13 Haziran 2010 Pazar

"Kurtuldum!!!" Ya Da, "Ruhlarını Bir Ruha Teslim Edenler"

Hiç bu kadar uzun süre yazmamazlık etmemiştim. Ama elim varmadı bir müddet. Vardığında da PC yoktu etrafımda. Bir kaç gündür evdeyim. "Artık yazabilirim" dediğimden bu yana bir kaç gün geçti. Anlatacak o kadarçok şey var ki, bir ucundan başlasam...

Son beş yılımı çalıştığım yerdeki insanların yenilemeyen yutulamayan sahtekarlıklarından nefret ederek tükettim.

Çalıştığım yer fena halde ruhu olanların bir araya geldiği bir kurumdu. Bir kurumda bir tür ekip ruhundan mı söz ediyorlar bu kifayetsiz muhterislerin bir menfaat uğruna bir araya gelip sonra bu menfaati gizli tutmak üzere beceriksizce örtmek için oluşturduğu ekip ruhudur. Bir şeyi ne kadar örtersen o kadar kokusu yayılır etrafa, bir menfaati ne kadar fazla insan bilirse onu da bir zahmet kat kat katlayın matematik usullerine uygun biçimde. Menfaat birliği oluşturanların örtme amaçlı kolektif ruhları öyle bir ruhtur ki; biri bu ruhilerin yanlarında acısından ölse tırnaklarını oynatıp yardım etmezler. Kendileri gibi menfaatçi değildirler, menfaat birliğinin kapısını el ayak öpüp tıngırdatmamışlardır çünkü. Gururlu, zeki, eli çabuk, pratk çözümler üreten ufak meselelere takılmayıp sonuca gidenleri pek zevmezler bu tip insanlar yanlarında gezerse kendi hantallıkları ve hödüklükleri göze batar hale gelir. Bir bunu çok iyi bilirler. Bunların ruhu en tepede oturup aynı kaba sıçmakta olanlarla eşit seviyeye gelip onların sıçtığı kaba katkıda bulunma hırsından ibarettir. Ortada koskoca bir bok kovası, etrafına sıralanmış orta zekalı haris insan götlerinden "flok, flok, lak" sesleri ile düşen pisliklerle sıvanmakta, kovanın etrafını rezilce bir koku kaplamaktadır. Kovadan şahsi götleri için beş santim yer kapmış olanlar bu ruhun etkisi ile sıçtıkları kokunun duyulmamasını emrederek çevresindekilere ultimatom yağdırırlar. Bir gün gelip de bok kovasında kendi şahsına ait götüne yer kapma hevesi ve de hırsını içinde barındıranlar sanki ortalığı bok götürmüyormuş, etrafı ufunetli bir koku sarmamış gibi rol yaparlar. Efendilerinin sıçtığı boktan çıkan koku bok kokusu değil de vernelli, yumoşlu bir bahar demeti esintisi gibi davranırlar beklentili müsamerelerinin orta yerinde.

Onu bunu bilmem iş yerinde ruhtan bahsediliyorsa o ruh ekip ruhu değil herkesin bildiği ama bilmezlikten geldiği pisliği görme ruhudur.

Yıllarımı verdiğim, son beş yıldır da tahammül sınırlarımı sonuna kadar zorladığım yerde, bir de; yüzü sivilce bozuğu, yarım akıllı, durgun zihinli, orta yaşlı içi de dışı kadar çirkin kart tilki görünümlü orta yaşlı bir kadın ile, yüzünde sahte olduğu beşyüz metre teden belli olan gülücükler açan, hakkıda "Miss Piggy'ye benziyor" sözünden daha iyi bir laf edemeyeceğim orta zekalı bir başka durgun, donuk orta yaşlı kadının beraber ve solo kulisleri sebebiyle 30 Nisan 2010 tarihinde son derece yavşakça haksızlığa uğratıldım. İstifa ettim. İstifa eder etmez içimi bir huzur kapladı. Ait olmadığım yerden ayrılmanın içimi bu denli mutluluk ile dolduracağını bir tüy gibi hafifleyeceğimi yıllardır hesap edememişim.

Tilki ile Domuzcuk niyetimi öğrenince düşman kazanmamak için bir gayret telefona sarılıp bana beceriksizce sevgi sözcükleri ettiler. Söyledikleri yaptıkları ile çelişen insanlara karşı içidekileri tutmam için hiç bir sebep kalmamıştı, bayramlık ağzımı açmak bana çok iyi geldi.

