21 Haziran 2017 Çarşamba

Sibiryalı Lady Macbeth

Shakespeare'in Macbeth'ine göndermenin bariz olduğu bu film daha adından başlayarak cehennemi bir tutku ve cinayetlerin sarıp sarmaladığı bir kadını  çağrıştırıyor. Sibiryalı Lady Macbeth'in öyküsü bilinen ve bilhassa sinema tarafından hayli sevilen bir edebiyat eserinden geliyor.

M. Stebnitsky takma adını bazı eserlerinde kullanmış olan Rus gazeteci, öykü, roman ve oyun yazarı Nikolay Semyonoviç Leskov "Mtsensk'li Lady Macbeth" adlı novellayı 1865 yılında yazdı. Bu eserin sahne sanatlarına uyarlaması yapıldığı gibi, sonradan sinema bir çok kez ilgi gösterdi. Leskov çağdaşları Tolstoy, Dostoyesky ve Turgenyev ayarında iyi bir yazar olsa da, asla onlar gibi yazmadı, derin kişilik analizlerinden ziyade olay örgüsünü ön plana çıkarmaya çalıştı; köylüleri, oda hizmetçilerini, askerleri, subayları, dindar insanları, varlıklı ama soylu olmayan aile kızlarını, çingeneleri, tatarları ve çarları dönemin Rus yazarlarından beklenmeyen esprili bir dil kullanarak ve gözlemlerine dayanarak yazdı. 

Stalin döneminde Şostakoviç tarafından opera için bestelendi ve olumlu eleştiriler aldı. Şostakoviç'in Rusya tarihinin dört farklı döneminden kadın karakterleri sahneye taşımak istediği dörtlemenin bir parçası olan eser  üç farklı opera tarafından sahnelenmekteyken bir akşam Stalin izlemeye geldi. Eserdeki feminist öğelerden rahatsız olarak operayı terk etti. Ertesi gün gazetelerde, Şostakoviç'in eserinin ahlaksız bir kakafoniden başka bir şey olmadığı yazıyordu. Kısa bir süre sonra  eserin gösterimi 1961 yılına dek yasaklandığı gibi bestecisi de halk düşmanı ilan edildi. 

Novella 1927 yılında "Katerina Izmailova" adı altında ile Cheslav Sabinsky tarafınfan sinemaya uyarlandı. 1967 yılında yine aynı isimle ancak bu kez Şostakoviç'in operası üzerinden sinema uyarlamasını Mikahil Shapiro yaptı. 1989 yılında Roman Balaya "Ledi Makbet Mtsenskogo Uezda" ismi ile sinemaya uyarladı. 1992 yılında Peter Weigl, Şostakoviç versiyonuna geri dönerek sinemaya "Lady Macbeth von Mzensk" adıyla uyarladı  İkibinli yıllarda iki kez televizyon filmi olarak değerlendirilen novella 2016 yılında öncekilerden oldukça farklı bir yorumla, tiyatro kökenli William Oldroyd tarafından stilize bir anlatınla sinemaya uyarlandı ve "Alfred Hitchcock Lady Chatterley'i sinemaya uyarlasaydı böyle olurdu" sloganı ile tanıtılınca "Lady Nacbeth" adlı bu film seyircinin ilgisine fazlasıyla mazhar oldu.



Gelelim Sibirska Ledi Magbet'e... Andrzej Wajzda filmografisinin en önemli filmlerinden olmasa da, oyunculuk anlamında bilhassa filmin ikinci yarısında oldukça başarılı. Polonya dışında çektiği ilk film olma özelliğine sahip (çekildiği dönemin Yugoslavya'sı). Trajedi ile kara film öğelerini harmanlayan film, uzak bir köyde yaşayan acımasız Katarina'nın ölümcül entrikalarını anlatıyor. Katarina değirmenlerinde çalışmaya başlayan gizemli bir serserinin, Sergei'in çekimine kapılır ve yasak aşkını sürdürebilmek uğruna sınırlarını ne kadar zorlayabileceğini kayınpederi, kocası; görümcesi ve küçük oğlu sıraları geldikçe öğrenirler.



Wajda sürgün ve ceza temalarını ilk kez  bu filminde kullanmış. Filmin geneline yayılmış, asık suratlı bir hava var.  Wajda oyuncuya soğuk ve mesafeli bakmış ve böylelikle Katarina karakterinin acımasız entrikalarını izleyiciyi gözetleyen kişi konumuna sokarak anlatmayı tercih etmiş. Olivera Markovic, Katarina'da unutulmaz bir femme fatale karakterini canlandırmış. Ljuba Tadic, Sergei karakterini, öncesi ve sonrası bölümlerinde farklı nüanslarla zenginleştirebilmiş usta bir oyuncu.




Dingin, hayranlık duyulacak, insanın ne kadar da güçsüz olduğunun altını çizecek doğa görüntülerini takip eden; kapalı, korunaklı mekanlarda dizginlenemez hale gelen, yok edici ihtiras anlarının yarattığı tezat filmin lehine işleyen öğeler. Şostakoviç'in müziğinin filme katkısı olumlu. Wajda'nın bilinen bir öyküyü yerel motifler kullanarak anlatmış olması filmi izlemeye değer kılarken,  aşıklara filmin başında reva gördüğü son filmi ne yazık ki yavanlaştırıyor.  Sağlam bir yönetmenin izlerini taşıması açısından ve bugünlerde gündemde olan "Lady Macbeth" filmindeki yönetmen tercihlerinin bir filmi nasıl değiştirebileceğini kıyaslamak açısından izlediğime memnun olduğum bir film diyebilirim.



Sibisrka Ledi Magbet - 1962

Yönetmen: 
Andrzej Wajda

Senaryo: 
Sveta Lukic (Nikolay Leskov'un eserinden)

Oyuncular: 
Olivera Markovic, Ljuba Tadic, 
Bojan Stupica, Miodrag Lazarevic, 

Görüntü Yönetmeni:
Aleksandar Sekulovic

Kurgu: 
Milanka Nanovic

Müzik: 
Dimitri Şostakoviç

Meraklsısına Linkler:


1 yorum:

  1. İlk kez duydum, çok ilginçmiş, Lady Makbet'i bu şekilde uyarlamak. Orijinalini çok severim hatta çizgi romanını aldım. Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yorumlar