20 Aralık 2011 Salı

Ben Aslında Hiçbir Filmin Aleyhinde Yazmam

Geçen hafta dört gün boyunca filme doyuldu. Yenilenme çalışmaları henüz sona ermemiş Konak Sineması'nın 3 salonunda filmler gösterildi. Salonların dolu olamayışını festivali düzenleyenlerin yeterince duyuru yapmamasına bağlıyorum. 

Daha önceki yazımda film festivali egoya karşı demiştim, hakikaten de öyle oldu, bir sürü egolu, legolu adam fuayelerde kasın kasım kasılarak salım salım salınıyor, boş boş atıp tutuyorlardı. İsteyen istediği kadar atsın, el ne karışır tabii. Ama bunlar elde mikrofon film öncesinde konuşmay yapmaya kalktıkları vakite kendilerini komik duruma düşürdüler

Ben bir kaç güzel film izleme şansına eriştim;

Volcano,
The Day He Arrives,
Courage,
Lorna's Silence,
Gelcek Uzun Sürer,
The Prize,
The Breathing,
The Misfits,
Nana,
La Rabbia,

Filmlerin fgösterileceği alana girerken bilet kontrolünün olmaması, içeride inşaatın hala devamm etmesi bariz tuhaflıklardı. Bedava girme şansının yüksek olmasına rağmen seyirci azlığını, duyuruların yetersizliğine bağladım. Bazı filmlerden önce bazı muhterem zatların çıkıp konuşma yapması çok hoştu. Ama konuşma yapmak üzere sahne önünde dinelen bu adamların konuşacakları film ile ilgili olarak bilgilerini tazelemiş olmaları hoş  olurdu. Mesela Zeki Demirkubuz Bey'in The Misfits öncesinde çıkıp Clark Gable bu film çekildiğinde 75 yaşındaydı der demez seyircilerin arasından "ismi lazım değil" birisinin çıkıp Clark Gable 1901 doğumlu film 1960'ta çekilmiş, nereden baksanız 59" demesi üzerine yönetmen beyin "Filmde 75 yaiında bir adamı canlandırıyor" diye kıvırması komik oldu. Sonra bozuntuya vermeden deavme tti "Bu film beklemek üzerine, ölümü bekleyen bir grup insanın, beklerken yaptıkları anlatılıyor", "Gable bu filmde bir kadını etkilmek için ne kadar güzel at kullanıyor izlerken bayılmıştım"  gibi filmle uzaktan yakından alakası olmayan şeyler söyledi. Fİlm birbiri ile uymusuz insanların bir araya geldiklerinde her birinin ayrı telden çalarken kısa an parçalarında birbirine dokunup geçmelerini, birbilerini daha iyi insanolma yolunda özendirmelerini anlatan, net bir olay akışı bulunmayan bir film, ayrıca gable filmin en sonunda aniden ata binip bir şey yapıyor amacı kimseyi etkilemek değil, zaten derdi de insanların birbirini etkilemesi üzerine adam etkilenmelere karşı bir tip. Her neyse, herkes kendi alanında muhakkak iyi ama unuttuğu konuşarda blöf yapanların foyaları anında ortaya çıkıyor. Diğer filmlerdeki dillerde yetkin değilim elbette ama Misfits'de yapılan çeviri yanlışları da yenilir yutulur gibi değildi. Yazıları görmemek, okumamak için koltuğumda iyice kayarak perdenin o bölümüne bakmamaya uğraştım sa da final sahnesinde bitti artık gidiyoruz derken çevirmen hanımefendinin "God Bless You" cümlesini "Seni affediyorum" diye çevirdiğini gördüm. Yuh artuık ya, yuh! Çevirmeyip öyle bıraksan daha iyiydi

Minik aksaklıklar olabilir, normaldir. İnşallah bu gibi film festivalleri devam eder ve izmirlilere duyurmasını başarabilirler. 


13 yorum:

  1. Üzülerek sıkılarak diyebilirim ki ben İzmir'de film festivaline gitmeyeli yıllar oluyor eskiden hiç kaçırmazdım, şimdi küçük bir ilçede yaşamanın,kapandıkça kapanmanın alışkanlığı var üstümüzde tabi bir de minik bir oğlanı bırakıp gidecek kimsemiz yok, umarım ilerde yine eskisi gibi iyi bir izleyici oluruz, hiç bir zaman yeterince iyi organizasyon olamamıştır İzmir, sinema festivali konusunda ama sanırım artık daha da kötü 10 sene önce daha iyiydi anlattıklarınıza göre.

