28 Eylül 2016 Çarşamba

Vesikalı Yarim

Halil manavlık yapmaktadır, evli ve çocuklu bir adamdır. Evden işe, işten eve geçen günlerinden bir gün arkadaşlarının peşine takılarak pavyona gider. Monotonluğa bir ara vermeyi düşünmekteyken hayatında hiç beklemediği yeni bir sayfa açılır. Pavyon'da çalışan kadınlardan, Sabiha'ya aşık olur. Evli olduğunu ondan saklar. Sabiha Halil'le ilgili gelecek planları yaparken, gerçeği öğrenince altüst olur. Halil'in yuvasının yıkılmasını göze alamadığı için onu kendinden soğutmaktan başka şansı yoktur. Buraya kadar Yeşilçam'da anlatılan dünyalara alışkın izleyici için her şey çok tanıdıktır fakat tuhaf da bir şeyler vardır bu filmde, onu diğer Yeşilçam filmlerinden ayıran bir tuhaflıktır bu.

"Peki nedir o tuhaflık?" derseniz buraya...


Vesikalı Yarim - 1968

Yönetmen: 
Ö. Lütfi Akad

Oyuncular: 
Türkan Şoray, İzzet Günay, Ayfer Feray. 

Sait Faik'in "Menekşeli Vadi" öyküsünden uyarlanan bu film sinemamızın yüzaklarından bir tanesidir. 


8 yorum:

  1. Merhaba, Blog Atlası'nda blog sayfanızdan kısaca bahsettim. Bilgi vermek istedim. Bu adresten ulaşabilirsiniz: http://blog-atlasi.blogspot.com.tr/2016/09/vladimirin-derdi_28.html

    Kolay gelsin.

    YanıtlaSil
  2. Selamlar,

    Çok güzel bir blogunuz var, tebrik etmek isteriz :)

    Bloggerlara destek olmak için domain sponsorluğu yapmaktayız. Örneğin creamive.blogspot.com yerine www.creamive.com adresini kullanabiliyorsunuz. Sadece blogunuzda küçük bir tanıtım yazısı rica ediyoruz.

    Dikkatinizi çekerse bizlere https://www.creamive.com'dan merhaba diyebilirsiniz.

    YanıtlaSil
  3. Bu filmi çok severim, Türkan'ı rol gereği bıçaklandığı sahne insanı felaket üzer...bloğun takip listemdeydi ama gitmiş bir şekilde niyeyse, ben de görürgörmez yeniden takibe aldım Tuna beyin atlası sayesinde:)ona teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten sağlam Türk filmlerindendir.

      Benzeri bana da oluyor bazen kaybedip sonr abuluyorum bog arakadaşlarımı. Sizi takip ediyorum epeydir mesela..

      Teşekkürler.

      Sil
  4. Hep hüzünlü aşklar konu oluyor kitaplara ve filmlere.. Sonlar bazen buruk mutlu..
    Buruk çünkü birileri kazandığında daima iyi ve ya kötü arkada bir kaybeden kalıyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hüzünsüz bir hayat düşünemiyorum. Hayat herkesi kederlerle sınıyor. İyi anlatılan hüzün işte böyle yıllar geçse de her birimizde bir iz bırakıp geçiyor.

      Sil
  5. Hüzünsüz bir hayat düşünemiyorum ama artık hüzünsüz bir hayat istiyorum :)

    YanıtlaSil

Yorumlar