Orta ve ortanın altındaki zeka seviyesindekilerinin kurnazlık ettiklerini sanmaları çok zavallıca aslında. Bunlar ağzını açmadan yirmi gün kadar önce ben ne bok yiyip bok kabına neyin ruhunu sıçtıklarını zaten sezmiştim, hafiften hazırlıklıydım. Bu sebeple kararımı vermek zor olmadı.

Dilekçemi verdiğim sırada bu şıracıların göbeğine rağmen perişen görünümlü, kıvırcık saçları yüzünün etrafında cılızca sallanan, belermiş gözlerinin sinsince attığı turların yüzüne bakanların gözünden kaçtığını sanan, zeka ve tecrübe donanımı kendinden üstün olanlara kıçı kırık iki ezberi ile akıl verme suniliğini etmemeyi akıl etmekten aciz müstahdemi ile karşı karşıya geldik. Sanırım kişiliğinin zayıflığı, korkaklığı ve hilekarlığı kalın görünümüne rağmen bunu zayıf gösteriyor her daim. Beni gördüğü anda korkarak bildiklerini de emrine amade olduğu domuzcuğunu da kaknem tilkisini de ele verdi. Korktu zavallı desem iltiftat yerine geçtiği gibi bütün zaallılara hakaret yerine geçecek olan şahsiyet perişanı zevzek yaratık. Döveceğimi fian zannetti her halde, yok canım kaba kuvvet kullanmıyorum ben, öksürtüyor, dövdüğün kişi de arsızlığı erdem sayangiller familyasında mensup ise enerjin boşa gidiyor. Laflarımı salıyorum üzerine. Buna da öyle yaptım; "atılın" dedim kelimelere. Oturduğu koltukta kıvranması için ağzıma geleni ileride de kafasında yankılanacak biçimde söyledim. Övünmek gibi olmasın kelime haznem katmerlidir, yanyana öyle bir koyarım ki ilk anda anlamaz yavşakça sırıtırlar, tek numara ezberleyebilmiş sirk köpeği gibi tek marifetlerini sergilerler. Sonradan kor benim kelimelerim, seçiyorum en irilerinden hazmı zor olsun diye. Yok öyle insanların arkasından kulis çevirip sonra da vicdanen bir halt olmamış gibi pir-ü pak kalabilmek.

Neyse efendim, yürüdüm gittim. Çok sayıda çalışanı olan kurumda saygı duyabileceğim, dostluklarına ve öngörülerine güvenebileceğim kişi sayısı iki elin parmağını geçmiyordu zaten. Onlara Allah dayanma gücü versin. O ruh orada oldukça, kendisinin üçte biri çalışana sahip rakipleri ile eşit sonuçları almayı başarmaya devam ederler artık. Ben orada emeğimin geçtiği hiç bir kimseye hakkımı helal etmiyorum, haram ediyorum. Kul hakkımı ise asla helal etmiyorum, haram olsun, benden aldıkları kul hakkının hesabını son milimne kadar versinler verebiliyorlarsa.

Çiftli yıllar bana iyi gelmiyor. 2009 Eylül ayı gibi 2010 da başıma iyi olmayan şeylerin geleceğini biliyordum. İstisnasız her bir çiftli yıl beni üzdü, yordu. Bu seneki onların hepsinin üzerine tüy dikti. Yılbaşından beri bazı sağlık sorunları, ailede sağlık sorunları uğraşıyorduk. İşten ayrılınca yaşadığım hafifleme uzun sürmedi. İki gün sonra annem bir kaza geçirdi. Şimdi onun iyi olması için üzerime düşen ve kendi yapabileceklerimi yapıyorum.

Yılın yarısı bitmek üzere, 2010 bitsin istiyorum. Bitsin ki güvenli ve sağlam topraklara adım atabileyim tekrar.

