12 Mayıs 2011 Perşembe

Bunlar Ne Demek?

Dolap beygirleri bir düzeneği çevirerek bahçelerin sulanmasına yararlardı. Şimdilerde çevrilen dolaplar su taşımaya ya da sulamaya yaramıyor. Televizyonda sinema misali televizyonda dolap bunlar. Böyle olunca da çoğu da gözümüzün önünde çevriliyor da reklamlardan fırsat bulup müşahade eden azdır herhalde. Ben 2006 dan beri kullandığım cihaz sayesinde reklamlar ya da araya giren görüntüleri atlayı atlayıveriyorum iyi oluyor illaki de bir şey seyretmek durumunda kaldıysam.

Güya "en bir baş şefin" seçileceği bir yarışma başladı bir kaç hafta önce. En bir baş şef olmak için ncelikle şef olmak lazım değil mi? Yok bu öyle değil. Yarışmacıların hemen hemen hepsi temel mutfak bilgisilerinden muaf tutmuşlar kendilerini. Öğrenmemişler. Yani şef olmadan baş şef olmak hevesindeler. Oldu. Türkiye'deyiz tabi olur. Bunların tepesinde üç şef var ha babam direktif veren, direktif vermediği vakit jürilik eden. Bir de yüzünden düşen bin ğarça BBG sunuculuğundan emekli kadın görevli.

Jüri üyelerinden bir tanesi hayli asabi, agresif, ağzından çıkana kulağı sağır, öfkelendi mi - ki bu kıldan tüyden muhtelif bahane ile olabilir - rengi atıp kırmızıya dönüşüyor, zıp zıp zıplayarak yarışmacının kişiliğini rencide edecek lafları bağırmakla kalmayıp onlara kaşık, çatal, spatula, kabak, dere otu gibi mutfak cisimleri fırlatıyor. Şimdi bir kere kendi kendine yeten bir insanoğlu öfkesini kontrol altına almasını azbuçuk bilebilmeli, ya da nevri dönerse frene basabilmeli yahutta kızarsa kızgın yerlerine buz basabilmeli. Bu jüri üyesinde böyle bir maharet yok malesef. O düdüklü tencere gibi sürekli kızgın ve tepesinden buhar salıyor. Hem de ne salmak düdüğünü öttüre öttüre.

Şimdi gelelim dolaba. Bu kızgın düdüklü tencere yarışmacılardan genç ve de yakışıklı bir mühendis oğlanı hafiften kayırmakta. Hissetmemek mümkün değil. Güya buna da hırçınlık sergiliyor ama yok öyle diğerlerine yapılanların yanında bu hırçınlıklar hafif kalır.

Format icabı cuma günkü yarışmada kaybeden gruptakilerin her biri elenmek için kendi içinden iki ve daha fazla aday gösteriyor. Bu genç, yakışıklı, mühendis oğlanla, bir kız bir de yakışıksız bir erkek yarışmacı elenmek için aday gösterildi. 45 dakikaları var belçika usulü midye yemeği hazırlayacaklar. Aslında 20 dakikanın hazırlanmasına bolbol yeteceği bir yemek. Siniri atık jüri üyesi süre sonuna on dakika kala geldi yakışıklının yemeğini tattı ve "olmuş mu bu?" diye ufak bir tantrum yaşayarak tavayı aldığı gibi lavaboya fırlattı. Hemen ardından diğer yarışmacılara "Siz de kabul edin onbeş dakika daha ilave ediyorum" dedi. Hıkmık etmek üzere olan kadın yarışmacının lafını da bir güzel ağzına tıktı. Yakışıklı mühendis oğlan geri kalan sürede ilk hatalarını tekrarlamadan bir güzel yemeğini yaptı. Üç yemek arasından en çirkinini yapan kadın yarışmadan elendi. Bu ne demektir şimdi? Adam kayırmak değil de nedir? Diğer yarışmacıların yemeğinin istendiği gibi olmadığı ve yeniden denemeleri onlara söylenmemişti. Dolap bu işte. Böyle dolaplı yarışmaları izleyemem göz göre göre enayi yerine konulmak istemiyorum çünkü.

Bir de Survivor'umuz var o da benim için bitti. Belki ileride izlediğim bölümlerden aklıma takılanlar ile ilgili bir şeyler yazarım ama bundan sonra asla izlemeyi düşünmüyorum. Onüç gün kadar önce Pascal'ın Nihat'ı yumrukladığı haberleri gazeteleri şöyle bir dolandı. Bu hafta sonu önceden öngörülen olay oldu. Bu ne demek? Biz on gün gerideyiz cumartesi gecesi elemeli program geldiğinde demek. Elemelr için Salı gününe kadar oylama yapılıyor. On gün geriden geliniyorsa o SMS ler malesef çöpe gidiyor. Elenecek yarışmacıyı birilerinin keyfinin kahyası belirliyor. Göz göre göre aldatacak program istemiyorum. Alsınlar kendileri izlesinler.

2 yorum:

  1. Günaydın. Ben izleyemiyorum bu tip yarışma programlarını. Ünlülerin katıldıklarını zaten izlemiyorum o bir çeşit danışıklı döğüş zaten samimyetsiz geliyor.

    Sıradan vatandaşların katıldığı ve sunucuların ya da jürinin insanları aşağıladığı yarışmalara ise hiç tahammülüm yok kaldırmıyor içim. Şu anda da yapılan var ya bir tane adını unuttum arjantinde çekilyor insanlar engellerden atlayıp zıplıyor. Kılık kıyafetler felaketler, tipler acayip sunucus sürekli dalga geçer halde. Ya da mesela eskiden vardı araba almak için ailenin babası yarışıyor bir sürü şaklabanlık sonra misal ipin ucundaki elmayı ısıramayıp arabayı kaybedince evlatların suratındaki sitem ifadesi falan. Acaba güzel bir şey midir diye heves edip açıyorum bazen ikinci bir kere izleyemiyorum :( Bilmiyorum belki o yarışmalara katılanlar kendilerinden çok memnundur mutludur, insanların onlarla dalga geçtiğinin farkında bile değillerdir ama ben onlar adına rahatsız oluyorum.

    YanıtlaSil
  2. O jüriyi iyi tarif etmişsiniz, bir kere denk geldim tesadüf eseri. Evde televizyon var ama sadece film izlemek için bir araç, bunun dışında bütün program ve dizilerden bihaberim. Haberleri de internetten okuyorum. Bana komik gelen bir şey de dizilerin daha sonra habermiş gibi anlatılması, yok böyle oldu yok şöyle oldu gibi bilgilerin gazetelere konu olması. Gerçek olmayan, kurgu olan filmlerin bu kadar sayfaları kaplaması sadece bizde mi var acaba? Ha anladım, gazetelerin aynı zamanda kanal sahibi olmaları yüzünden bütün bunlar, dizim izlensin hesabı:)

    YanıtlaSil

Yorumlar