12 Kasım 2011 Cumartesi

Timsah Gözyaşları

Timsahın avını cezbedip kendisine çekmek için gözlerinden akan yaşa timsah gözyaşı diyoruz. Ancak bu ifadenin türkçemize apartıldığı dil olan ingilizcedeki ilk anlamı farklı ve timsah ile ilgisi yok. Tiyatro sahnesinde rol gereği dökülen yaşlara "crocodile tears" deniliyor. Yani en anlaşılır, en millliyetsiz en insani duygulardan birinin saf biçimde dışa vurulması olan ağlamanın bir sahne canlandırması esnasında taklit edilmesi aslında timsah gözyaşı. Kısaca sahte gözyaşları diyelim.

Sahte yaşlar beni oldum olası sinirlendirir. Bir çok kadın iş yaşamında yok yere ağlayıp gözyaşlarını kullanarak sempati toplayacağını zannediyor olabilir ancak ben bu konuda benim kadar sert tepkiler verebilen başka insanlar da tanıyorum. Sen gözyaşlarını kullanarak beni kullanamazsın. Açık olmalı derdin ne ise söylemelisin. Yoksa bu sahte hal ben de dahil bir çok kişide öfke uyandırmaktan başka bir işe yaramıyor.

İşyerinde ikide birde mendile sarılan bir kadın yardımcım vardı. İlk seferinde bu durumdan hoşlanmadığımı netlikle ifade etmeme rağmen, süresi geçmiş ve kendi sorumluluğunda olan bir işi neden yapmadığını sorduğumda, ya da süresi geçtiği halde gerekçesini bildirmekten neden kaçtığını sorduğum her bir iş için, sanki biri gizli bir düğmesine basmışçasına sulu sepken, yaşlarını dökmeye koyuluyordu. Kendisine sorduğum her soruda gözyaşları fışkırır olmuştu. Bu hali komik duruma düşmesine sebep oluyordu. Kalpsiz veya kötü niyetli biri olmadığımı işyerindeki herkes biliyordu. Ama bu kadının yine de bana derdini söylemekten kaçınır olması yüzünden kendisine asla güvenemiyordum. Kötü niyetli olmasam da takındığı ağlamaklı tavır yüzünden ona hitabetmeden önce "Eğer ağlamayacaksanız size bir soru sormak istiyorum" diye söze başlar olmuştum. Yine de ağlıyordu. ağladığı zaman ağzımdan dökülen sözlere mani olamıyor; "Gözyaşlarınızı kendinize saklayın" diyordum, ya da bir toplantı yapıyorsak diğer kişilere dönerek sıkıntılıı bir ifade ile "Yüzme bilmeyenler odayı terkedebilirler, kadınlar ve çocuklar önden buyursun" diyordum. Ya da bir başka gün "Falanca müşterinin şu evrakının geldiğini neden söylemediniz?" sorusuna yanıtı hıçkırmak olduğunda "Rica ederim gözyaşlarınızı dökmeyin yine, aramızda bir şey var sanacaklar, gidin yüzünüzü yıkayın, kolonyalanın geri gelin, hazır ayaktayken sorduğum soruya bir de cevap getirin" biçimli alaysı konuşmaya başlamıştım.

Otuzunu devirmiş bir kadının böyle melodramatik hissiyata bürünmesi hayli sinir bozucuydu. Yıl sonuna geldiğimizde değerlendirme belgesine "Yerli yersiz ağlar, gözyaşlarını bir silah olarak kullanmakta başarılı olamayacak bir yönetici adayıdır" yazdığım gün ayıldı. O laf düpedüz hakaretti, ama yaşadığımız ıslak günlerin de bir özetiydi. İşte oradaydı. Aylar sonra ilk kez karşımda ağlamak yerine aklının yerine geldiğinin belirtisi gibi ışıldayan iki göz ile suratıma bakıyordu.
"Neden yazdınız bunu?" diye bana sordu.
"Hakındaki tespitimi yazdım, can sıkacak, komik düşecek kadar çok ağladın, böyle bir soru sorduğuna göre saçmaladığının farkına bile varmamışsın. Oysa ne iyi eğitim almış, zeki bir kadınsın, yaptığın işlerin sorumluluğunu alma zamanı çoktan geldi. Gereksiz ağlamayın. Sinirlendirici oluyor"dedim.
Özür diledi. Hayatının belli dönemlerinde neden ağladığını, ağlamanın kendisine sağladığını düşündüklerinde büyük bir içtenlikle sözetti bana.

Ondan sonra hiç ağlamadı.

Gözyaşlarımızı sorumluluk almaktan kaçmak ya da sorumluluğunu aldığımız işlerin hesabını vermekten kaçmak için kullanmamalıyız, dersem çok ağır bir tespit yapmamış olurum umarım.



Fotoğraf/Photoshop Art: Crocodile Tears - Michael Oswald

6 yorum:

  1. Bizim toplumumuzda "ağlamayan çocuğa meme vermezler" diye bir laf var ve ne yazık ki bazı yetişkinler büyüdükleri zaman işleri hala bu mantıkla devam etmeye devam etmenin işe yarayacağı gibi saçma bir fikre sahipler. Bir de çocuk yetiştirirken yapılan bir hata var, çocuk ağladığında her istediğini yapan anne babalarla dolu etrafım. Bu beni çok kızdırıyor. Çünkü çocuğu o an susturuyorsun belki ama onda saçma sapan bir tavrın doğmasına sebep oluyorsun. İşin acaip yanı bunu çocuk psikolojisini bildiğini iddia eden anne babaların bile yapıyor olması. sonuç, hala istediklerini ağlayarak elde edeceklerini düşünenen bir yetişkinler topluluğu.

    YanıtlaSil
  2. İşyerinde ağlamak. İşinde yükselmeyi düşünen bir kişinin yapması gereken en son şey.
    Vladimir, çok güzel yapmışsın.Açok sözlü olmak iyidir.

    YanıtlaSil
  3. Aydan Atlayan Kedi;

    Çocuğa gözterilen bumüsamaha çok güzel bir ayrıntı ve çok önemli. Malesef susturmak için "ver kurtul" mantığına sığınan ebeveynler gözyaşlarından beslenen bir topluma güzel zemin hazırladılar.

    YanıtlaSil
  4. Şule;

    Sürekli gözleri dopdolu gezenbir kadın yönetici adayı.. Dİğer marifetleri anlatmakla bitmez o yüzden başlamıyorum bile :D

    YanıtlaSil
  5. Harika bir yazı olmuş eline sağlık :)

    YanıtlaSil
  6. Bolat;

    Teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil

Yorumlar