30 Nisan 2015 Perşembe

Şekil

Fotoğrafının çekileceğini anlayan bir kedi, saniyede onlarca farklı hareket sergiler ve kendini şekilden şekile sokar.


29 Nisan 2015 Çarşamba

Alışkanlık

Oslo'dan kalkıp Trondheim'e gidecek bir uçak 2 Ekim 1948 tarihinde düştü. 
Uçağın "sigara içmeyenler" bölümündeki yolcular öldü, sigara içen yolcular kurtuldu. Kurtulanlar arasında bulunan Bertrand Russel alışkanlığına şükranını aynen şöyle ifade etti.  


23 Nisan 2015 Perşembe

Neydi, Ne Oldu?

Doğduğunda ispanyol asilzadelerini andıran bir isme sahipti Maurice Joseph Micklewhite. İngiltere sahnelerinde ufak rollerde oyuncu olarak boy göstermeye karar verince öncelikle isimlerinin tamamına veda etti ve Michael Scott adını aldı. Oyuncular birliğine kayıt olması gerektiğinde aynı isme sahip başka bir oyuncu olduğu ortaya çıktı ve soyadını değiştirmesini istediler. Leicester Meydanı'nda idi. Derhal bir isim seçmesi gerekiyordu. Kafasını kaldırıp düşünceli gözlerle etrafına bakındı, meydandaki sinemanın önünde boydan boya "The Caine Mutiny" filminin afişi asılıydı. Gerisini şöyle anlatıyor Michael Caine : 
"Ağaçlar öyle bir sıralanmışlardı ki yaprakları yüzünden afişten sadece bir kelimeyi okuyabiliyordum ve o kelime Mutiny değildi tanrıya şükür"


17 Nisan 2015 Cuma

İzmir İzmir Kent Kültürü ve Sanat Dergisi

İZMİR İZMİR Kent Kültürü ve Sanat Dergisi 20. yılını, içeriğini önümüzdeki günlerde duyuracağı bir dizi etkinlikle kutlamayı istiyor. Etkinlik bilgilerine dergi sayfalarından ve bloğumuzdan ulaşabilirsiniz. 

http://izmirizmirdergisi.blogspot.com




İZMİR İZMİR Kent Kültürü ve Sanat Dergisi 20. Yıl Etkinlikleri Organizasyon Ekibi: 
Tufan Atakişi, Gündüz Badak, Emel Kayın, Deniz Moralıgil





16 Nisan 2015 Perşembe

Bugün Burcunuz İçin Nasıl Bir Gün?

Sakin, anlayışlı ve dengeli davranmayı tercih etmeniz gereken bir gündesiniz.
Zira gökyüzünde Merkür Mars karşıtı etkin. 


Dahası bugün odak noktanız:
kariyer, aile büyükleri ve hedefleriniz,
arkadaş çevreniz, sosyal ortamlar ve toplantılar,
yolculuklar, eğitimler, davalar ve iletişim,
genel sağlık durumunuz, ikili ilişkileriniz, güzellik, bakım,
ruhsal dünyanız, rüyalar, gizli sırların ortaya çıkması gibi konular


Bir ihtimal iş görüşmeleri yapabilirsiniz

Mamafih;
finansal konularda risk almamalı,
emin olmadığınız hiçbir konu hakkında soru sormamayı tercih etmeli
olayları gözlemleyen taraf olmalısınız.

Aşk hayatınız, çatışmalara açık bir enerjiden geçiyor
Bu yüzden
geçici baş ağrısı ve zihinsel yorgunluk yaşayabilirsiniz.

Bugün;
geleceğe dair güçlü hedefler belirleyebilir,
etrafınızda olan biten her şeyin daha fazla farkına varabilir
aile içi ilişkilerde fikir ayrılıkları yaşayabilir,
iletişim konusunda çatışmalarla karşılaşabilir,
kıskanç davranışlarla karşılaşabilir,
arkanızdan konuşan insanları fark edebilir,
hayatınızdaki bazı sırları aydınlatma isteği ile kontrolsüz davranabilir,
ilişkilerinizi sorgulayabilir, ani gelişen problemli diyaloglara girebilir,
çalışma hayatınızdaki işlerinize odaklanabilir,
gücün ve kontrolün sizde olmasını arzu edebilirsiniz.

