17 Mayıs 2012 Perşembe

Kıskanma Saçmalığı ve Fotoğraflardaki Ayaklara Dair

Sahafları gezmeyi, oralarda kitaplardan ziyade eski fotoğrafları incelemeyi sevdiğimi anlatmıştım daha önceleri. Asıl ilgi alanım 1900'lü yılların başından, Yetmişlerin sonuna kadar olan dönemde çekilmiş, sahibini kaybetmiş fotoğraflar. Bir kaç yıldır fotoğraf seçiyorum oralardan. 100 adedi toparladığımda, oturup onlarla ilgili bir yazı yazacağım.  Siyah beyaz fotoğrafla haliyle çoğunlukta oluyor. Renkliler fazla da ilgimi çekmiyor. Sahafları gezerken en çok bir üniversite arkadaşımın lisede çekilmiş fotoğrafını bulunca şaşırmıştım. Siyah beyaz resmin içinde onunla arkadaşlık ettiğimiz dönemlerdeki gibi muzır bakmıştı. Herkese olur ya, sonra araya yıllar girdi. Ama yine de eski bir arkadaşın, onu tanımazdan evvelki hallini görmek ilginçti. O fotoğrafı almadım. Kurgularımda tanıdığım insanlara  yer yok. . 

Geçen hafta sonunda kurstan tanıdığım birisi ile konuşuyorduk öyküler hakkında. Onunla kendi yazma serüvenimle ilgili bir paylaşımda bulunuyordum. Yazdıklarımı tanıdıklarıma okumaya başladığımda bri kaç tanesi ile aramın bozulduğunu. Daha öyküleri okurken, yüz ifadelerinin soğuduğunu ve ondan sonra da benden uzak durduklarını anlatıyordum ki sözümü bölerek;

"Ne yani öykülerini mi kıskandılar?" dedi.

Yanıtım "Ben kıskanma konusunda yetenekli olmadığım, dahası kıskanmayı beceremediğim için teşhiste zorlandığım bir duygu" olduğunu "Sanmıyorum ama yazdıklarım kıskanılsaydı da,  bu durum bana söylenmedikçe anlamam hayli zor olurdu" dedim. Sonra laf seyrini değiştirdi, o konu başka konuyu açtı. Erken bölünmüş her bir söz gibi benim de söyleyeceklerim sonuna kavuşamadı. 

Eğer sözümü tamamlayabilseydim, ona yazmaya başladığım ilk dönemlerde tanıdığım kişileri öykülerime aldığımı ve yazdıklarımı götürüp, o kişilere okuttuğumu; öykülerde kendilerine dair bir şeyler anlatıldığını yakalayanların bana tavır aldıklarını anlatacaktım. Ben yazdıklarımdan heyecana kapılıp safça, övünülecek şeylermiş gibi paylaşmakla meğer bilmeden iyi bir şey yapmışım. Böylelikle gerçek kişileri öyküme almamam gerektiğini öğrenmişim. Tabi ki insana dair bazı özellikler, bazı olaylar kurgunun içine yerleşiyor, beslenme kaynakları yaşam olduğu zaman. Ancak yazdıklarımdan kimsenin incinmesini istemediğim için öykülerime gerçek kişileri alıp oturtmuyorum. İnsanların tanınmaz hale gelmiş birer suretlerini bazen öyküme koyuyorum. 

Fotoğraflar üzerinden yapacağım çalışma da tanımadığım ve benim için bilinmez kişiler üzerinde olacak.

Fotoğraflar beni her zaman ilk bakışta görülebilen enteresanlıkları ile sadece sahaflarda içlerine buyur etmiyorlar. Söz gelimi facebook'ta bu  konuda hayli cömert olanaklara sahip. Geçtiğimiz günlerde lise arkadaşlarımdan bir tanesinin nikah fotoğrafına rastladım. Fotoğrafı bir süre inceledim. 



Yüzlere baktığımda akrabalık ilişkilerini ayırd etmeme yarayacak benzerlikleri yakaladım. Kız tarafı ve veerkek tarafına dair tahminlerde bulunmak oyun gibiydi ilk önce. Ama asıl oyunun ayaklarda gizli olduğunu anlamam bir kaç dakikamı aldı. Resimde 12 kişi görülüyordu. Kadınlar, erkekler. Ama içlerinden iki tanesi duruş biçimleri ile diğerlerinden bariz biçimde ayrılıyordu. Bu farklı ayakların yüzlerini de incelediğimde ne kız tarafı ne de erkek tarafı ile bir benzerlikleri bulunmadığını gördüm. İmleci resimlerin üzerine sürdüğümde etiketli olduklarını görerek sevindim. Farklılığın nedeni çözülmüştü,  o iki kişi Türk değildi. 


