2 Şubat 2015 Pazartesi

American Sniper

Amerikan başkanlarından John F. Kennedy'nin kardeşi, Robert Kennedy başka adayı olarak yaptığı konuşmalarından birinde; keskin nişancıların kahraman sayılamayacaklarını zira hepsinin korkak insanlar olduklarını söyler. Kaderin garip bir cilvesi, bu konuşmasından kısa bir süre o da abisi gibi bir suikaste kurban gider.

American Sniper, Amerikan Ordu'sunda görev almış bir keskin nişancı'nın yaşamında kesitler sunuyor, onu kahraman olarak kabul ettirmeye çalışıyor ve bu filmi neresinden tutsanız elinizde kalıyor; sinemasal anlamda da, etik anlamda da büyük gediklere sahip; ahlaki ve sanatsal tutarlılığı yok denecek kadar az.

Filme dair notlara geçmeden önce bazı hususları belirtmek isterim. Öncelikle, Amerikan kanunlarından birine göre katiller kendi işledikleri cinayetler ile ilgili kitap yazamıyorlar. Cinayet suçunu işlemiş kişilerin bu eylemlerini paraya tahvil etmeleri geçtiğimiz yüz yıl içinde yasaklanmış.



Film keskin nişancı Chris Kyle'ın anılarından Scott McEwen ile Jim DeFelice'nin yazdığı "American Sniper: The Autobiography of the Most Lethal Sniper in U.S. Military History" (Amerikalı nişancı: Birleşik Devletler Askerlik Tarihi'nin en ölümcül keskin nişancısının otobiyagrafisi) adlı kitaptan uyarlanmış. Teksas'lı Chris Kyle'ın sivil geçmişi işlemediği ancak övünmeyi sevdiği hayali cinayetler ile dolu. Bunlardan en konuşulanı iki otomobil hırsızını yakalayıp oracıkta infaz ettiğine dair olanı. Ne cesetler, ne isimler var ortada. Kyle kitabının gelirini savaş gazilerine yardım eden kuruluşlara bağışlayacağını duyurmuş olmasına ve kitabı ile 3 milyon dolardan fazla kazanç sağlamış olmasına rağmen toplam 52.000._ USD bağış yaptığı konusunda ölünceye dek suskun kaldı. Kitap içerdiği yalanlar dolayısıyla bir çok davaya konu oldu. Bunlardan en bilineni Minnesota Valisi Jesse Ventura'nın açmış olduğu dava. Kitaba göre Kyle Vali'ye yerel bir barda yumrukları haddini ile bildirmiş. Mahkeme bunun yalan olduğunu karara bağlayarak Amerikan Tarihinin en ölümcül nişancısını eski valiye 1,8 milyon USD ödemeye mahkum etmiş. Katilseniz kitap yazamıyorsunuz ama başka ülke sınırları içinde işlediğiniz cinayetlerden kahramanlık otobiyografileri çıkarabiliyorsunuz o ülkenin kanunlarına göre.

Gelelim filme, Clint Eastwood baş rol oyuncusu Bradley Cooper ile prodüktörlüğünü yaptığı filmin aynı zamanda yönetmeni. Senaryo savaş üzerine bugüne kadar çekilmiş filmlerde kullanılan bütün klişeleri, bir tekini bile atlamaksızın kullanıyor. Kyle karakterini insan kılmak, dahası kahramana dönüştürebilmek için sinemanın bütün olanaklarını kullanılırken, etik değerlerin tümü ayaklar altına alınmış.



Film Kyle'ın Irak'taki günlerinden biri ile açılıyor. Önemli bir karar anı bu, gizlediği çatıdan gözlediği yoldaki kadın ve erkek çocuk suikastçı mı değil mi, ona karar vermesi gerekiyor. Yani tetiği çekmek mi çekmemek mi meselesi. Filmin bundan sonrası, zamanda bir ileri bir geri giden ve Kyle'ın ne kadar harika bir insan olduğu, kahramanlığının ne denli göz yaşartıcı olduğunu ispat etmeye çalışan parçacıklardan oluşuyor. Keskin nişancımız aynı zamanda, kapıları kırıp içeri giriyor yalancı ıraklıları şıp diye gözünden tanıyor hepsine birer ikişer hadlerini bildiriyor. Vahşeti dengelemek için onun da aslında ölüm makinesi olmadığını ispat için sıklıkla; evde bekleyen hamile eş, minik sevimli bebek, karşısına çıkan savaş gazileri ve sallantıdaki evlilik manipülasyonlarına baş vuruluyor.