Fikir ayrılıkları ve sözel çatışmalara açık bir günden geçmektesiniz.
Bugün partnerinizden fazladan şüphelenmeye müsaitsiniz,
İkindi saatlerinde kıskançlık ve kontrol etme gibi duygularla karşılaşabilirsiniz.
Üzerine varmayıp böylesi hususları 
enerjisi ılıman günlere tehir etmelisiniz.

Benden söylemesi.
İşte bugün böyle bir gün.
İşinize gelirse.



13 Nisan 2015 Pazartesi

Farklılar

Fabrice Du Welz, Leos Carax, Marc Caro, Jan Svankmajer, Mark Romanek, Floria Sigismondi sinemaya alışagelenden farklı görsel zenginlikler sunan yönetmenlerdir. Denk gelinmesi şansa bağlıdır, ama açtıkları kapılardan bir kez geçince iş değişir. Bir de daha çok tanınalardan Peter Greenaway ve Chan-wook Park var. Hemen aklıma gelenler bunlar.


9 Nisan 2015 Perşembe

Filmlerin Tuhaf Ötesi Etkileri

Bazı filmlerin etkisi, kimi insanların üzerinde bir tuhaf oluyor. Titanic filminin tam gaz gişe yaptığı dönemlerde bir genç kızın Leo diCap uğruna filmin gösterime girmesinin ilk 17 gününde filmi 37 kere izlemiş olması gibi mesela. Çoğumuz "bu geminin sonu başından belli" demiş, izlemiş ya da yan çizmiştik; ama ne var ki akıbeti konusunda, yanılmamıştık. 

Aşağıdaki çalışma "Motifte Sınır Tanımayan Tığ Gönüllüleri" üyelerinden birine ait. Gönüllü, ne The Exorcist filminin etkisinden çıkabilmiş, ne de Regan karakterine bürünmüş Linda Blair'in rahibe saygısızca fışkırtığı yeşilimsi sıvı atıktan, ne de tığından taviz vermiş. Filmin en tiksinç sahnesine motifleri ile can vermiş. Ne diyeyim, bileğine kuvvet, Allah çözemeyeceği kara büyü, içinden çıkamayacağı motif vermesin.


Titanic'i İzmir Sineması'nda izlemiştim. Hemen arkamızda oturan bir kadın filme öylesine kaptırmış olamlı ki kendini, geminin buzdağına tosladığı sahnede: 
"Gemi batıcak ayol" diye feveran etmişti. 
Etraftaki herkesin filmin süresinin de etkisiyle içi daralmış olamlıydı ki o smözlerin etkisiyle hayli gürültülü kahkahalar yükselmişti salondan. İzmir sinemaları böyleydi eskiden, salonlar geniş iken espriler gırla giderdi seyirci arasında. 

İzmir Sineması sağanak yağışlı havalarda salona su sızdırırdı. Titanic'den kısa bir süre sonra, Speed II filmini orada izlemiştim. Dışarıda sağanak vardı, içeride şemsiyeleri açarak izlemiştik. O film de Titanic gibi okyanus ortasında geçen, suyun bol kullanıldığı bir filmdi, Ayaklarımızın altında su dereleri şırıldarken filmi izlemek gerçek üstü değil de gerçek altı bir his vermişti salondakilere. Film kötü olsa da, sinema salonunda, ekrandaki doğa şartlarının benzerinin canlandırılması sayesinde hayatımda ilk kez beş duyuya hitab eden bir film izleme şansım olmuştu; smell-O-rama misali.  Ama gelin görün ki etkisinde kalıp yukardaki sinemasever gibi hislerimi tığa, örgüye, yahut patchworke dökmüşlüğüm olmadı hiç. 

