7 Nisan 2010 Çarşamba

Soğanın Cücüğü

Soğanın cücüğü kuru soğanın en ortasında yer alan bölümü. Soğanın katları merkezinden dışına doğru açıldıkça ne kadar acılaşırsa ve yemek sonrası ağızda koku bırakırsa, soğanın cücüğü de bütün bunların aksine hem soğanın tadına sahip olup, hem de ağızda kuvvetli koku bırakmayan bölümüdür. Hal böyle olunca soğanın bu leziz bölümü her türk evinin vazgeçilmezidir. Dahası kurufasulye – pilav kardeşliğinin ayrılmaz bir parçasıdır, Üç Silahşörler için D’artagnan ne ise soğanın cücüğü de bu milli ikili için odur.

Soğanın cücüğüne bıçakla keserek ulaşırsanız tadı pek biri yavandır, o cücüğe tadını veren asıl püf noktası soğanın kırılarak açılmasıdır. Soğanı masanın üzerine koyup yumruğunuzla ezerek kırdınız mı, o soğanın göbeğine denk düşen bölümde gizli cevhere ulaşabilirsiniz ancak. Sonra alın size değme ziyafet tadıyla aşık atan bir sofra.

Biz kuzenler yaşça pek bir yakınız birbirimize. Yaşlar yakın oldu mu bayram sofraları nasıl eğlenceli geçerdi anneanne evinde varın siz hayal edin. Selanik dolaylarından kalkıp buralara gelmiş anneannemize oranın diliyle nine derdik. Ninemiz biz torunları için sevgi ile pişirirdi bayram yemeklerini. Sevgi ne kadar çok olursa olsun, o kadar çocuk bir araya doluştu mu muhtelif sebepten, büyükler bakmazken saçlar çekilir, tekmeler savrulurdu masa altlarından. Ninem torunlarının hiç birisi üzülmesin diye hepimize yetecek kadar kuru soğanı kırar, cücüklerini torunlarının tabaklarının yanına koyardı. Saçlar çekilmez, kollar çimcirilmez, iştahla gülünür, yenilirdi yemekler.

Her soğanın içinde en az bir tane cücük var, soğanın pazardaki yolculuğu da hayli telaşlı geçmişe benzer son beş yıl içinde. Soğanın kilo başına fiyatını 2005 ve 2010 yılları için kıyasladığınızda yüzde 1583 arttığını görebilirsiniz. Aklını finans konusunda bozmuş olanlara tavsiyem kafalarını daha fazla yorup “acaba Avro mu, Dolar mı, altın mı, hisse senedi mi yoksa gayrimenkule mi yatırım yapsam?” şeklinde sonu gelmeyen düşüncelere ara verip soğana, mümkünse cücüğüne yatırım yapmalarını öneriyorum. Hem bakın şair ne güzel yazmış;


Cücüklü Soğan

Mudurnu'nun
Alagöz Nahiyesi’nden
Durmuş’a Büyük ikramiye vurmuş
“Paranı nideceksin?” demişler.
“Bundan böyle” demiş
“Her Allah”ın günü
Soğanın cücüğünü yicem
Cücüğünü.”
Bedri Rahmi Eyüboğlu




8 yorum:

  1. gülüyoruz artık ağlanacak halimize öyle değil mi :))

    YanıtlaSil
  2. doğru valla :)

    soğan deyince de çok sevdiğim bir arkadaşımın kızı aklıma geliyor. elma gibi yiyormuş soğanı da cücüğünü de :)

    YanıtlaSil
  3. Beenmaya,

    Zamların çetelesini tutan kalmadı, teğet geçen kriz sayesinde bizim bu halimiz artık bizim yandan yemiş halimiz.

    YanıtlaSil
  4. Çınar;

    Ooo iştahı iyice açılır sonra onun :))

    YanıtlaSil
  5. soğanın cücüğünün yanında kuru fasulye ve pilav off ne güzel gider değil mi.

    Dün aldım soğan. kilosu 3,49 TL. Böyle giderse yakında soğan bile soframızda bulamayacağız. Gerçi soğansız yemek pek tat vermiyor. İnsanlar soğanı keserken gözyaşlarını tutamazlar şimdi soğanı doğraken " gitti paracıklar" diyeceğiz.

    YanıtlaSil
  6. http://www.twitter.com/sewimsizbilgin

    YanıtlaSil
  7. usta, geçende Tansaş'ta 4'ü bir arada filede soğan vardı, attım arabanın içine...
    Kasadan geçirirken kız, gözüm pörtledi, 4 soğan 4 lira... lan tanesi bir milyon eski para.. yuh dedim ama yedim tabi. yerim ben soğanı... :)

    YanıtlaSil
  8. ben çınarın çok sevdiği arkadaşı olmaya adayım:))hem onun arkadaşıyım, hem kızım var, hem de kızım deli gibi soğan yiyor :)

    YanıtlaSil

Yorumlar