8 Nisan 2013 Pazartesi

İzmir Bir Ulaşım Problemini Daha Çözdü

Belediyenin kötü hizmetlerinden; beni vatandaş olarak rahatsız edenlerinden arada yakınıyorum ama sonunda çok şahane bir çözümlerini görüp sevindim. Kötü yanlarını yazdığımı gibi iyi yanlarını da söylemek lazım. Yoksa nankörlük olur. Hem Non-Körlük iyi değildir. 

Ülkemizin güya üçüncü büyük kenti olduğu isminin önüne yapışıp kalmış İzmir'de ulaşım için ola ki yağmurlu günü seçtiyseniz, kendi arabanızla da yola çıksanız bir yerlere gitmeniz zordur, zor.. Rüzgarlı havada vapura da binmeniz zordur, zor. Zira rüzgar münasebetiyle vapur seferlerini durduranların aklına o güne mahsus ilave otobüs seferleri koymayı getirmesi de zordur, zor. Binlerce insanın vapur bulamayıp zaten tıklım tıkış gelen otobüse binmeye çalışmasını izlemek bile ayrı bir zorluk zaten. Birde o dolu otobüse binmekten başka çaresi kalmamış kalabalığın parçası olduğunuzu düşünün ki zorluğun boyutu gözünüzde canlansın. (Düşman başına)

Metromuzun maşallahı var. Yapımı yıllar sürdü, hizmete tam olarak alınması ise daha çooook uzun yıllar süreceğe benzer. (Burada "benzemez kimse sana" şarkısını mırıldanıyorum, çünkü çağrıştı.) Bir de metronun kaç dakika sonra geleceğini gösteren tabelaların dijital olmasına gerek yok zira o tabelalar kafalarına göre rakam ruleti çeviriyor. Onun yerine dededen kalma usullerle bir teneke alıp üzerine "T(i)ren 7 dakika sonra gel(i)cek" yazsalar. Günde onlarca defa bir dakikalığına doğru bir şey göstermiş olurlar hâlka, tıpkı bozuk saatler gibi. Ama bu dijital tabelanın doğruyu gösterdiği ana ne denk geldim ne de böyle bir ana şahit gelenini gördüm. Trenleri sürenler de otobüs sürenler gibi kafalarına göre takılıyorlar zaten, "canın istediğin de sür git, yolcudan bana ne" mantığı. 

Lafı uzattım farkındayım. gelelim metro sistemimizin insanı hayranlığa düşüren kısmına. Halkapınar aktarma istasyonunda Bornova, Üçyol, Menemen(Aliağa) hatları arasında geçiş yapılabiliyor (eskiden bir de Alsancak hattı vardı, o güzelim hattı kış aylarında Belediye'ye emanet etmeye karar verdiler ya; artık oradan da ümidi kesintiye uğratın.). Her bir hat ayrı bir ray hattı üzerinde sefer halinde. Halkapınardaki durakta indiğinizde hatlar arası geçişi şöyle yapıyorsunuz. 

(Resimdeki gibi)




Yani trilyonlarca lira değerindeki bu yatırımda hatlar arası geçişi tahta köprülerde itişip kakışmak sureti ile gerçekleştiriyorsunuz. Ben bu fotoğrafı günün en sakin saatlerinde çektim. O anı gördüm ya... Sabah işe gidilen ya da akşam işten dönülen saatlerde buraya adım atmamak için elimden gelen tedbiri alırım. İşe bir gece önce giderim mesela, hafta bitene kadar da geri dönem metro ile döneceğime. Diyelim Karşıyaka'dan trene bindiniz (allah muhafaza) burada aktarma yapıp Konağa gitmek istiyorsunuz. Köprüden geçmeniz lazım. Hiç acele etmeyin burası boş iken bir dakika almayacak yolu köprüden 15 dakikada geçerek kat ettiğiniz için en az iki iç treni kaçıracaksınız. Kalabalığı görünce paniklemeyin, oturun bir izmirli gibi sakinlenin. "Adam sen de tren bu gelir geçer, köprüden geçelim ona da bineriz." ruhiyatınızı takının.  

Köprüden geçerken üzerindeki yüzlerce kişini ahesteliği o canım tahta mühendislik eserini garç ve gurç sesleri arasında bir o yana bir bu yana beşik gibi sallamıyor mu o anın tadını çıkartın. Bir yere yetişmeye çalıştığınızı unutun, "carpe diem" diyen iç sese kulak verin. Hatta hayal bu ya farz edin ki lunaparktasınız. Köprüden geçmenin tadını çıkartın. 

Ben Belediyemizi bu zekice ve izmirliye yakışan bu pratik çözümünden ötürü tebrik ediyorum. İnşallah her yere ulaşımda bu mühendislik harikası tahta demir karışımı köprülerden kullanırlar.

