün sakinliğinden yararlanabilmek üzere dün ziyaret ettiğim Tüyap 33. İstanbul Kitap Fuarı'nın sürpriz kitabı bu oldu benim için. Zira severek okuduğum onlarca yazarın yer aldığı kitapta naçizane ben: Deniz'in de bir öyküsü ile yer alması beni heyecanlandırdı; dahası üniversite yıllarımda, yazın dünyasında ilk adımlarımı atarken yer aldığım bir genç şairler antolojisinde günümüzün önemli şairleri ile yer aldığım zamanki hislerimi yeniden yaşamış oldum.
3 Kasım 2014 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)