31 Ocak 2012 Salı

Mantık Mantıda Ne Kadar Gizlenebilir?

Hafta sonu telefonu bir güzel kilitledim nasıl başardımsa. Neyse pazartesi günü açıldı. Aylardır PC de teklemekteydi. Sıkıyı gördüm mü format atıyordum ama bu sefer nedense ona da üşendim. Yine de mecbur kalınca pazartesi akşamı formatladım. Kullandığım bütün programlar bir arada external hard driveda olmasına rağmen aheste aheste yükleyerek PC mi doğru düzgün çalışır hale getirmey, bugün başardım.

PC olmayınca hafta sonu sudan bir kitap okumak istedim. John Katzenbach'ın Psikoanalist isimli romanı bir müddettir gözümün içine bakıyordu. Vesileyle onu okumaya başladım. Bu kitap akıcı sürükleyici bir çok satar, entrikası sürükleyici. Kolay okunuyor. Yalnız ben çeviri kousunda bazen olmadık şeylere takılıyorum ve de kendi kendimi sinir ediyorum. Hoş bu kitabı çevirisi b,r yere kadar olduka temiz. Kitabın ilk üçyüz sayfasında göze batan bir hata yok. Başlarda olsa takılıp gerisini okuyamam, sonlara doğru hatalar arka arkaya gelmeye başladı. Kocaman hatalar değil, minik. Mesela kitabın kahramanı olan adam kitabın ilk sayfalarından itibaren başına çoraplar ören kişinin izini bulup bir yakınının evinde, oturma odasına girip "çin figürlerine" bakarken işi aslını anlamaya başlıyor da. Çin figğrğ de neyin nesi? Elin amerikalısının "china" dediği şeyin çinle pek ilgisi yok, günlük hayatta "porselen"e verilen isim chica. Çin figürü dediği de düpedüz rafta duran poselen biblolar.Takip eden satırlarda baştan beri çetrefillenen gizem çözüldü çözülecek ama ben orada takılıyorum. Neyse iki dolanıp, oturup okumaya koyuluyorum ki iki sayfa sonra romadaki kötü adamlardan birisinin likör problemi olduğu sürekli lkör içtiği yazılı. Allahım bu çevirmenler neden bir sözlük bulundurazlar ellerinin altında, özellikle argo sözlüüğü. Likör diye çevrilen lafın aslı "liquor", yani amaerikan argosunda genel olarak "alkollü içki"lere verilen isim. Adamın likör sorunu yok da içki problemi var yani. SOnraki hatalrı görmezden gelip gizeme odaklanınca başka hata da görmemiş oldum. Kitap iyi, tipik bir sayfa çevirten. O da mı ne? "Page turner"

Geçenlerde bir lokantada, yemek listesini nedense ingilizce yazma gereği duymuşlar. Sanırım hava olsun diye. Bu özentiden öteye geçmeyen ingilizce menüler saçma sapan sözlüklerden alınan kelimelerle, aslıyla uzaktan ilgisi olmayan, mantıksız yemek isimleri barındırır, elin turisti işin içinden çıkamaz, anlamak için türk olmak gerekir. Menüde lokantanın özel kategorisinin altında gördüğüm "logi"nin ne olduğunu çözemeyince garsondan yardım istedim.

- Nedir bu "Logi"?

Garson havalı baktı ve

- "Mantı" dedi.

"Nasıl yani? "diye sorarak bir açıklama istemek en doğal hakkımdı. Sordum da netekim. Ancak aldığım yanıt aklımın bir köşesinde yer alan akıllara ziyan veren yanıtlar kategorisindeki yerini derhal aldı.

Garsonun sözleri ile aktarıyorum;
-"Beyefendi ingilizcede "logic" diye bir kelime vardır, o kelimenin dilimizdeki karşılığı "mantık" tır. Biz menüyü kaleme alırken türkçe mantıktaki "k" harfini attık da ingilizcee çeviriverdik."Logic"in "c" si gidince kaldı geriye "Logi".

Bu mantığa dencek fazla bir iey bulmak her babayiğidin harcı değildi elbette. İnsanı dumura uğratan bir mantık karişsınıda ayni Edison'un ilk ampulü gördüğü an gibi kalakaldım. Ve baktım, baktım, baktım. 

7 yorum:

  1. çok güldüm akşam akşam :) sağolasın vladimir.

    YanıtlaSil
  2. Ne sivri zekalılar var değil mi? :)))

    Off o mantı resmi şu an beni mahvetti bıraktı... Gel de Moskova'da mantı bul :(((

    YanıtlaSil
  3. Çok komik yaaa:):) Sizde canım insan bilmezmi heç loginin mantı olduğunu, bu ne kültürsüzlük ayol :):)

    YanıtlaSil
  4. Adam bunu övünerek söylemiştir bir de sana. Bizdeki zeka kimsede yok gibisinden. :)

    YanıtlaSil
  5. Boyle insanlar hakikaten var ya, ve de gayet mutlu Mesut yasıyorlar yani!

    YanıtlaSil

Yorumlar