Yalnız bu köprüden geçerken bir an falına baktım da pek de uzun bir ömür biçemedim kendisine. O köprü gidici bence. Facia şeklinde gider. Üzerindeki bir kaç yüz kişide feci hasar bırakır kanısındayım. Dahası "Son Durak" serisinin sondan bir sonraki devam filmine mevzu olur. Zira yükseklik hayli, alttan geçen şeyler de tren. Allah korusun ve mazallah diyelim ama varsayalım korumadı: köprü çöktü ve insanlar düştü. O an tren seferini durdurmayı aklı edecek çapta bir görevlinin orada olması tesadüfünü tahayyülünüze bırakıyorum. Bütün görevlilerin aval aval olan bitene bakma olasılığı hayli kudretli bence. Bir de panik halindeki izmir halkı ile bir arada kalma ihtimalini de katın bu olasılık hesaplamasına, facianın boyutu canlansın gözlerinizde. İyisi mi şimdilik uzakta durun. Aktarma durağında inseniz bile aktarma yapmayın. Orada ilelebet bekleyin daha iyi. 


Halkapınar Metro İtasyonu Köprüsü'nün 
sakin bir anının resmidir. 
Bakın. İbret alın. Hizmet nasıl olurmuş ezberleyin. 

10 yorum:

  1. Yazık aq ya . Bi İzmirli olarak üzüldüm, pek siyasetten anlamam ama belki AQP li olsa daha farklı yatırımlar ,daha egzantirik mimari örnekleri ile karşılaşılabilinirdi :D bilemedim Vladimirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sİyaset kısmını bende sallamıyorum. Aldığım hizmetin kalitesine bakarım ki, İzmirde pek hizmet görmediğimizden kalite akılda kalıcı oluyor. Ben hayatta böyle bir ulaşım mantığı görmedim.Hizmet değil hezimet mübarek... :D Köprünün iki aksi istikametinden gelen insan kalabalığı birbirleri ile bir itişiyorlar ki sanırsın Manisa'da bedavaya Mesir Macunu dağıtma törenleri yapılıyor. Sakin saati üstelik. "Rush Hour"da görmek istemem.

      Sil
  2. 17 yıldır İzmir'de yaşıyorum, ilk defa geçen sene metro kullandım (işime yarayan bi ulaşım aracı olmadığından burjuvalıktan değil) meğerse hiçbir şey kaçırmıyormuşum. Ama 121 hattını tek geçerim o ayrı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir zulüm yoktur başka bir kentteki metroda. İstanbul ve Ankara'yı geçtim, Adana ve Bursa metrolarında, banliyö ulaşımında yok böyle bir kepazelik. Belediye başkanının böyle bir durumdan haberinin bile olduğunu sanmıyorum. O kendi aleminde, kentin dertlerine kaptırmış kendini, çözüm arıyor olabilir. İnşallah bulur :)

      Sil
  3. Bunun sebepleri ne olaki? İlgisizlik,beceriksizlik, yetkisizlik, yetersizlik yahut kaynak kıtlığı yoksa yer sıkıntısı bunlar üzerine güzel bir ropörtaj yapılırmış aslında olmama sebeplerine dair. Dokunmaya devam ettikçe bir şeyler elde edeceğiz dokundurmaya devam..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunun sebebinin kaynak kıtlığı olacağını düşünmüyorum. Bu kentin kaynağı o kadar bol ki iki yılda bir kaldırım taşları değiştirilir. Sanki tek derdi kaldırımların iki yılda bir yenilenmesi imiş gibi geriye kalan bütün hizmetler bir kenarda sıralarının gelmesi için bekletilir. Beklemekle sorun çözülmez halbuki. Ben bu soruya yanıt olarak beceriksizlik, ilgisizlik, yetersizlik diyor ve vizyonsuzluğu da ayrıca ilave ediyorum.

      Evet sorunlarımızı söylemezsek kimsenin bakacağı yok. Çok haklısın :)

      Sil
  4. Benzer bir durum için İstanbul'daki metrobüs hattına bakınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baktım :) Hiç benzemiyor.... Dahassı metrobüs hatlarının iş çıkışı ya da sabah işe gidiş saatleri dışındaki zaman bölümlerindeki halini iyi bilirim. Hiç birinde saat 2 sularında böyle kalabalık görmedim. Mecidiyeköy dahil. Haberlere konu olmuş meşhur "Şirinevler Durağı" ise ayrı bir konumda; metro, otobüs, metrobüsü kullanan ve de karşıdan karşıya geçmek isteyen herkesin buluştuğu bir köprü orası ki sakin saatlerde Halkapınar köprüsüne benzemiyor asla.
      İstanbul da sorun varsa çözüm arayışı da oluyor bence. İzmir'e mahsus sorunları görmezden gelmek. İnşallah bir gün o görevleri işgal edenler oralarda halka hizmet için oturduklarını anımsama lütfunda bulunurlar :)

      Sil
    2. Doğrudur haklı olabilirsin. İzmir doğumlu olmama rağmen metrosunu otobüsünü çok bilmem. Yalnız şunu biliyorum tüm metro ağları Halkapınar'dan bağlanıyor. Vaziyet öyle olunca böyle olaylara mahal vermesi olağan. Tüm ulaşımı Halkapınar'dan bağlamak dahice bir fikirmiş :)

      Sil
  5. Eski işyeri halkapınarda olan biri olarak o köprü çilesini çekmemek için,paşa paşa 7:45 alsancak vapuruna binip 8de de alsancaktan otobüse bindim uzunnn bi zamannn :)
    O köprüden ancak o kalabalığın gitmesini bekliyerek sağ çıkabilirsiniz yoksa sinirler laçka :)

    YanıtlaSil

Yorumlar