2 Temmuz 2015 Perşembe

Menekşe'den Önce

Gazeteci Soner Yalçın'ın Odatv soruşturması esnasında hapis edilmeden önce yönetmeye başladığı 2012 yapımı bir belgesel film Menekşe'den Önce ve Sivas Katliamı'na tanıklık etmiş insanları, katledilenlerin yakınları ve otelden sağ çıkabilmiş insanları ve ömür boyu içlerinden atamayacakları korkularını taşıyor perdeye/ekrana.

Kaya ailesi iki kızlarını 2 Temmuz 1993′te meydana gelen Sivas Katliamı’nda kaybeder ve bu acı kayıplardan sonra Menekşe adını verdikleri bir kızları dünyaya gelir. O gün Sivas’ta yaşananlar ailenin hafızasından asla silinmemekte ve Menekşe o acı güne dair anlatılanlarla büyümektedir. Menekşe büyür ve artık hiç göremediği ağabeyini ve ablasını tanımak istediğine karar verir. O gün orada yaşananların peşine düşen Menekşe, yazar Lütfiye Aydın’ın kitabını okuyarak başladığı bu yolculuğu, o gün Madımak Oteli’nde bulunanları ve yakınlarını bir araya getirip, yaşanan acıları birincil ağızlardan duymamızı sağlıyor. Soner Yalçın’ın yönetmenliğini yaptığı Menekşe’nin arayış öyküsü, o gün Madımak Oteli’nde yaşananları hafızalardan silinmeyecek biçimde aktarıyor. Müzikler Fazıl Say'a ait.

Filmde şiddet değil kurbanların ve geride kalanların ruhsal durumu ve iyileşmek için el yordamı ile seçtikleri yöntemler aktarılmakta ve o zaman TV karşısında izlediğimiz olaylara dair farkındalığımızı arttıracak detaylara sahip. İzlemesi zor tanıklıklar ancak izlemeli ve aklımızda kalanları anlatmalıyız. 

İzmir Ekonomi Üniversitesi Medya Klübü tarafından ikincisi düzenlenen Hak ve Emek Odaklı filmler festivali kapsamında 9 Mart 2015 tarihinde Fransız Kültür Merkezi'nde izledim bu filmi ve zihnimde hayatım boyunca silinmeyecek bazı cümleler kaldı bu filmden. Gösterim ardında düzenlenen panelde konuşmacılardan biri Lütfiye Aydın söyleşinin bir yerinde şunları söyledi sayısı yirmiyi bulmayan seyircilere bakarak: "O gün oraya bizleri yakmaya binlerce kişi gelmişti ama başımıza neler geldiğini izlemeye gelenlerin sayısı malesef çok az."



Haklıydı aslında neler hissettiğini çok iyi anlıyorum. Ortada büyük bir haksızlık ve büyük kayıplar var, insan bildiği öğrendiği yaşam bilgisi ile bunu nereye koyacağını bilemiyor. Bize öğretilen hiçbir şey bu olay ve bu olayın arkasında duranlar ile aynı düzlemde değil. 


2 yorum:

  1. Ben evvelki yıl bir sinemanın tamamen boş bir salonunda bir arkadaşımla izlemiştim. Salonun boş olması bir bakıma benim açımdan iyiydi zira kelimenin tam anlamıyla böğürerek ağlamıştım. Çıkışta arkadaşımla birbirimizin kıpkırmızı olmuş gözlerine bakıp insanlığımızdan utanmış, koyu bir kahveyle ancak aklımızı toparlayabilmiştik. Cidden izlenmesi çok zordu ama mutlaka izlenmeli. Bu arada bu Soma ile ilgili kitabınızın Ankara'daki tanıtımına gelmiştim, gözüm sizi de aradı ama gelemeyeceğinizi söyledi düzenleyen arkadaş, bir başka sefere inşallah...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzlemesi zor bir film. Yangının başlaması ile birlikte dumandan göz gözü görmez hale gelmesi ve karanlıkta neler olduğunu seslerden anladığını aktarması bana çok dokundu. Her yıldönümüden şiirler, iki notla sosyal medyada güya anan insanların izlemesi gerekir, bu kadar samimiyeti borçluyuz o insanlara.

      Ankara'ya gelmeyi aylardır planlıyordum, malesef sağlık sorunu sebebiyle gelemedim. Ama iyiyim artık inşallah sonbaharda gidebileceğim. Çok teşekkürler.

      Sil

Yorumlar