14 yorum:

  1. Gözün aydın! Hakikaten! Bu anlattığın gerçekliğin bir ufak rolünü de ben kaptım! :) Uzunca bir süredir oynuyorum. Kimler geldi kimler geçti, benim ruh bozan çöplüğümde bugüne kadar yaklaşık 75 kişinin gidişine el sallayıp 3.5 yıllık tahammül sınırımla büstü dikilecek insan olmaya hak kazandım. Sadece şunu bildiğimden hala oradayım: insan kendi işini yapmadıkça huzurlu bir işyeri pembiş bir tahayyülden öteye gidemez.2010'un ikinci yarısının, özellikle de şu tonton yaz günlerinin sana iyi gelmesi dileğiyle...

    YanıtlaSil
  2. Sevgili arkadaşım Vladimir, anneniz için çok geçmiş olsun, acil şifalar ve en yakın zamanda sağlığına kavuşmasını diliyorum.

    Yazmadığını fark ettim ki çünkü sen yazmadan duramazsın.

    İstifa etmen seni huzura erdirdi ise doğru karar vermişsindir. Senin değerini zaman sonra daha iyi anlayacaklar.

    Yeter ki inan çift veya tek farketmez herşeyin daha güzel olacağına. Ben inanıyorum bir aya kalmaz herşey eskisinden daha güzel olacağına.

    Okurken gözlerim dolu dolu oldu.. çünkü senin gibi bazı şeyleri yaşadığım için nasıl olduğunu anladım..

    Seni seviyorum arkadaşım. Her zaman yanındayım unutma bunu.

    YanıtlaSil
  3. annen için tekrar geçmiş olsun. dilerim daha iyidir şu anda...

    iş konusuna gelince böyle insanlar ne yazık ki hep var ve hep de olacak ama dilerim bizlerden uzak kalırlar...

    YanıtlaSil
  4. öncelikle annene geçmiş olsun, umarım kısa sürede eski sağlığına kavuşur..
    diğer konu için de sevinsem de stresten huzura geçiş yaptığın için.. bir yandan da yılların emeğini istifa ederek bırakıp gitmek hele ki bu anlattığın sebepler yüzünden çok sinir bozucu elbette..
    ne yazık ki pek çok işyerinde anlattığın durumlar vb. yaşanıyor ki insanın böyle yerlerde çalışıp yıpranmaması sözkonusu bile değil.. işi hiç kafama takmıyorum eve gittikten sonra diyen ben bile fazlasıyla yıpranıyorum hep..

    umarım annen de sen de sağlık sorunlarınızı halleder, ve iş konusunda da seni az yıpratacak bir işe sahip olursun dinlenip iyileştikten sonra..

    yapabileceğim bir şey var mı ?

    aklını biraz olsun oyalayacak güzel bir kitap göndereyim sana en iyisi şimdilik :)

    YanıtlaSil
  5. çok geçmiş olsun Vladimir. Ne zamandır yeni yazın var mı yok mu diye bakıp duruyordum ama bu yazmama nedenini yazın gelmiş olmasına bağlamıştım. sağlık sorunlarınızı atlatmışsınızdır umarım. yapabileceğim bir şey olursa haberdar etmen yeterli. hastane vs işlerinde en azından bilirkişilere ulaşma şansım var biliyorsun. tekrar geçmiş olsun.

    iş için de hayırlısı olsun diyeceğim. kötü şekilde ayrılmak kimsenin istediği bir şey değil elbette ama hakkının yendiği bir yerde çalışmak da insana nasıl bir acı verir biliyorum. o yüzden senin için daha iyi olacaktır diye düşünüyorum. bundan sonraki işinde değerini anlayan insanlarla karşılaşırsın umarım. o zamana kadar dinlenmene ve sağlığına tekrar kavuşmana bak. sevgiler.

    YanıtlaSil
  6. Epeydir görmeyince merak ettim sizi, sabah ilk işim blogunuza uğramak oldu. Meğer bir hafta önce yazmışsınız nasıl olmuşsa görmemişim yazınızı.
    Öncelikle çok geçmiş olsun, allah acil şifalar versin.

    iş hayatımda benzer şeyleri ben de çok yaşadım anlattıklarına şaşırmadım, güldüm, hatta senin adına sevindim bile :)

    Bir dergide okumuştum 'bir şey olmak değil sadece olmak, yalnızca insan olarak değerli olmak, değerli bir insan olmak. Kaç kişi başarabiliyor bunu, asıl önemlisi içimizden kaçı göze alabiliyor?

    'olmayı' göze alamayan ne çok insan var ve niye bu kadar ağır geliyor anlamak mümkün değil.

    kendine iyi bak, sağlıcakla kal Vladimir.

