25 Aralık 2012 Salı

Sabah Yalanları

Epeydir sabah ekranına göz atmıyordum. 

Saygıdeğer bir bakanımız "Türkiye'deki basın AB ülkelerindeki basından daha özgür" diyordu. "Nasıl yani?" dedim kendi kendime, rüyadayım sandım, gözlerimi iyice, hatta  irice açarak ekrana bakmaya devam ettim. Bu sefer aynı sözler alt yazı olarak geçmeye başladı. 

Kanal değiştirdim. 

Aldatma üzerine bir program yapılmak üzereydi, konuşmacı konuk saçının teline kadar örtünmüş, iğreti oturan bir kadındı: Ağzını açtı, ağzından dökülen kelimeler duruşundan da iğreti idi. Kadın erkek ilişkileri ve aldatma üzerine girişeceği konuşmanın ilk cümlesinden konuyu her hangi bir mantık kaidesine oturtamayacağı belli oldu. 

Kanal değiştirdim.

Spiker telefonlarının dinlendiğinden şikayetçi olan bir vatandaşın haberinin üzerine kendi görüşlerini belirtiyordu. "Koskoca ülkemizin her şeyini yöneten Sayın Başbakanımızın Ankara'daki, İstanbul'daki Makamları dinleniyor. Hadi bundan geçtim evinin alt katındaki ofisi dinleniyor. O eve kim girip çıkıyor bir düşünün, Emine Hanım, dört tane yavrusu (yavru dedi, yeminle) ve bir kaç tane ahbapları en fazla. Bu dinlemeleri yapan derin kulaklar var. Sayın Başbakanımız dinleniyorsa korkulur valla korkulur" Spikerin sözleri aynen böyleydi. Telefonla yapılanlar dahil her tür konuşmanın dinlenmesini adeta öcülerin yaptığı, kaçınılmaz, ama boyun eğilmesi de gereken ama düşünülünce de zararsız, olağan eylemlerdenmiş gibi göstermek üzere üzerine düşen görevi yapar gibiydi Avrupa Birliği ülkelerindeki basından daha özgür basınımızın özgür üyesi.

Televizyonu hepten kapattım.

Epeydir sabahları TV açmıyordum. Sebebini bu sabah zaplaması sırasında anımsadım: palavraya karnım tok artık. İstemiyorum yalan dinlemek. Bunlara karnım tok ise de, güzel müziğe her zaman açım.

Anima'dan "Yağmurla Gelen" şarkısını ilk dinlediğim anda sevmiştim. İlk ve bildiğim kadarı ile tek olan bu albümlerinde yer alan söz konusu şarkının uzun bir introsu var. Son çalıştığım iş yerinde, öğle tatillerine bu şarkıyı introsu ile çalardım arada. Çocukların girişteki gitar sololardan ve mızıka nağmelerinden sinirlerinin bozulduğunu bir kaç çalıştan sonra anladım. "Bu bizim birimin marşı olsun arkadaşlar" dedi çocuklardan biri fısıldayarak bir diğerine, oradan geçerken işittim; "Marşı müteakip Kordon boyunda bileklerimizi keserek toplu halde intihar girişiminde bulunalım" demeden duramadım ben de. "Müdür bey yani o manada değil" diye kıvırtmaya çalıştı uzun boylu olanı. Akıllı çocuktu, toparlayamadıysa da güldüm. Zorla insanlara şarkı beğendirecek değildim ya, dışarı çıktım.

Anima'dan "Yağmurla Gelen" isimli şarkıyı sizler için çalıyorum, siz beğenin ama. Oldu mu? ;)


10 yorum:

  1. bende bakamıyorum.şöyle bir gezindim aslında seninde dediğin gibi.Aldatma konusunu anlaatan kadın,şöyle bir ifade kullandı,
    aldatmaya karşı çocuk yapmak gibi,bu nasıl bir mantık ki yarabbim dedim içimden.Dur eşim aldatıyor ben bir çocuk yapayım ,güldüm aslında.
    Aldatma konusu da sanki hep erkek aldatıra bağlanıyor.Aldatan kadınlarda var mesela,o zamanda erkekler çocuk yapsın.Bak bu iyi çözüm aslında.Kadınlar en azından sokak ortasında öldürülmez.
    Erkek altatıyorsa kadın çocuk yapsın,kadın aldatıyorsa erkek çocuk yapsın.

    Bu kadar saçmalığı kaldıramıyor tabii aklım.bak böyle saçmalıyorum bende.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanılır gibi değil, parçalanmak üzere olan bir ailenin ortasına doğur çocuğu... Çocuk kavga dövüş içinde abuk subuk bir psikoloji ile, kanadı, kolu kırık büyüsün ya da direkt manyak olsun.

      Aldatmayı doğal, kaçınılmaz, kadın için kabullenilmesi gereken bir sıradan hadise haline getirmeye çalışmaları hiç iyi değil. Tıpkı telefonların dinlenmesini sıradanlaştırmaya yeltenen tv sunucusu gibi. Önemli şeyleri önemsiz hale getire getire, sorunları örte, görmezlikten gele bu topraklardan normal insan çıkartmak artık giderek zorlaşacak. İşin acısı bunca kadın cinayeti ve şiddeti sonrasına bu gelişi güzel laf üreten beyinsizler hiç bir vicdani sorumluluk kırıntısı dahi hissetmeyecekler. Halbuki sebeplerden biri de bu umursamaz aymaz beyinli susmaz konuşurlar.

      Sil
    2. hepsi şundan ibaret
      uyusunda büyüsün ninni,
      uyuyoruz bizde böyle işte.

      Sil
  2. Şu telefon dinlenmesi hadisesi gerçekten ilginç, kapak kimin başına "patlatılacak" acaba??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Kapak" seçilmiştir çoktan da, bizler günü gelince, yani "Büyük Ağabey" izin verdiği gün duyarız.
      :(

      Sil
  3. En iyi basardiklari sey agizlarindan cikan gercekle alakasi olmayan cumlelerle milleti soka sokmak! Haberleri dinlerken kocakisisinin klasik bir lafi var "aa bizim ulke Isvicre olmus da haberimiz yok!" diye, o hesap kendileri calip kendileri oynuyorlar, gercekleri carpitan carpitana.
    Sinir hastasi olmamak icin ne haber ne televizyon izliyorum artik ben...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vicdan denilen hasletten nasibini alamamış adamların elinde vatandaşların haber alma hürriyeti, boyalı basın lafına kıl olurlardı bir de, artık her şey bir karış boya ile örtülmüş.

      Sil
  4. Çok güzel şarkı.Bayıldım:)

    YanıtlaSil

Yorumlar