26 Temmuz 2011 Salı

Dudaklarımı Oku !

Sur Mes Lévres seneler önce izlediğim bir film. Amazon'da mel mel fransız filmlerine bakınırken bir iki cümle ile özetlenebilecek konusunu okuyunca enteresan gelmişti ve hemen edinip izlemiştim. Bir kaç hafta önce tekrar izledim ve ilki izleyişimdeki kadar keyif aldım.

Film ofis insanlarının hayatlarına odaklanmış, yani bir fanusun içerisinde yaşayan, birbirlerinden nefret eden, birbirlerinir ezip, aşağılama, yok sayma fırsatını asla kaçırmayan insanların dünyasını en ıfak detayı es geçmeden izleyicisinin gözleri önüne birbiri ardına sıralıyor. Film başlıyor ve 35 uaşına gelmiş uzun yıllar boyunca aynı şirkette çalışmış ancak yükselme şansı yakalayamamış, iş arkadaşlarının küçümsediği, masasını kirli bardaklarını koymak için kullandığı Carla'nın çileli ofis hayatına bodoslama dalıyoruz. Carla bir şeyler yapmak ve farkedilmek istiyor ancak seneler önce, farkedilebilmek ümidi ile asıl görevini yapmanın yanısıra ofisteki herkesin sekreteri konumunu benimseyerek, her tür angaryanın adresi oldupu için kabuğunu kıramıyor. Aynı zamanda işitme engelli ve herkesten gizlediği bir sırrı var; insanlar jonuştuğunda dudaklarını oluyabiliyor. Bu özelliğini herkesten gizliyor. İş yükü taşıyamayacağı hale gelince personel müdürü kendisine yardım edecek birisini işe alabileceğini söylüyor. İşçi bulma kurumu hapisten yeni çıkmış 25 yaşındaki Paul'u gönderiyor. Paul azılı bir hırsız, iflah olmaz bir kabadayı, şartlı tahliye dildiği için süresini dolduruncaya kadar uslu durmak niyetinde. Bir süre sonra ikili birbirine alışıyor. Carla Paul'un kaba kuvvetinden yararlanırken, Paul'de onun dudakları okuma yeteneğinden yararlanmayı da içeren şeytani bir plan yapıyor.

Film klasik bir iyi ve kötü çyküsü olabilecekken, olay örgüsü daha çok insanlar arası ilişkilere ve birbirlerine tepkilerine odaklandığı için türlü şaşırtmacalar ile zenginleşerek finale doğru ilerliyor. Carla'nın cihaz desteğini yitrimeyip, duymaz hale geldiği sahnelerde onun yaşadığı klostrofobiye benzeyen korku izleyiciye de geçiyor. Sessizliğin hüküm sürdüpü sahnelerde kimin iyi, kimin kötü olduğunun muhasebesini yapma şansı yakalansa da filmin en naif kişisi rolü daha en başından sayın seyirciye düşüyor.

Ofis yaşamından acımasız anları, insanın gözüne gözüne sokmadan, çok doğal ve sakin bir sinema dili ile akaran yönetmen Jacques Audiard'ı işleri ülkemizde malesef pek tanınmıyor ancak bu film onun dünyasına adım atmak için iyi bir tercih olabilir.




Film: Sur Mes Lévres - Read Mu Lips - 2001
Yönetmen: Jacques Audiard
Senaryo: Jacques Audiard. Tonino Benacquista

Oyuncular:
Vincent Cassel
Emmanuelle Devos
Olivier Gourmet
Olivier Perrier
,Olivia Bonamy
Bernard Alane

Müzik: Alexandre Desplat

15 yorum:

  1. listeye ekleyeyim
    bizi nasıl anlatmış
    gerçi ben labaratuar faresiyim ama olsun beni de anlatmıştır belki

    YanıtlaSil
  2. hiç bitmeyen ve bitmeyecek olan izlenecekler listesine bir ekleme daha :))

    YanıtlaSil
  3. Çoook güzelmiş konusu.İlgimi çekti.Hoş bir filme benziyor.İzlenecekler listeme ekledim.

    YanıtlaSil
  4. Türkçe altyazı yok dersin sen şimdi bi de!?!?!?!?

    YanıtlaSil
  5. Güzelmiş. ben de, ben de :)

    YanıtlaSil
  6. ilginc bir filme benziyor.izleyecegim.

    YanıtlaSil
  7. Filmi hatırlıyorum,TVnin birinde rastlamıştım. Sonunu hatırlamadığıma göre sıkılıp bırakmış olmalıyım ya da çok geç olduğu ve ben de uykucu olduğum için izlememiş olmalıyım:)

    Ofis durumları ile ilgili pazar günü çok komik bir bölüm vardı
    üsküdara Giderken'de. Sanki benim ofisi almışlar,oraya koymuşlardı:)

    N'olcak bu iş hayatının halleri:)

    YanıtlaSil
  8. Maximehmet;

    İçinde birbirinin gözünü oymak için fırsat kollamayan insanın olmadığı ofis biraz içi boş kalmış gibi olur. Atıcan içine iki kendini bilmez deli. Bak bi daha huzur muzur kalıyor mu? :P

    YanıtlaSil
  9. Sufi;

    Bir kaç kez izlenebilecek bi rfilm üstelik :)

    YanıtlaSil
  10. Beenmaya;

    EVet ya ben de bloglardan kitap isimleri, film isimleri toplayıp yazıyorum word dosyasına, satın alıp izlemeye/okumaya fırsat bulamadıklarım bile oldu. Ki ben yani bunca boş vakte sahipken üstelik :))

    YanıtlaSil
  11. Kamikaze;

    Beğeneceğini düşünüyorum :)

    YanıtlaSil
  12. 7. Oda;

    Türkçe altyazısını bilmiyorum ama vardır kesin ya.. Ben ingilizce altyazzılı izlemiştim DVD de o vardı çünkü.

    YanıtlaSil
  13. Arzu;

    İyi ile kötünün bitmeyen çekişmesine farklı bir dokunuş, minik minik gerilimleri de var sıkıcılığa düşmüyor.

    YanıtlaSil
  14. N.Narda;

    İş hayatının halleri anlatmakla bitmez her biri yaşayan için ömür törpüsü. İnsanlar böyle sahtelar ve arkadan konuşmaktan,, dedikodu üretmekten vazgeçmedikçe de sonu gelmez. Çok çalışkan olursun dert, zeki olursun dert, güzel olursun dert. Yüzüne güler arkadan kazarlar kuyunu.

    Nevrim döndü aklıma geldikçe :))

    YanıtlaSil

Yorumlar