30 Eylül 2010 Perşembe

Ada Kedisi

Uzun zamandır Büyük Ada'ya gitmemiştim. Elmalı böreği ile çocukluk anılarımda yer etmiş adanın bu özelliğini yıllar önce yitirdiğini biliyordum ama bu kadar da değişmiş olabileceğini hayal etmiyordum.

Öcelikle çok kalabalıklaşmış ada, bir sürü arap turist var oratlıkta dolanan. Artık arapların damak zevkine hizmet isteği ile midir yoksa nedendir bilmiyorum elmalı börek kokularının yerini lahmacun kokuları almış artık. Şu lahmacun her yerde olmak zorunda mı?

Eskiden adada eşeklerin çektiği arabalarla ulaşım sağlanırdı şimdi eşeklerin yerini atlar almış. Adadaki yüzlerce eşeğin akıbeti nedir diye merak ettim bir an. Acaba...? Atlar eşeklerle yer değiştirince adanın olmazsa olmazlarından eşek sidiği kokusu yerini at sidiği kokusuna terketmiş. Eskiden yorgun ve üzgün eşekler insanları taşırdı şimdi yorgun ve üzgün bakışlı atlar pestili çıkmış vaziyette bir aşağı, bir yukarı fayton yükü ile insan taşıyor.

Dikkatimi çeken bir şey de adadaki kedi nüfusundaki gözden kaçması mümkün olmayan yoğunluk. Kediler insanlara alışkın, çağırdınız mı hırıldaya mırıldana gelip yamacınıza ilişerk okşamanızı bekliyorlar. Biraz okşayınca gidiyorlar. Misafirler onları iyi besliyor anlaşılan. Yalnız resilerini çekmek çok zor, çömelip resim çekeceğiniz anladılar mı size doğru koşturmayı marifet sayıyorlar. Bir an durmuyrlar ondan sonra. Gizlice resim çekmek en akıllıcası.

Vapurların yan tarafında konulanmış balık restoranları sinek avlıyorlar. Fiyatlara şöyle bir göz gezdirdim de daha bir müddet sinek popülasyonuna geçit vermeleri mümkün görünmüyor.

Ancak ada yine hoş ve sakin en azından trafiğin mekanik gürültüsünden ırak, şehre ise çok yakın. Cazip bir kaçış mekanı. Bir yerlere gidip de bir saçmasapanlık yaşamamak ya da gözlemlememek benim olmazsa olmazlarımdan. Dönüş için tam iskelenin önüne geldiğimde altmış yaşlarında siyaha boyalı saçlı zayıf bir kadının bisiklete binmiş başı türbanlı bir arap genç kızını bisikletinin üstündeyken üstelik iki omuzundan tutup önce tartakladığını Ardından da şunları söylediğini duydum.

Kadın: No no no!! No passing!! You can not go ride your bicycle!!! Not here!!!
Arap kızında gık yok, gözleri kocaman kocaman ürküntü ile açılmış.
Kadın: Anladın mı? Do you ınderstand me yaaa? Geçmek yok oraya geçme geçme. No!! No!!

Kadının suratındaki ısrarcılığı görecektiniz kızın yerinde olsam ben de ürkerdi. O nasıl tutkuyla saldırmaktır karşındakine öyle.

Kadın nihayet "Anlamıyo ya bu!!" dedi ve kızı bıraktı . Kızda gidilmesi istenileyen yere doğru sürdü gitti.

Ben olayı izleyen tek işi olmadığımı görünce diğer izleyiciye seslendim. Kırklı yaşlarda bir kadındı. "Hanımefendi adanın trafik polisi mi neden salmak istemedi kızı oraya, biliyor musunuz?" diye sordum. Kadın asabileşti anında. Meğer bu bisikletliler hep restoranların olduğu bölmeye gidip orada aylak aylak gezinen insanlara çarpıp kol bacak namına önlerine ne geldiyse kırmıyorlar mıymış. Sacide Hanım da bu yüzden hep böyle gelip geçit vermiyormuş bisikletlilere. İyi de yapıyormuş. "Kızmayın bana" dedim "Ben bisiklete binmem burda katiyen". Sonra da gülüştük birbirimize bir güzel.

Evet ada da çoğalan bir diğer şey de bisiklet.

Adaya gelip de resim çekmeden gimek olmaz ben de aşağıdaki güzeller güzelinin resmini çektim. O da na göz mü kırptı ne?


İstanbul Kedileri : Ada Kedisi

2 yorum:

  1. Uzun zamandır gitmiyorum adalara. Sadece hafta sonları fırsat yaratabiliyorum, o zaman da korkunç bir kalabalık oluyor. Ben eksik kalsam çık daha iyi.

    YanıtlaSil
  2. Gitmek,görmek istediğim yerler arasındadır Büyükada.Umarım özelliğini iyice kaybetmeden gerçekleştirebilirim.Paylaşım için teşekkürler:)

    YanıtlaSil

Yorumlar