12 Mayıs 2013 Pazar

Hepsi Sadece Bir "Ses"

Her meslek kendisine yıllarını vermiş çalışanlara bir, ya da bir kaç armağan olur. Bir şekilde iz burakır yaşamlarda. Yolun başındaki genç insan fark etmez kendipayınadüşecek armağanı. Birisi uyarsa bile dikkate almaz.. 

Cevaben der ki:

"Bana bir şey olmaz.!"

Olur, mesleği herkeste bir iz bırakır. Bendeki iz mesela telefonları umursamamak oldu. Bangır bangırçalan onlarca telefonun ortasında beni bıraksanız hiç tepki vermem telefon seslerine karşı şerbetlendim. Duymuyorum. Bakmıyorum. Eskiden telefon var mıydı avasında geçiyor günlerim. En azından kötü haber almıyorum. 

Yıllarca telefona yapışık işhayatı olunca böyle oluyormuş sonu kimisinin demek ki. Üniversiteden yeni çıkmış bir yaze mezunken bana gelecekten haber olarak biri bu durumumu anlatsaydı asla, kesinkes inanmaz ona şöyle derdim:

"Bana bir şey olmaz!"

Cep telefonuma iltimaz geçiyorum ona arada cevap veriyorum. O da cebimdeyken çalsa duymam, sadece telefon elimdeyken çalacak olursa cevaplıyorum. Nadir telefon cevaplayan biri iken ben bile call cnter zulmünden payıma düşeni alıyorum. Artık 850 ile başlayan numaraları belleyip asla cevaplanmaması gereken numaralar olarak zihnime kazımışken ne olduysa üç dört hafta kadar önce kendi rızam ile yanıtladım 850 ile başlayan numarayı.

Arayan banka idi.

Kalitelerinden gıdım tavizvermez ya bunlar,telefonun öbür ucundaki ses özgüven ile ilgisizlik karışımında bir tondan adını vererek, konuşmamızın kaydedileceğini söylediği anda şimşek çaktı beynimde. 

"Hayır kaydetmeyin" dedim. 

Mesleğimin bana verdiği ikinci armağan bu: istersem nsanları şaşırtabilirim.

"Neden?" diye sordu ses.

"Ben" dedim "çağrı merkezinde çalışanlar ile ilgili biröykü yazıyorum, size bir kaç soru sormak istiyorum.""

Kısa bir sessizlikten sonra, ses konuştu. Karasızdı, kimse onu telefonda kendisine yöneltilelecek garip sorulara karşı uyarmamışolmalıydı.Kesin oryantasyon kursunda okıdığu kurallar listesini anımsamay çalışıyordu. Fala düşünüp hayır demeden evvelbir şey söylemeliydim.

"Bakın dedim pis bir şaka yapmıyorum. Sizleri anlatacağım. Ne kadar gerçekçi olursa o kadar iyi değil mi? kaydetmeyin işte. Farzedin beş dakika mola verdiniz. Konuşmamızı kaydetmeyin size brikaçsoru soracağım."

Tereddüdünden vazgeçip derin birnefes aldı. aklıma gelen soruları birbiri ardına sıraladım. Yanıtlarında içten olduğu  sıcak ses tonundan belliyidi. Soracaklarım bitince teşekkür ettim. Sesimizi kaydetmeye başladı. Görecvini iyi yapıyordu, ancak yeni bir kredi kartına ihtiyacaım yoktu.

Ondan sonraki günlerde telefon elimde bekledim. Soracağım soruları hazırladım. Çoğalttım. Benimle konuşmaya ikna olan tüm çağrı merkezi çalışanlarının yanıtlarını soruların altına konuşma anında elimle yazdım.İu ana kadar on iki kişiden yanıt alabildim. Soruların yanıtları biri hariç birbriine çok benzemiyor ancak bir soru var ki yanıtı hep aynı.

"Müşteriler hakkındaki düşünceniz nedir?"

Onlar birer ses. Kibar insanlarla konulurken bazen ağlayacak gibi oluyorum. Edepsiz, aşağılayıcı, küfürbaz "insanları ve bir dekibar insanlar biraz iz bırakıyor bende. Onun dışndaki herkes, hepsi sadece bir ses."



1 yorum:

  1. Telefonu sabahtan akşama susmayan bir iletişimci olarak en büyük zevkim Amerika'ya gittiğimde Türk hattımı kapatmak oldu.Bana netten ulaşabilirlerdi, en yakınlarda zaten Amerikan numaram da vardı. Muhteşem bir boşvermişlikti. :))

    YanıtlaSil

Yorumlar