26 Mart 2011 Cumartesi

Kitap Hırsızı

Bugün bir blog arkadaşımın Ankara Kitap Fuarı ziyaretini okuyunca seneler önce bana hayli vicdan azabı yaşatan bir eylem geldi aklıma.

Üniversitede ikinci yılımdı. İzmir Kitap Fuarını yurtta kalan arkadaşlar ile birlikte ziyaret ediyorduk. Öprenci harçlığından ne kadar artırabildiysem o kadarı ile iki kitap alabilmiştim sadece. Ama gezmeye devam ettikçe kitaplarda gözüm kalıyordu. Fuara beş arkadaş beraber gelmiştik. İçimizde kitaba en az merakı olmayan arkadaşımla yarım saat kadar sonra karşılaştım. Yüzünde hınzırca bir gülümseme vardı.

"Beğendiğin kitap var mı?" diye sordu bana.
"Var tabii, hepsi" dedim.
"O kadar olmaz, satın almak istediğin bir şey varsa söyle, mesela şu yayınevinden ne istersin?"

Gaza gelip verdim bir kitap ismi. Usulca yaklaştı standa. Aldı eline kitabı. Aniden, çaktırmadan parkasının içine attı. Yanıma gelince "N'aptın ya sen? Yakalanırsan rezil olursun bak" dedim. Kalbim onun yaptığı işten dolayı küt küt atıyordu. Bir yarım saat kadar daha fuarı ayrı ayrı dolaştık. Arkadaşımın elinde koskocaman bir poşet vardı ve içi ağzına kadar kitap doluydu. Parkayı doldurmak anlaşılan ona yetmemişti.

"Var mı başka istediğin kitap?" diye yine sordu.

Verdim bir kitap ismi, yayınevini de söyledim. Ortadan kayboldu. Bir saat kadar sonra kapıda buluştuğumuzda yüzü zafer kazanmış gibi gülüyordu. Bana iki kitap uzattı, ilk söylediğim kitap ve ikincisi. İlkini hatırlamıyorum ama ikincisi çok net aklımda. Salah Birsel'in "Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi". Bu kadar net hatırlamamın sebebi, arkadaşım kitabı çaldığı yetmemiş gidip bir de yazarına imzalatmış olması. Bu benim ilk imzalı kitabımdı.

Belediye otobüsü ile yurda dönerken elindeki kitapları siparişle çaldığını anladım. Koskoca poşetin içindekilerin ikisi bana geri kalanı diğer üç arkadaşa dağılıp gidince kendisine bir tane bile kitap kalmadı. Anlaşılan arkadaşımız bu kitap çalma işinde hayli büyük keyif almış, aradığı bir heyecanı yakalamıştı. Çaldığı kitaplar boşa gitmesin diye gelip gelip bize istediğimiz kitapları ondan soruyormuş meğer.

O iki hediyeyi kabul etmemeliydim aslında. Çalınmış bir kitabı bulundurmaktan hoşlanmadığım için her ikisini de daha sonra başka arkadaşlara okumaları için verdim. Okunması için verilen kitaplara ne olursa o oldu. Geri gelmediler. Ben de peşlerine düşmedim tabi.

Hırsızlık kötü, okumak için alınan kitabı sahibine geri vermemek de hırsızlık ayrıca.


3 yorum:

  1. Salah Birsel'i çok severim ve dün fuardaki en iyi stand diyebileceğim Sel yayınları standında gözüme çarptı Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi. Salah Birsel kitaplarını yeniden basmışlar.
    Kitap çalmasına bir yerde akıl erdirebildim de çaldığı kitabı imzalatmasına helal olsun demek geldi içimden:) Takma kafana Vladimir çok kişi çalmıştır öğrenciyken kitap, bence asıl okumak için alıp da geri getirmemek ya da kitabı perişan edip getirmek daha kötü:)

    YanıtlaSil
  2. Leylak Dalı;

    Ben de o imza işinde koptum hem çal hem de imzalattırt olacak iş değil :)

    YanıtlaSil
  3. bu bir teselli olacaksa eğer, fuarlarda kitap çalmak çok yaygındır ve oraya stand açan yayınevleri de bunun farkındadır. hatta stand görevlilerinin bir dereceye kadar buna göz yumduğunu bile söyleyebilirim.

    yani inşallah öyledir. öyledir herhalde canım.

    YanıtlaSil

Yorumlar