BU kadar mı farklı durulur, ayak pozu verilir kardeşim? Sol ayak topuğu; yarı çapraz biçimde pozisyon almış sağ ayağın iç kısmını görecek biçimde ve beş santim kadar önüne yerleştirilip, sola doğru 45 derecelik bir açıyla açılmış. İnceleyin bakalım Türk düğün fotoğraflarını, hiç böyle farklı poz vermiş kadın görebilecek misiniz. Okullarda fotoğraf çektirdikleri zamana mahsus bir duruş provası yaptırıyor olmalılar. Belki çok önemli değil ama fotoğraflara baktıkça ilginç detaylar yakalanıyor işte. 

21 yorum:

  1. Resime önce baktım, yani sizin yorumu okumadan. Ve ayaklar dikkatimi çekmişti. Ama sonucunda yabancı çıkacakları aklıma gelmemişti.
    Bazen başkalarının görmediği bir ayrıntıyı görmek, farketmek insanı mutlu ediyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tanımadığım insanların olduğu resimlerde daha kolay yakalayabiliyorum böyle detayları. İçinde kedimin olduğu fotoğraflara körüm nedense.

      Sil
  2. :)
    yorum bir..insan kendine ait gerçekleri başkasından duymak istemiyor ..belki sakladığımızı sandığımız olayları yakalamanız hoşumuza gitmiyordur.gizledik sandıklarımızın aslında başkaları tarafından bilinmesi zorumuza gidiyordur..içimizi açmakta cimriyiz diye düşünüyorum..bloglarda bu durum açıkça görünüyor tanıdığı bir insanın okuma ihtimaline karşılık nicklerle blog açılıyor ve gene birileri tarafından keşfedilme korkusuyla gizli kapaklı yazılıyor çoğu şey..gizlemeye çalıştıklarımızı başkasının açık etmeside insanın hoşuna gitmiyor besbelli...

    yorum iki...fotoğraf konusundaki tespitiniz hala gülümsetiyor beni..
    var bir baskı derinlerden..
    Kendime öyle poz verdiriyorum,olmuyor....arkadaş arası fotolardan başkasında asla öyle duramıyacağımı anladım .hep bir hazırol hali:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yazma ilinin ilk basamaklarındayken ne bileyim işin o kısmını hiç düşünmemiştim.

      Vladimir ismi bir şekilde yapıştı üzerime ama arkadaşlarım, akrabalarım biliyor benim Vladimir ismi ile yazdıklarımı. Gizli saklı yok. Facebook'ta eklemiş olanlar da bloguma girip beni görebiliyorlar. Bu Vladimir ismi kaldı öyle. İlk blog açtığımda gerçek ismimle blog açabileceğimi bile bilmiyordum. Ama artık gerçek ismim gizli değil en azından.

      İlginç fotoğraf değil mi? :)

      Sil
  3. :))) Sabah sabah güldüm iyi mi? Ben de öyle duracağım bundan sonra ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanlar sorar bu sefer neden öyle durdun poz verdin diye :)

      Sil
  4. ne güzel bir çalışma...

    bugün çekilen düğün fotoğraflarında burdaki iki yabancının pozunu veren genç kızlarımız çıkar bence, malum batılılaşıyoruz! yine de incelemek lazım tabi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eski fotoğraflar çok çağrışım kapılarını açıyorlar. O yüzden yeni resimlere pek fazla bakmıyorum dikkatle ama dediğin doğru olabilir :) Değişiyoruz artık :)

      Sil
  5. Yazı sonunu okumadan resime tekrar baktığımda ben genç-yaşlı ayrımı yaptım kendimce. Ama yabancı tesbiti çok ilginç cidden. Eğitim şart mirim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vücut dillerimizde de farklılıklar olması kaçınılmaz.

      Sil
  6. Vladimir, ben bodoslama kadın duruşlarından giriş yapıyorum. Masumiyet Müzesi'ni okudunuz mu bilmem. Ya da Kara Kitap'ı... Orhan Pamuk insan davranışlarındaki müşterekliği çok iyi gözlemleyen bir yazardır. Ve şaşırtıcı tespitleri vardır. Acizane tavsiye ederim:)

    Gelelim insan hikayelerine... Öykülerin sonuna bazı filmlerde yazılır ya hani, "Bu öyküdeki olay ve kişilerin gerçekle ilgisi yoktur." demeli... Ardından... İnanmayan varsa... "İnanın,öykü kişileri meclisten dışarı!" diye eklemeli:))

    İki arada bir derede halen yorum yetiştiriyorum ya pes bana:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pkuduğum yazarlardan olmakla beraber iki kitanını yarıda bıraktım. Birincisi, Yeni Hayat, ikincisi de Masumiyet Müzesi. Çıkar çıkmaz alırım her kitabını ve okumaya koyulurum ama BU ikisi.. Malesef yarıdan sonrasına devam etmek istemedi canım.

      Dediklerine katılıyorum ama onu okuyan bir okur olarak.

      Hayattan esinleniliyor şüphesiz ama insanlar çok alıngan. Özellikle ülkemizde. Öte yandanbirbir hayattan alınan kişiler de son derece sıkıcı. İşte edebiyatla yontulabilirse ilgin. kişiler çıkabilir kanımca hayattab.

      Sonradan yazma ile ilgili bir takım kaynaklar okudum. Çoğunun yazmaya yeni başlayanlara önerisi, yazdıklarınızı kesinlikle çok çok yakın bildiğiniz, dostluğu sizi hayal kırıklığına uğramamış kişiler dışında arkadaş, ahbap, akrabalarınıza okutmayın öğüdü veriyorlar. Sen onları yazmasan da onlar kendi izlerini ararmış meğer.

      Woody Allen'ın Deconstructing Harry filmi harikadır bu konuda, Harry arkadaşlarını anlatır, hayatı kaosa döner, tanıdığı herkes ona küser :)))

      Sanırım bir tek benim başıma gelmemiş bu deneyimim.

      Sil
    2. Vladimir ilk kez ziyaret ettiğim blogunda böyle orjinal ve sosyolojik unsurlar içeren bir tartışma başlattığın için tebrik ederim... Bakıp geçemedim. Biliyorsun her öykü bir yorumdur aslında ve anlatının içinde aynı kaderi paylaşmış arkadaşlar varsa ve yazılanın ucu okuyana bir şekilde dokunuyorsa, evet, bu durumda şu soru sorulabilir, eee, ne olacak şimdi ? Sağlıklı ya da gereken yaşam deneyimine sahip her insan bundan pay çıkarır, ama her insan şüphesiz buna itiraz hakkını saklı tutar ya da bodoslama girişir, hayat gibi herşey değişken ... Arada uğrarım... Bu arada bloglara çok az yorum bıraktığımı ve çoğunlukla dişil adlar içeren bloglara yorum bıraktığımı düşündüm şimdi, acaba öyle mi yapmışım, bi koşu sayıp geleyim oldu olacak:) İyi çalışmalar...

      Sil
    3. Hayat karışık bir bilmece hepimiz bir ucundan tutup baktığımız yerdeki sırra ereceğiz diye didinirken başka taraftan, göremediğimiz yerden hayat sırlarını ifşa ediyor. Ne yazık ki aynı anda birden fazla yere erişme olanağımız kısıtlı. Böyle böyle hayatın bir yanından ıska geçerken diğer yanında alimleşebiliyoruz. Biraz ondan biraz bundan. Bir şey va rki değişik blogları gezmek, yeni insanların düşüncelerine tanıklık etmek çok keyifli. Her zaman yorum bırakılmıyor ki, 24 saat yetmez.

      Yine beklerim.

      Sil
  7. Beyaz Lale'nin ilk yorumuna katılıyorum ben de. Belirtmeden geçemedim.

    Fotoğraflarla,fotoğrafçılıkla ilgili bir yazı çalışıyorum ben de ama seninki gibi öykü değil. Fotoğraf olayının kendisi beni çarpıyor :)
    Hemen yazsan da okusak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayrıntılar gerçekten çok önemli.

      Benim kafamdakini ta masaya yaymam için 100 fotoğrafa ihtiyacım var, yolu yarıladım ama. Biraz daha zaman ayırmam lazım sanırım. Gerçi bazı resimlerle ilgili notlarım şekillenmiş vaziyette. Bakalım. Zaman.

      Ben de senin yazdıklarını merak ettim. :)

      Sil
  8. Bir bitse blogda yayınlarım ama bu aralar eskisinden de tembelim.

    YanıtlaSil
  9. gerçekten ilginç bi tespit var mı başka ilginç tespitler???

    YanıtlaSil
  10. Inanılmaz yakalamışsın.Bize cheese demek öğretildi, ama ayaklardan kimse bahsetmemişti :)

    Bence çok yaratıcı birisin.Herkesin görmediği şeyleri görüyorsun. Kıskansınlar, senin yeteneğin var, ister onları yaz, istersen yazma.Birileri alınmasın diye hayatını değiştirmek te doğru değil, ben onu anladım.

    YanıtlaSil
  11. Yabancılarla evlenen kuzenlerimin düğün resimlerine baktım hemen. Hani onlarda bir "nedime" olayı vardır ya, özellikle o resimleri buldum, yok. Onlar böyle poz vermemişler.
    Bu hanımlar aynı okuldan falan olmasın, acaba orada mı öğrendiler.

    YanıtlaSil
  12. Vladimir; eski fotoları seviyorsan şu sayfaya da bir bakmanı tavsiye edeceğim :) www.annemvebabam.com

    YanıtlaSil

Yorumlar