23 Haziran 2011 Perşembe

Yengeç Burcu

Sevgili Yengeç Burcu;

Çok uzun zaman oldu değil mi görüşmeyeli? Zaman çok hızlı biçimde akıp geçiyor yanımızdan, ellerimizin arasından, üzerimizden. O kadar tuhaf bir hızı var ki. Bazen durduğunu zannediyorsun ama onun hızında bir azalma yok. En hızlı geçen anlar zamanın durduğunu zannetiğimiz dönemler. Aslında hepsi yanılsama. Akıllı insansın sen bilirsin. Zaman hep aynı hızda akar ama bizim algılamamız bazen yavaşladığı için zamanın yavaş geçtiği sanrısına kapılırız. İşte bu hesaba göre sen henüz o koskocaman yıllar geçememiş sayılıyor. Zamanın ibresini seneler seneler öncesine çeviriyoruz. Sen henüz gençliğinin farkında olan ama bir an evvel yaşını başını alıp, gereken her türlü ağırlığı kuşanıp dibe batmaya hevesli bir insansın. Güzeli zeki ve entellektüel.

Moda dergilerinden fırlamış bir manken gibi yürürüp geçerken arkandan takip eden erkek bakışlarının hep farkındaydın. O bakışlardan bir tanesini bir an önce seçip mutluluğun formülünü harfiyen uygulama peşindeydin. Hani İzel ve Demet Akalın şarkılarındaki sloganlar vardır ya. Aynen öyle. Dilinde "Evli, mutlu çocuklu" ya da "Bir sen, bir ben, bir de bebek" nakartatları ile yürürdün adımını attığın yollardan.

Sonra istediklerin oldu. Evlilik telaşını tam bir ev kızı gibi yaşamıştın iş yerinde. O bitmek tğkenmek bilmeyen çeyiz muhabbetine başladığında sıcak yaz günü öğle tatillerini etrafında geçirdiğimiz serin toplantı masasının etrafı konuyu açmanla birlikte sanki toplantı odasına nükleer bomba atılmış gibi olurdu. Hepimiz o anda buharlaşır, binanın ayrı yönlerine sıvışırdık. Nişan, evlilik bunların hepsi bir çırpıda oldu bitti. Bu törenlerin ardında sende zamanın acaip bir hızla geçtiğini izlemeye başladık. Yaşamın önüne serdiği bütün idealler sahiden de sanki o şarkı sözlerinde gizliymiş gibi bir anda kendini bıraktın. Zamanın tahrip gücünü sende izledik. O kadar hızla bıraktın ki kendine özen göstermeyi, yirmibeş yaşından elli yaşına ışınlanmak ister gibiydin.

İş hayatı dışındaki konuşmaların artık hep ev hanımı konuşmalarıydı. Çevrendeki insan sayısının azaldığını farketmemiş olman mümkün değildi. Gerektiğinde çok zekice yanıtlar verir herkesi kendine hayran bırakırdın. Canın istediyse eğer hazır cevaplıkta üzerine rakip yoktu. İnsanlar bu olumlu özelliklerinden değil de bir toplantıda verdiğin egzantrik yanıtı anımsadı uzun yıllar. Yıl sonunda yapılan olağan görüşmelerden birisindeydik. Sırası gelen sunumunu yapıyor, görüş belirtmek isteyenler görüşlerini paylaşıyorlardı. Sen öyle bir dalıp gitmiştin ki, sanki orada değil de evindeki mutfakta, dibi kararmış tencereleri ovar gibi bir poz takınmıştın. Yöneticilerimizden birisi sana ne düşündüğünü sordu. Sen de aklından geçenleri derhal paylaştın:

"Çocuklar sever diye pazardan enginar aldım da onu nasıl pişireceğimi düşünüyordum"

Bu cevap yıllarca peşinden geldi. Üzülsen de belli etmedin. Ama herkes için farklı biçimde çalışan, onları istediği kalıba göre yontan zaman, senin ise saf yönlerini yonttu. Daha bir işbilir, cevaplarını daha bir tartan bir çalışan insan olmaya odaklanmıştın. Kendini koruman ağzından çıkanlara daha bir özen göstermen, rengini belli etmemen gerekiyordu. Fetbaz ve fırıldakçı olmaya kadar vardıracağını kim bilebilirdi.

Yine bir toplantıda o eski yıllarının pırıltısı vardı gözlerinde. Durduk yerde birden arkası güçlü bir kadının taklidini yapmaya başladın. Herkes kahkahalarla gülüyordu, hepimiz taklidi yapılan sevimsiz yaratığı tanımıştık. Senin de keyfin yerindeydi. Tekrar ilgi odağı olmak hoştu değil mi? Ama her ne olduysa toplantıya öğle yemeği için ara verildiğinde oldu. Sen o kişiyi taklit etmediğini söylemeye başladın. Bir kaç gün sonra lafı öyle bir çevirmiştin ki, seni o taklidi yapmaya yönelten kişi benmişim gibi gölgelemiştin olayı. Yüzüme gülen ama arkamdan kuyumu kazan bir insan olacağını asla hayal edemezdim. Farkedince uzak durdum senden elbette. Ama çok geç kalmışım, sen kuyumu kazmaya o olaydan çok önce başlamışsın meğer.