    YanıtlaSil
  7. Merhaba :) Annenize kocaman bir geçmiş olsun diyorum. Sonrasında ise kocaman bir tebrik koyuyorum şahsınıza. Yüreğinize, aklınıza, elinize, dilinize sağlık :)
    Bende bu cesuru kararı 8 ay önce vermiş biri olarak 9 sene boyunca yaşadığım bu anlamsız bağımlılığı hala çözebilmiş değilim ! Neden korkuyor ve uğrunda sağlığımızdan, kişiliğimizden bile ödün vermek zorunda kalıyoruz ? İnanın 2010 yılı bence bu sefer başınıza iyi bir şey getirmiş ve bu çukurdan çıkmışsınız. Dolayısı ile çift yıllar ile ilgili görüşünüz kökünden değişmneli. Unutmayın "bir yerden kopuşsa ayrılık bir yere ekleniştir"

    YanıtlaSil
  8. annen ile ilgili doktor vs gibi ihtiyaçlarda telefonum her daim açıktır aga... çekinme ara...
    geçmiş olsun. her iki olay içinde. :)

    YanıtlaSil
  9. nacizane...

    http://beenmaya.blogspot.com/2010/06/okumadan-gecmediklerim.html

    YanıtlaSil
  10. çOK Geçmiş olsun. Umarım herşey yolundadır şimdi...

    İş konusuna gelince, tüm bu yazdıklarının ötesinde, yaşadığın sıkıntıya hak verirken bu olayın aslında iyi birşey için olduğunu düşünmeden edemedim. Seni tanimiyorum ama yazılanlar köprüler kuruyor aramızda, pozitif enerjin, zekan ve duruşun ile zaten o kurum için enerjini çok düşürüyormuşsun demek... Şimdi seni bekleyen doğru bir çalışma hayatına bir kapı açtın. O kapı yakında yoluna çıkacak ve bu yaşadıklarına daha objektif olarak bakabileceksin bence...

    ve 201o hala güzel bir yıl... her bitiş kötü değildir Vladimir... Bekle ve umudunu yitirme...Yıl daha bitmedi, bu yılı yaşadığın diğer tecrübelerle yargılamak için erken...

    tekrar çok geçmiş olsun...

    YanıtlaSil
  11. İlk önce çok çok geçmiş olsun.

    Baştan sonra içinde birikmiş ve sabır katsayısı dediğin duyguyu hissederek okudum. Canlandırmaya çalıştığın nasıl bir ortamdır diye ama tabi ki alanını bilmiyorum. Ama para kazanmak mecburiyeti bazen bizleri gereksiz bir kabul edilişe sürüklüyor. Karar verememe halimizi bende anlayamıyorum ki geçinmeliyim derdi belki de. Bu kadar mutsuz ise bir insan hiç durmamalı ve o yüzden senin için çok iyi olmuştur düşüncesindeyim. Yılların suçu yoktur eminim denk gelmiştir belki de... Bundan sonra seni çok daha mutlu edecek projelerde emek harcamanı dilerim.

    Uzun zaman olmuştu ziyaret etmeyeli. Mekan değişmiş hoş olmuş. Sık sık yazman dileğimle

    YanıtlaSil
  12. annene geçmiş olsun.

    benzer şeyleri ben de yaşadım. bir yandan çok sevdiğim mesleğim (ya da kendimi buna mı inandırdım, artık bilemiyorum), diğer yandan ofis oyunları. ne yapalım, dünya böyle.

    kötünün bitmesi aslında en güzeli.dışarıdan bakıldığında işsizlik kaybetmek gibi görünse de, aslında bir geçiş dönemi. hiç düzelmeyeceklerle uğraşmaktansa, emeğinin, senin değerini bilecek bir ortam oluşuyor şu anda.

    ben de yazmaya ara vermiştim, blogaları dolaşmaya da. eski dostların arasında gibi hissetim, bloguna gelince.

    sevgilerimle,

    YanıtlaSil
  13. Çok geçmiş olsun. Dilerim en kısa zamanda işlerin yine yoluna girer. Sonraki yazından Annenin tedavi görmüş olduğunu anlıyorum, dilerim O da şifa bulmuştur artık.

    YanıtlaSil

Yorumlar