Kyle'in karısı (Sienna Miller) ilk göründüğü sahnede savaş karşıtı bir kadınken, eşi Irak'a gönderildikten sonraki telefon görüşmelerinde vicdanında kuşku uyandıracak konuları asla açmıyor. İlk başta Clint Eastwood acaba bu karakter ile izleyiciye meselenin farklı boyutlarını da vererek, sorgulayan bir gözle mi anlatacak filmin geri kalanını diye kısacık bir an umut uyandırsa da böyle bir niyetin olmadığı takip eden sahnelerde netlikle ortaya çıkıyor.

Kyle ve arkadaşları işledikleri cinayetlerden sonra asla öldürmek kelimesini kullanmıyorlar, bunun yerine İngilizce'de ölüm anlamına gelecek farklı ifadeleri kullanıyorlar. Amerikalılar adam öldürmezlerken, kendi askerlerini vahşice "öldürülüyor". Amerikan askerleri ne zaman kendi kutsal değerlerinden, uzaklardaki ailelerinden, eş ve sevgililerinden söz ediliyorlar hemen akabinde hain kurşunlara hedef olup ölüyorlar. Araplar çok kötü insanlar ve yakaladıkları kadın, erkek ve çocukların uzuvlarını kesip raflarda biriktirdikleri, kafataslarını matkapla deldikleri yetmezmiş gibi Amerikan askerleri gecenin bir vaktinde evlerine dalıp alt üst ettiklerinde utanmadan yalanlar söyleyip, silahlarını gizleyecek kadar sinsi ve güvenilmez insanlar. Film Amerikan Ordusu'nun Bush ve Cheney'in bir savaş uydurmak suretiyle ülkeyi alt üst ettikleri gerçeğinin kenarından bile geçmiyor ve ıraklıların ülkelerini korumak güdüsü ile eylemde bulundukları gerçeğinin üzerini kendince karalıyor. Kyle bütün gaddarlığına, 150 den fazla sayıda saldırganı öldürmekle övüne dursun film onu masum çocuk, vahşi baba masalı ile çocukluk günlerine döndürerek temize çıkarmaya uğraşıyor.

Eastwood daha önce Iwo Jima ile ilgili çektiği iki filmde savaşın iki boyutunu da vermeyi başarmıştı, ancak bu kez tek taraflı bile diyemeyeceğimiz biçimde savaşı ve silahları öven bir filme imza atmış. Başından sonuna dek Amerikan Ordusu'nun propaganda filmi olamya ümitsiz biçimde çabalasa da, Kennedy'nin sözlerinde ne kadar haklı olduğunu ispat etmekten başka bir işe yaramıyor.

Yüzünün üçte ikisini kaplayan şapka ve sakalı ve geri kalan bölümün yarısını örten silahı ile yani filmin çok önemli bölümünde yüzünün 6/5'i örtülü, vücudu siper almış vaziyette gizli Bradley Cooper'ın bu rolü ile en iyi erkek oyuncu dalında Akademi Ödülü'ne aday gösterilmesi anlaşılır gibi değil. Bar sahnesindeki telefon konuşması, bacağını kaybeden eski askerle karşılaşma sahnesi dışında rol yaptığı kameraya yansımıyor. Ancak yine de Akademinin prodüktör oyunculara ödül dağıtmayı sevdiğini biliniyor ve bu sene Reese Witherspoon en iyi kadın oyuncu ödülünü alırsa daha önce iki dalda aday gösterilmiş Bradley Cooper'ın bu sene en iyi erkek oyuncu dalında ödül alması kehanet gibi görülmemeli.


Kötü bir film izlemek istemiyorsanız uzak durun.  



American Sniper - 2014

Yönetmen: Clint Eastwood

Senaryo: Jason Hall

Oyuncular:
Bradley Cooper
Sienna Miller

Görüntü Yönetmeni:
Tom Stern

Kurgu:
Joel Cox
Gary Roach

Müzik:
Joseph S. DeBeasi
Clint Eastwood (Taya'nın şarkısı)

Meraklısına Linkler:

2 yorum:

  1. Chris Kyle yüzünden Bradley Cooper'dan da nefret ettim filmi izlerken, kahramanın üstüne kusmak istedim, bu kadar yanlı film mi olur, pes yav. Umarım nal toplar ödüller dağıtılırken. Adamların yemeğini zıkkımlanıp kurşunladılar yahu :)
    Anhneannem olsa şimdi, "fim o film, sahi değil" diye dürterdi beni :)
    Yabancı dilde aday olanlardan Tangerines'i izlediniz mi? Ben çok beğendim...

    YanıtlaSil
  2. Bu kadar taraflı ve tutarsız filmi yazıp yazmama konusunda kararsızdım ama kötü film olduğu da yazılı dursun bri kenarda istedim. Bahsettiğim prodüktörşük yönü sebebi ile ödül kazanma ihtimali var. Yoksa oyunculuk namına bir şey yok filmde. Tangerines i izledim onu ve Ida yı beğendim. :)

    YanıtlaSil

Yorumlar