24 Haziran 2013 Pazartesi

World War Z ve Sansür Sansür Üstüne


World War Z Max Brooks'un 2006 yılında yayınlanan romanı. Bir salgının insan nüfsunun büyük bölümünü zombiye dönüştürmesi sonrasında yaşananları anlatıyor. Bir Birleşmiş Milletler görevlisinin tanıklığı ile dünyanın farklı yörelerindeki insanların başlarından geçenleri öğrenirken. Salgına neyin yol açtığı şekilleniyor okurun kafasında. 


Sinemaya da uyarlanan filmin ilk fragmanını izlediğimden beri, yaklaşık 6 aydır gösterime girmesini bekliyordum. Tek sorun filmin yönetmeninin seyrettiğim en kötü Bond filmi olan Quantum of Solace filmini çekmiş bulunan Marc Forster tarafından yönetilmiş olmasıydı yine de cuma günü gösterime girer girmez izledim. 


Filmin kitapla çok ilintisi yok. Okuyanlar kitap ile ilgili hiç bir beklentiye girmemeli. Romanda dünyanın değişik ülkelerinden bir çok kişinin başından geçenler anlatılırken bunda, bir tek kişinin dünyanın farklı bölgelerinde başından geçenler anlatılıyor. 

Filme dair notlarım:

Film başlar başlamaz kadın oyuncu seçiminde Angelina Jolie'nin parmağı olduğu seziliyor. 

Kansız bir zombi filmi nasıl olur diye merak ederdim. Merkım bu film ile yatıştı zira filmde milyalrca insan ölüyor ya da zombiye dönüşüyor ama bir damla kan akmıyor. Bir kaç damla pıhtılaşmış kan var. Kansız zombi filmi çekmek sansür demek bence.

Kansızlığa özen gösterilmişken finale doğru "metalli" sahne çok vahşi. Nasıl bir perhiz ise?...

Filmin ikinci sansürü alt yazılarda. Israil filmde çok önemli bir yere sahip, filmin hatırı sayılır bir bölümünün bu ülkede geçiyor olmasına, oyuncuların en az on kere "İsrail" diyor olmasına rağmen alt yazılarda bu isim geçmiyor. Onun yerine Orta Doğu demeyi uygun görmüşler. Malum ülkenin adına bile sansür uygulanması büyük rezalet. 

Filmin en önemli artısı karakter gelişimi diye bir şey yok. Film jenerik yazıları belirmeye başladığında başlıyor ve dört dakika sonra güm diye olayların ortasında kalan her fert için seyircinin endişe duyması sağlanmış. Konu hayli basit, sebebi, kaynağı belirlenemeyen bir hastalık, hükümetler tarafından önemsenmiyor ve bir kaç gün içinde tüm dünyayı sarıyor. Kan yolu ile bulaşan bu hastalık 12 saniye içinde bulaştığı insanın vücudundaki kuluçka dönemini tamamlayıp onu da bir yaratığa dönüştürüyor. Kitabı okuyanlar bu salgın sonrasında geçen on yıldan haberdar oldukları için film onları kesecek gibi değil. Ancak başarılı bir film. Ön gösterimlerde filmin umutsuz finali beğenilmediği için final tamamen değiştirilmiş. Sonuç başarılı bir aksiyon filmi. Paramount gösterime girdiği hafta sonu aynı filmdekine benzer bir salgın gibi filmin izleyicisine ulaşmasından memnun olmalı ki, devam filminin geleceğini açıkladılar. 

Filmin yarısına gelmeden bir daha mecbur kalmadıkça 3D film izlememe kararı aldım. Sağlam görselliğine rağmen 3D bir çok filmde olduğu gibi bunda da filme hizmet etmiyor zira. 


Filmin fragmanı. Dikkat, tamamıyle spoilerdır. Filmi izlemeyi düşünüyorsanız fragmana bakmayın.




2 yorum:

  1. şimdi geldim ben de filmden.
    bakınırken yazıyı gördüm.
    film iyiydi.
    ama tatmin edici değildi.
    zombileri bıraksalar zaten iki haftaya öleceklerdi.
    açlıktan, susuzluktan.

    YanıtlaSil
  2. Böyle bir film hatırlıyorum. Filmin başını kaçırmıştım ama bir kadın bu salgından etkilenmemişti. Çocukları da öyle. Isırılan iki saniyede zombi oluyordu. Ama tüm dünyada değildi galiba bu salgın.
    O filmi anımsadım. Ama tanıdık kimse yoktu o filmde. :)
    Bende oluşan kanı; sinemaya gidip izlemeye değmezmiş. Bu tarz filmleri o kadar sevmem çünkü.

    YanıtlaSil

Yorumlar