19 Ekim 2016 Çarşamba

Gilliamesk: Öbür Tarafa Götürmeye Kıyamadığım Anılar

Terry Gilliam'ı akla seza görsel dünyalar kurduğu, seyirci önüne ilk çıktığında gişede çuvallasa da sonradan fısıltı gazetesi yoluyla usulca hayran kitlesini genişleten, bir kez izlendiğinde defalarca izlenip kendisini didik didik ettiren ve adı yıllarca anılan filmlerin yönetmeni olarak anımsıyoruz çoğumuz. Ama tabi öncesi de var. Zaten Gilliam'ın dünyasına açılan kapıdan içeriye bir kez yuvarlandıysanız öncesini de sonrasını da gayet iyi biliyorsunuzdur.




Gilliamesk itiraflar galerisi de diyebileceğimiz bir otobiyografi kitabı. "Palavracı şövalyeler, hafifmeşrep prensesler, beceriksiz büyücüler, şişmanlayıp uçamayan ejderhalar… Masal diyarlarından kaçarken ayarı bozulmuş ne kadar şey varsa filmlerde görmek hoşuma gider. Filmler bana sinemanın büyülü bir şey olduğunu yeniden hatırlatır ve gerçek dünyadan kaçmamı sağlayan kanatlı atlara dönüşürler." diyor Terry Gilliam. Yaşadığı kıskançlıklar, hayranlıklar.film yaparken geçirdiği cinnetler, yapamadığı filmler, felakete dönüşmüş ve yarıda kalmış filmler... dostlukları, oyuncularla yaşadıkları, stüdyo sistemine duyduğu gıcıklık. Kısacası Gilliam'ın tuhaf dünyası olduğu gibi kitaba sızmış, satır aralarından taşarak grafiklere hapsedilmiş. Terry Gilliam kendisine dair her şeyi bu kitaba tam da kendine yakışır biçimde koymuş. Anılar, daha önce gün yüzü görmemiş grafikler, fotoğraflar, kolajlar Monty Python dönemini anımsatan biçimde bir araya gelmiş. Filmlerini ve yaşamını kitapta gözler önüne seriyor.


Brasil, Baron Munchausen's Adventures, Tideland, Time Bandits, The Fisher King, Dr. Parnassus, Monty Python and the Holy Grail, The Meaning of Life, Twelve Monkeys, Fear and Loathing in Las Vegas, The Zero Theorem, The Brothers Grimm filmlerinin arkasında neler olduğunu görmek; Robert De Niro, Brad Pitt, Uma Thurman, Johnny Depp, Heath Ledger, George Harrison, Robin Williams, Jeff Bridges gibi isimlerle çalışmanın nasıl bir şey olduğuna göz atmak; modern zamanların öne çıkmış isimleri ile anılarına göz atmak; 20. yüzyılın ve zamanımızın popüler kültürüne sanatçının gözünden tanıklık etmek için iyi bir fırsat. Uzun lafın kısası yıllarca, defalarca okunacak, resimlerine bakılacak, içinde gezintilere çıkılacak bir kitap. İflah olmaz sinema sevdalılarına kesinlikle tavsiye olunur.


 Meraklısına Linkler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar