29 Haziran 2011 Çarşamba

Şeftali, Erik ve Cheesecake'in Şiirsel Birlikteliği

Sevgili arkadaşlar mutfağı epeydir boşladığımın farkındayım. Aklımdan neler neler yazmak geçiyor ama olmadı mı olmuyor bir türlü. En uzak durmam gereken gıdalardan kendimi alamıyorum, karbonhidratların üzerime yapmış olduğu kara büyü yüzünden midemi bunblarla şişiriyorum. Yakın zamanda bir balon olup uçarsam gökyüzünde yalnız gezen bir balon olurum, canım sıkılır. Superonline oraya adamın sinirlerini kabak gibi oyma yan tesirine sahip süper fiber internet servisini de yollamamıştır. Resmen yalnızları oynarım. İyisi mi ben şimdi hızla kilo almayı garanti eden bir tarif vereyim, bir an evvel yapıp, tadıp kilo alın ki, hep beraber kilo alımına uğrayalım.

Bir yemek tarifine en başlanmayacak bir şekilde başladıktan sonra. İlk kez bir yıl önce teyzemden aldığım son derece pratik bir cheesecake tarifini sizlerle paylaşmak istiyorum. Kek kısmını aynen uygulayıp sos kısmını kendinizde uydurabilirsiniz. Bu sıcak yaz günlerinde bundan bir tane yapıp dolaba atarsanız, sonra soğuk soğuk tükettiğinizde tadına doyum olmuyor. Peşinlikle uyarayım.

Dikkat Spoilerın Ta Kendisidir: Karbonhidratlı yiyeceklerden kendini alamayanlar, donurma tüketmeden duramayanlar yazının bundan sonrasını lütfen okumasın. Okuyacağınız tarif sizi kendisine kul köle edebilir. Benden uyarması vakit varken portakal, orda kal!!

Buradaysanız ve hala okumaya devam ediyorsanız benden günah gitti. Bu lezzet timsali yiyeceğin tarifini usul usul vermeye başlayabilirim o halde. Cheesecak lafı mutfaktan içeriye adım atmamış olanları hiç ürkütmesin bu arada, bu tarifi en tecrübesiz mutfak sakini bile tarifi harfiyen uygularsa keki seri biçimde hazırlayabilir.

Evet madem herkes burada deminden beri söylediğim bir yalanı da silip atıp yerini düpedüz gerçekle doldurayım da tam olsun. Açıklayayım; deminden beri size bir yemek tarifi yapacağım diye yalan atıyordum ben birazdan size yemek değil şimdiye kadar yazzılmış en güzel gastronomik şiirlerden birtanesini yazacağım.

Cheesecake için gereken malzemeler;

1 adet hazır kek, yuvarlak ya da kare biçimde olabilir. Bunlar ortadan ikiye kesilmiş biçimde satılıyorlar biz sadece bir katını kullanacağız.
4 adet yumurta
400 gram labne peyniri
1 minik kutu krema
isteğe göre şeker, ben 1 çaybardağı kullanıyorum az şekerli oluyor.

Sos için gereken malzemeler:

3 adet italyan eriği (irilerinden)
3 adet şeftali
1 çay bardağı şeker
1 çimdik tarçın
2 karanfil

Hazırlanışı;

Kekimizi hazırlamaya başlamadan önce fırınımızı 170 dereceye ayarlıyoruz. Tam derecesini bulunca hazırladığımız malzemeyi çine koyacağız. Fırının derecesinde ısınmış olması çok önemli.

Öncelikle satın aldığımı hazır kek altının bir tabakasını fırın kabımızın dibine yayıyoruz. Kap kekin büyüklüğü ile yanı ya da biraz daha küçük olmalı ki üstüne dökeceğimiz cheese kısmı yanlara taşıp görüntümüzü bozmasın.

Keki kaba yaydıktan sonra; yumurtaları derinbir kaba kırıyor, üzerine labne peynirimizi, onun üzerine şekeri ve en üstüne kremayı döküp mikser ile güzelce karıştırıyoruz. Karışım homojen bir yapıya kavuşuncaya mikseri dışarıya alıyoruz. Elde ettiğimiz akışkan karışımı kek kabına usulca döküyoruz. Her yana eşit olarak kendiliğinden dağılıyor. 170 dereceye ısıtılmış fırına kabımızı kokuyoruz. Pişmesi yaklaşık kırkbeş dakika alacak. Kekin üst kısmı börek gibi kızardığında da piştiğini anlayabilirsiniz.

Kekimiz pişerken sosunu hazırlamaya başlıyoruz. İtalyan eriklerinin çekirdeklerini çıkarıp ufak ufak parçalara bölüp derinliği olan bir sos kabına koyuyoruz. Üzerine şekerimizi, karanfilimizi, tarçınımızı döküp ateşte pişmesini bekliyoruz. Pişerken arada karıştırmayı sakın unutmayın. Erikler pişerken şeftalilerin kabuklarını soyup, çekirdeklerini çıkartarak iri parçalara bölüp bir çorba tabağına koyuyoruz. Erikler suyunu salıp şekerle iyice karıştığında altını kapatıyor ve şeftalilerimizi bu sıcak ve eriklerin kabuğundaki koyu rengi almış sıvının içine döküyoruz.

Kekimiz piştiğinde fırından çıkartarak şeftali erik karışımını üzerine güzelce yayıyoruz. Sıcaklığı dolaba girebilecek seviyeye indiğinde buzdolabına koyuyoruz. Kapağı kapatmadan önce dolapta duran kekimize bakıyoruz. Aynı şiir gibi değil mi?

Ben kekin iyice soğuyup servis edilebilecek hale gelmesini beklerken arada buzdolabının kapağını açıp bakıyorum kek bir yere kaçmış mı kaçmamış mı kontrol ediyorum. Hazırlaması inanılmaz kolay, fazla vakit istemeyen bir kek. Afiyet olsun.

13 yorum:

  1. Lô - Lâ;

    Kesinlikle tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  2. Karar ver ama ..

    Kilo yapiyor diyorsun ve tavsiye ediyorsun. Yaz iskencesi bu. Cin iskencesi yaninda zero kalir.

    YanıtlaSil
  3. Lô - Lâ;

    İncecik bir dilim, buz gibi iyi gider. Fazlası kesinlikle çok zararlı kabul ediyorum. Denemeye deyer.

    Çin işkencesi gibi olması konusunda haklısın ama :)

    YanıtlaSil
  4. Iradesine sahip cika bilene ince dilim yerinde oneride de .... de iste : )

    Chez Vladimir etiketi yap, bekar bilmem ne den daha alimli. Kalender gibi etiket olir, zira bir cok bayandan daha maharetlisin

    Evet, utanmam gerek ama utanmiyorum ..

    YanıtlaSil
  5. Lô - Lâ;

    Beni mutfakta uzun süre tutmayacak, zahmetsiz ama lezzetli şeyleri yapıyorum fazladan sıkıntıya giremem amaç temel bir ihtiyacın karşılanması çünkü.

    Etiketten memnun değilim, Chez Vladimiir hoş geldi kulağıma. Değiştireceğim.

    YanıtlaSil
  6. oyyyyyyyyyyyy ölümcül..eriksizi denenecek hemen hemen hemen...

    YanıtlaSil
  7. Ayyy mükemmel bir yiyecek ve tarif:)) özel hizmet için sağol Chez Vladimir:))
    şu anda göbeklenmişsin dedi annem:)ben bir dilimle asla yetinemem ama:)

    YanıtlaSil

Yorumlar