4 Kasım 2010 Perşembe

Hidiv Kasrı Kedisi

Hidiv Kasrı'nın bahçesinde şehrin gürültüsünden kaçarak ılık bir sonbahar öğleden sonrası geçirdikten sonra, bahçedeki kafeteryalardan birisinde hoş vakit geçirebilirsiniz. Hoş vakit geçirmek için alkollü içkiler arıyorsanız, boş yere umutlanmayın. Hoş vaktinizi alkolsüz geçirmek mecburiyetindesiniz. Sıcak bir günde buz gibi biranın boğazınızdaki serinletici yolcuğundan zevk almak yerine yeşillikler arasına serpiştirimiş çiçek deryasına düşen ağaç gölgelerinde serinliği arayacaksınız.

Kafeteryalarda servis hızlı sayılır. "Garson var mı?", "Varsa nerede?" gibi sualler olmadan, yerinize oturduktan makul bir süre sonra garson elinde, masadakilere yeter sayıda menü ile çıkıp geliyor. Ve düşünme payı bıraktıktan sona siparişlerinizi alıyor.

Siparişlerinizi beklerken kısa bir sohbete dalabilir ya da gözlerinizi enfes boğaz manzarasında gezdirebilirsiniz. Tadını çıkarın.

Yiyecek bir şeyler söylediyseniz. Siparişinizin bırakılması ile birlikte aşağıdaki delikanlı beliriyor masanızın karşısında. Siz çağırırsanız koşarak, çağırmazsanız usulca yakınlaşıyor. Biz lafa dalmışız, kaşar peynirli tostumuzun kokusu baştan çıkarmış olacak bu kürkü nadide kediciği ki, bir de baktım, dört kişilik masanın benim tarafındaki kıyısında önce ki tane pati ardından iki tane ürkek kulak. Hidiv kasrının kedisi bize merhaba diyor. Umut dünyası işte bir kaç lokma kaşarlı tost peşinde anlaşılan. Hemen o iki pati, iki kulak resmini fotoğraflama istediğinizde çok geç kalmış oluyorsunuz. Böyle bir resim için önceden hazırda beklemek şart. Kedimiz iki ayak üstünde uzun süre duramıyor elbette. Hem de yüksek mi yüksek bir masa. Kolay değil böyle durmak bir kedi için elbette.

Ben coşup tostumun peynirinin yarısını kedi ile paylaşında aramızda hoş bir kısa dostluk kuruluyor. Ben baktıkça gözlerini kısarak bana bakıyor. Karnı doydu ya süzüm süzüm süzülüyor yakışıklı. Hırıltısını karşıdan duyabiliyorum. Birazdan yandaki masaya kaşarlı ve de sucuklu tostlar gelince aşkımız oracıkta daha başlamadan sona eriyor.

Kedi seven insanlar belki de istemeden kötülük ediyoruz sokak kedilerine. Hep şefkatle yaklaşıp biraz besleyip biraz okşayınca insan türüne güveniyor sokak kedileri ve hepsini aynı zannedip yaklaşıveriyorlar herkese, bilmiyorlar bazen zararlı çıkacaklarını, acı çekeceklerini.

Kedi yürürken topallıyor. Kimbilir kim arka ayağına zarar vermiş bir süre önce. Görünürde bir yara yok. Güzel kedinin arka ayağı birazcık kısa kalmış, artık topallasa da mesut, memnun masadan masaya geziyor bizimki.

Fotoğraf: Hidiv Kasrı Kedisi - D.M.

13 yorum:

  1. Memnun oldum bu yakışıklıyla tanıştığıma :))
    Binamızda bir kaç daire sokak kedilerini besliyor, aşılatıp soğuklarda barındırıyor olduğumuz için mahalleden akın akın yeni kedicikler düşer bahçemize sıklıkla. Dün sabah da gene bina kapımızda 2 aylık kadar tekir bir pisicik buldum, yeni gelmiş belli.
    Beslerken düşündüm hep, bizden sevgi gördü diye kanar mı elin hoyrat insanına da diye :(

    Gene de insan engel olamıyor kendine, bir gün biri canını yakar diye nasıl aç bırakıyım yavruyu düşüncesiyle aldım, yedirdim, içirdim, sevdim, sarıp sarmaladım. Bahçenin gediklisi Beyaz'a emanet ettim, umarım iyi geçinirler...

