12 Temmuz 2011 Salı

Eski Bir Bıyıklının Evrak-ı Metrukesi

Yıllar yılı burnuma vermiş olduğum önemi altına doğal bir çizgi çekerek gösterdim. Burnumdan kıl aldırtmadım. Ama gelin görün ki, gün geldi ben de bıyıklarıma ihanet ettim. Hem de seneler önce. Bir gün kestim attım onları, sanki kanserli bir uzvu, sanki istenmeyen bir tüy parçasını kopartıp atar gibi. Halbuki o son bıyıklarımı saklayıp usta bir perukacıda takma bıyıklaştırtabilir, gerektiğinde onları ait oldukları yere çıtçıtlayarak özlem bile giderebilir misim. O vakit bilmiyordum bunları. Heyhat, artık bunları düşünmek için çok geç kaldığımın bilincindeyim.

Eğer bıyıklarıma ihanet etmiş olsaydım, anılarımı yazdığım defterimin üzerine koskocaman bir pos bıyık kondurur muydum acaba diye düşünürken yakalıyorum kendimi. Sonra bir keder, bir keder. Her anı hatıra şen, şakrak ve kahkaha yüklü olacak değil ya, insanın gözlerine toz kaçıran anılar da var. Hayat böyle işte, torba değil ki büzesin.

1 yorum:

  1. nerede bıyık orada vladimir durumu oluştu artık kafamda sayende :))

    YanıtlaSil

Yorumlar