8 Nisan 2015 Çarşamba

Yabancıların Telaşı

Nisan ayının yedinci gününde, saat 13:15'de Aliağa yönüne giden banliyö treni Naldöken Tren İstasyonu'nda durduğunda güneş gökte pırıl pırıldı. Trenden çıkan yolcular alt kattaki çıkışa bağlanan merdivenlere yöneldiği sırada; yürüyen merdivenin üçte ikilik bölümünü henüz geçmiş, seksen yaşlarında, beyaz saçlı ve bir elinde bez bir çanta,  diğer elinde baston olan bir kadın biraz hızlanmazsa treni kaçıracağını anlamıştı. Merdivenlerde ondan başka kimse yoktu. Kalan beş altı basamağı yürüyerek çıkmaya karar verdi. Henüz bir basamak ilerlemişti ki, bastonu merdivenin yarıklarına takıldı, başı döndü ve kösteklendi. Kafasını basamakların sivri metal köşelerine vura vura merdivenlerden yuvarlanmaya başladı. Birkaç basamak sonra durduğunda, başının arka kısmında açılan yarıktan sızan kan beyaz saçlarını kırmızıya boyamaya başlamıştı bile. Ancak merdivenden inenlerin acelesi vardı. Her birinin aklında ya cevap yetiştirilmesi gereken bir akıllı telefon, ya mühim bir randevu, ödenmesi gereken borçlar; yahut akrabalardan yenmiş ve henüz dumanı tüten bir kazık, belki de tutulmamış bir sözün verdiği hayal kırıklığı vardı. İyimser bir tahminle kimisinin aklında Facebook'a bir an evvel girerek; gezdiklerini, gördüklerini ivedilikle cümle aleme ilan etme arzusu, yahut başkalarının gönderdiklerine beğeni sunma telaşı vardı. Yaşlı kadın merdivenden inenlerin hayatında önemsiz bir teferruat bile değildi. 


Gozilla'ydım Ben Çocukken

Daha ondu yaşım
Caligula denizaltını ziyaret için
minik yavrukurtlarla çıktığımız gezide
torpido gözünden kayıveren
bir nükleer başlık
düştüğünde üzerime.
Sırra kadem basınca öbür izciler
örtbas edilince hadise
dönüştüm ben de tıpkı filmlerdeki gibi
bir suskun, çocuk Gozilla'ya
ama kısacık boyumla öylece,
evcil, iki küçük bacaklı
radyoaktif bir komodo ejderine
dururdum öylece
çok da kötü değildi halim.
Annemle babam kızdılarsa da
ödediği sus payı hükümetin
durumu kabullenmesine yetti her ikisinin.

Michael Alan Kassel "Vampyre Mike"
Çeviren: D.M.


6 Nisan 2015 Pazartesi

Sıklıkla Rastlanır Oldu

İlkesiz insanların gündeme dair tespitleri, dahası sivri dilli tenkitleri insanın beynini acıtacak denli gülünç. Hayatını kaypaklıklar üzerine inşa etmiş zer-zevatın başkasının yaptığı hatalara tahamülsüz hönkürmelerini izlemek berbat. Oysa ki henüz bir kaç ay evvel kendi acınası çabalamaları, ayak oyunları insanların hafızasında taze iken eleştirdikleri ile kendi sergilediklerinin ikizliklerine ayamayacak denli kendinden bihaber insanların tespit yaptığını, söz verip altına imza atarmış gibi yapmalarını izlemek tiksinti verici. Bir acaip insan kirliliği çığ gibi büyüyor, ilkesizlikten beslenen şahsiyetsizliklere sık rastlanır oldu.


1 Nisan 2015 Çarşamba

Burun Değişikliği

İnsanların kafasına estetik ameliyat olma fikri yerleştirme işi son yıllarda hız kazanmadı. Burun değişikliği hayli eski bir mevzu.