    YanıtlaSil
  2. canımmm çook tatlııı maşallah:) Allah kötülüklerden ,kötü insanlardan korusun onları.Bende istanbul'a yolum düşerse mutlaka tavsiyenize uyup gideceğim Hidiv Kasrı'na.Anlatımınızla gitmiş kadar oldum aslında:)

    YanıtlaSil
  3. Güzel bir anlatım, rahatlatan bir yazı; alkol yasağı dışında her şey iyi! Kansızlığın en çok görüldüğü Akdeniz ülkesi Türkiye, şarap içilmediğinden... Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. Kediler kötü bir tepki aldıklarında hem daha hızlı ortamdan kaçabiliyorlar hem de yapıları gereği aslında her daim tetikteler. Sokak köpekleri ne yazık ki biraz daha kötü durumda. Sevmeye ve birine bağlanmaya daha fazla ihtiyaç duyduklarından insanlara yanaşma konusunda çok daha tedbirsiz oluyorlar. Ancak dersini almış bir köpek de artık ona iyi davranmak isteyen insana bile güvenemiyor maalesef.

    Kedicik çok güzelmiş benim Nohutum gibi bir sarı fırtına:)

    YanıtlaSil
  5. Çok tatlı

    tum kedılerın oldugu gıbı...



    her zaman ıyı kı varlar dıyorum.

    YanıtlaSil
  6. Sokak Kedisi;

    Küçük dostarımıza bu şekilde barınak sağlayıp onlarla alakadar olmana gıpta ediyorum.

    Geçen gün bir gazete ekinde sokak kedilerine 7,5 TL'yi geçmeyen maliyet ile inik kutu evler hazırlayan bir grup hayvanevere dair bir haber okumuştum.

    Bir grup insan sokaklardaki kedilerin acı çekmemesi için uğraşırken dün de bir vatandaşın evindeki kedi yanlış yere pisledi diye kulaklarını kesip ayaklarını kırdığı haberini izledik malesef.

    Umarım o minik kedi Beyaz ile iyi geçinir :)

    YanıtlaSil
  7. Kamikaze;

    Çok güzel köşeleri var kasrın ve içinde bulunduğu korunun kesinlikle tavsiye ederim. Belki bu kediciği de görürsün :))

    YanıtlaSil
  8. Alizafersapci;

    O çok ilginç bir bigi edinmiş oldum sayenizde.. Üzüm bağları ile çevrili ülke ve şaraba ilgi az. Gerçekten tuhaf.

    Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  9. Psikopati;

    Kediler her pozisyondan kendileri içinen avantajlı konumu bulma güdüsü ile harekete geçiyorlar. Aslında imrenilecek bir hal bu.

    İnsan kalabalıkları içinde bazı tipler, genç olmasına rağmen üstelik kesinlikle koyun sürüsüne mensuğ gibi aheste yürüyor ne arkasındaki ne üzerine gelen araba umurunda.

    Nohut'a resimlerinden hayran oldum ben zaten.. Çok müthiş sevimli bir kedi :))

    YanıtlaSil
  10. Öykü;

    Kesnlikle katılıyorum, her kedi dostu gibi... İyi ki varlar :)

    YanıtlaSil
  11. yemek yerken ya da öyle boş boş otururken ayağımın altında bir kedi gezinmesi ihtimali yoruyor beni...

    YanıtlaSil
  12. oy oy oy o ne güzel bir sarı öyle ))
    maalesef sokak hayvanlarının hali öyle acımasız insanlarla karşılaşınca...

    YanıtlaSil
  13. Sevgili Vladimir !
    Gerilerde hem de epey gerilerde kalmış yazılara yorum bırakmak belki daha güzel. Hem yazarı ve yorumcusundan başka kimse okumuyor. Hem de yazarına bir surpriz oluyor.
    Hidiv Kasrı 23 yıllık, koptuğum vatanım. O kadar yıl duvarına bitişik oturup yokuşunu tırmanmak için azmı zahmetini çekip keyifli yıllarımı birer birer yaşadığım güzelim bağaziçi köşem.
    Gözlerim dolmadı desem yalan olur. Kediş te pek yakışıklıymış. Benim aslında pembe olduklarını düşündüklerimden. Çok huzurlu bir kare olmuş ve yakaladığın pozu ise çok güzel.
    Teşekkürler ve sevgiyle...

    YanıtlaSil

Yorumlar