Kuyular kazıp içine leşler bırakarak inşa edilmiş bir kariyerden geçimini sağlayıp, buradan kazandığı para ile evlatlar yetiştirmek hiç kimse için hayırlı olmadı, o kötü elektrik bir yerlerden fışkırıp o ocağın içinde patladı hep. Hiç kimse için hayırlı olmayan, belki de senin için hayra alamet olur sevgili yengeç burcu. Zamanı manipüle edersen pekala da olur. Sen sıkma canını.

İlginç zamanlar dilerim sana.



16 yorum:

  1. Ben de bir yengecim. :) Okuyunca kendimden nefret ettim! Öyle söyleyeyim...

    YanıtlaSil
  2. mimlendiniz ;)
    http://1iyokmu.blogspot.com/2011/06/mim-merak.html

    YanıtlaSil
  3. Vladimir, bir gun Akrep burcunu da yazacak misin acaba :)

    YanıtlaSil
  4. ama ben buna takildim ...
    cidden takildim .. bu ne ya ..

    ha birde bunu demezsem catlarim, evet vladimirin derdi beni gerdi ..

    YanıtlaSil
  5. D.;

    Yok ama burçlar 12 tane insanlar artık kaç milyar tane,8 milyar desek her burçtan eşit sayıda var diye farzetsek 666.666.666.- kişi eder. bu kadar yüzlerce milyon insanın birbiri ile aynı olması düşünülemez bile. O yengeç tüm yengeçler iççin örnek olamaz.

    Benim bildiğim kadarı ile yengeçler hayli evcimen ve sıcak insanlar. Az sayıda ancak uzun yıllar tğkenmeyen dostlular da kurabiliyorlar. Dost bildiklerine ihanet etmezler. Bunlar olumlu çzellikleri.

    Her burç her zaman her insanın arkasında iş çevirebilir. Dikkatli olmak, tedbir almak en iyisi galiba.

    YanıtlaSil
  6. 1i yok mu?

    Bu yoruma cvp yazmadan mimi yazmış bulundum. teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  7. Moonish;

    Elbette yazacağım iki burcu sona sakladım. 11. burç Akrep sonuncu Terazi olacak. Ama burada yazdıklarım son derece öznel olaylar burçları hayal kırıklığına da uğratmayı istemem :)

    YanıtlaSil
  8. Lô - Lâ;

    Fazla da takılmayın hayat hepimize yediğimizz kazıklardan ders alma imkanı tanıyor. Ben de arkadaş kazığı yedim. Arkadaş sandıklarıma güvenme gerizekalılığını işledim. Bu bir suç ise :) Etrafımızda olanlara karşı biraz daha duyarlı olsaymışım daha az kazık yermişim. Enayi gibi o öyle demez ya diye duyduğum lafı başkalarının ağzına tıkamamalı bir tedbir payı bırakmalıymışım kendime.

    İşte böyle herkesin bir derdi var. Hayat dertler, mutluluklar toplamı o da var öbürür de. Ben eğlenceli bir şeyler yazayım bi müddet :)

    YanıtlaSil
  9. Lô - Lâ;

    "Zaten ben bunları anı olsun diye yaşadım" diye sözleri olan bi şarkı vardı o geldi aklıma..

    :D

    YanıtlaSil
  10. negzel ..

    Birde yengeclere ek yapayim, diger burclara nazaran yengecler cidden bahtihiyar insanlardir diye ...

    YanıtlaSil
  11. Lô - Lâ;

    Evet çok derin ve dingin derine işlemiş bir mutluluk halleri var. Hmmm. Güzel bir gözlem.

    YanıtlaSil
  12. Dikkatini cekerim; bahtiyar degil, bahtiHiyar insanlardir ...

    YanıtlaSil
  13. Lô - Lâ;

    Hiii!! gözüm sürçmüş.. Bu sefer de çok güldüm ama

    :D
    :D
    :D

    YanıtlaSil
  14. :) Güzel bir yazı olmuş insanları bu kadar güzel gözlemlemen ayrıca şaşırtıcı.Nedensen günümüzde insanlar birbirlerine karşı o kadar ruhsuzki değil tanımak adam yerine bile koymuyorlar.
    Bu arada bende bir yengecim ve bazı noktalarında haklı olduğunu söylebilirim.Biz yengeçler nedense çok duygusalız bazen kem kendimizi hemde en sevdiklerimizi fazlasıyla hırpalayabiliyoruz:(Tehlike durumunda kabuğumuza çekilmeyi tercih ederiz,eğerki saldırı hissersek de fazlasıyla karşımızdakinin canını acıtabiliyoruz:(

    YanıtlaSil

Yorumlar