21 Mart 2013 Perşembe

Aptallar Gemisi

Aptallar Gemisi'nde sıradan görünen bir gün daha başlıyordu. Sıradan gün demek telaş demekti aptal olana. 

"Koşun, koşun, koşuşun!

Baş Aptalın Baş Yardımcısı'nın sesiydi bu. Neşe içinde gürlüyor, o gürledikçe gemi halkı koşar gibi, mutluymuş gibi yapıyordu. Araya aptal olmayanlardan da bir iki insan karışmıştı ama, aptal pozisyonuna sığınmışlardı. Geçiciydi gizlenmeleri. Malum gemisini yürüten kaptandı; dahası köprüyü geçene kadar ayıya, dayıydı. İki yüzlülük aptal olana da zeki olana da aynı derecede erdemdi bu gemide. 

Baş Aptal endişeliydi son günlerde. Sebebini bilen yoktu. İşte bu yüzden her şey sıradan görünmesine karşın, bir şeylere gebe bir güne yelken açmıştı gemi. 

Aptal sürüsü Baş Aptalın Baş Yardımcısı'nın direktifini duydukça sağdan sola, soldan sağa, bir yukarı, bir aşağı koşuşurdu. Böyle olunca Baş Aptal'ın endişesini gizlemesi de kolay oluyordu.  Koşmaktan haline bakacak adam yoktu etrafında.

Aptallar gemisinin tek yükü vardı. O da angaryaydı. Angarya yüklü gemide kimse yüke elini sürmek istemezdi. Yaklaşanın eline yapışır kalırdı angarya. Bazen angaryayı yükleyecekleri aklı başında, ama aptal ayağına yatmış bir kişi bulunurdu. Her nedense aptal olmayan kendi üzerine yıkılan angaryayı bile özenle yapardı. İşte o zaman olurdu angarya aptala kıskanılacak bir malzeme. Başkasının elinden parlayan her iş kıskanılacak bir cevhere dönerdi. Ondan sonra o işi yapanın aleyhine kulisler, yalanlar, dedikodular döner dururdu. Sonunda işin kokusu Baş Aptal'ın burnuna kadar gelirdi. 
"Yok köşesi olmamış," 
"Yok kenarı iyi dolanmamış," 
"Yok alfabenin sekizinci harfi dokuzuncusundan elli iki milimetre ötede durmamış."
Baş Aptal Kıskandığını belli etmemek için bu sözleri kullanırdı. Diğer aptallar da boş durmaz angaryayı sahiplenmişin kulağına endişe tohumları ekmek için birbirleri ile yarışırlardı. Maksat huzursuz olsun; kendileri neşe içinde koşturur, çalışır, mutlu olur gibi yaparken maksat öteki endişelensin diye. 

Baş Aptal'ın kıskançlık günlerinden biriydi bugün. Düne kadar "Aman angarya işte" diyerek salladığı, görmezden geldiği bir ağırlık daha kıymete binmişti. Sığ sulardaydı, manevra yapması için bildiği sulara çıkması lazımdı. İşte bu yüzden Baş Aptal diken üstündeydi. Bir akıllıdan daha kurtulması lazımdı. 






1 yorum:

  1. oyyyy, nasıl aydım sabah sabah. Lakin okuyan her insanın aklından geçen şey benim aklımdan da geçti ; kurtulmaya çalıştıkları benim :))

    YanıtlaSil

Yorumlar