    YanıtlaSil
  2. bu aralar ne kitap okuyabilen, ne iki satır yazabilen ne de film seyredebilen birinin yani benim okumamam gereken bir yazıydı bu ama ne oldu okudum oh olsun bana!

    YanıtlaSil
  3. sınema tıyatro alıskanlıgı olan bırısyım

    sınema vzyondakılerın hepsını elımden geldıgınce ızlıyorum
    tıyatro
    bu sene olmadı henuz ( haftaya gıdıcem)
    ama gecen sezon nerdeyse tum oyunları ızledım..


    cok sey katıyor ozellıkle tıyatro

    YanıtlaSil
  4. Vay canına sayın seyirciler! 11 film seyrettiniz festivalde öyle mi?

    Vladimir benim rekorum 9 filmdi. Ayıp ama:)) Geçmişsiniz beni. İstanbul film festivalinde ben bu rekoru kırmaz mıyım sanıyorsunuz:))
    Hedefim günde 3 filmden 4 günde 12 film:))

    O değil de, şimdi neyi farkettim biliyor musunuz? Zeki Demirkubuz'un Nahid Sırrı Örik'in Kıskanmak adlı romanından sinemaya uyarladığı aynı adlı filmini seyretmiş ve çok başarılı bulmuştum. Diğer filmlerini de seyretmeye niyetlenmiştim. Unutmuşum:))

    YanıtlaSil
  5. ismi lazım değili merak ettim :))

    YanıtlaSil
  6. Fadiş;

    O sene öncesine kadar fena değildi bir devamlılık yakalanmıştı sonra ne olduysa beyler birbirlerini hazedemediler olan izleyiciye ve güya koskoca şehre oldu :(

    YanıtlaSil
  7. Beenmaya;

    Çalışıyorsun ama sen. Ben sürekli bir iş edinemedim daha :)

    YanıtlaSil
  8. Öykü;

    Tiyatro gerçekten daha doyurucu bir deneyim olabiliyor. Ben o sanat dalından fazla uzak kaldım bu ara. AMa bu sene yine denesem fena olmayacaks anki :)

    YanıtlaSil
  9. Hayal Kahvem;

    18 ay oldu neredeyse.. İşsiz güçsüzüm.. :) Festival gelmiş, ben de İzmir'deyim, başım ağrımasa sabahtan akşama dah afazla izlerdim. Salonların hali özellikle Perşembe ve cuma günü içler acısıydı, çok az seyirci vardı.

    Bir topluluğa hştabetmenin bir çok kişiye zor ve bir çok kişiye de kolay gelen yönü vardır. Mesela ben kalabalık karşısında asla heyecanlanmam derdimi çıkar anlatırım. Eski bir alışkanlık diyekim. Kimi insan kalabalığa konuşurken heyecanlanır, ağzı kurur, dili dolanır, konuşamaz kalır. Bunlar konuşmalarına çok iyi hazırlanırlar, ilk beş dakikayı atlatınca da zaten vakıf oldukları konuyu güzelce anlatırlar.

    Kalabalık karşısında konuşma konusunda rahat olanları bekleyen sorun hazırlanmamalarıdır. Zeki Bey'in derdi de buydu anlaşılan. Filmi yakın zamanda izlese bir googlesaa bir wikipedi lese üstüste 3 hatalı ifade kullanmazdı.


    Kıskanmak filmini bir kaç ay önce izledim. Çok başarılı, dönemi, duyguları doğru düzgün diyaloglarla veriyor, oyuncu yönetimi de başarılı. Kader'i de sevmiştim. Diğerlerini izlemedim. Ama iyi bir yönetmen olduğunu düşünüyorum. kesinlikle filmleri izlenmeyi hakediyor.

    YanıtlaSil
  10. N. Narda;

    İsmi lazım değil baş harfi "V" yoksa "D" mi desem? öyle biri işte :)

    YanıtlaSil
  11. Ne güzel senin adına çook sevindim.bana halam istanbulda olmasına rağmen beni düşünerek ben gidemiyorum bari sen git demiş olmasına rağmen unuttum:( bu günlerde çook unutkanım.Bencede tanıtım yetersizmiş.Umarım bu festivaller her zaman olur.

    YanıtlaSil

Yorumlar