24 Ağustos 2009 Pazartesi

Uçan Yunus

Denizi çok seviyorum. Deniz kenarında bir yerde oturup su ile ufkun birleştiği uzaklara bakmak bile bazen dinlendirici olabiliyor. Şehrin tüm gürültüsünü alıyor deniz. Korna sesleri, öfkeli insanlar hepsi gerilerde kalıyor. Suyun yanında serin bir sessizlik var genellikle. Bazen sakin bazen öfkeli dalgalar bu sessizliği bölüyor.

Denizi seyretmek de denizde seyir etmek de güzel. Filmlerde yunusların insan yapımı taşıma araçlarına neşe içinde eşlik edişini görüyoruz. Şanslıysak bazen biz de bindiğimiz yelkenliye, gemiye eşlik eden bir/bir kaç yunus görüyoruz.

Seneler önce bir mavi yolculuk da aynı yunus günlerce bize eşlik etti sanmıştım. Adını Uçan Yunus takmıştım. Arkadaşlarımın ise yunusun hep aynı olmadığına dair şüpheleri vardı. Sudaki balıkların hepsi birbirne benzer diyorlardı sıklıkla her seferinde onlar balık değil düzeltmesini yapıyordum. Sonra gülüyorduk. Uçan Yunus da bize gülerek eşlik ediyordu.

Seneler önce bir yunus, İzmir'de körfeze girmiş, o zamanki balık halinin arkasında bulunan askeri bölgenin içinden çıkmaya çalışıyor ama simsiyah sular sanki yüzgeçlerinden tutumuş onu bırakmıyorlardı. Bir öğleden sonra yunusun sessiz çığlıklarını üzlemekle geçti. Sonra o yunus kayboldu.

Yunusları TV de Kaptan Cousteau'nun programında ilk kez görmüştüm, seneler sonra Olivia Newton John'un bir şarkısında da yüzmüştü bir havuz dolusu yunus.

Dünya giderek kirleniyor. TVlerimiz arı ölümlerinin korkutucu boyutunun farkına vardı, bir kaç gün boyunca bu moda.

Sabah vapurda Atina'daki orman yangınına oh çeken insanları da duydum ya, artık her an herşey olabilir.

Bizdeki ormanlar yanmaz, arılar ölmez, yunuslar kaybolmaz rüyalarına devam.


5 yorum:

  1. Deniz'i izlemeyi bende çok severim. rahatlatıyor ve huzur veriyor.
    bizde birgün tekne gezintisi yaparken yunusları görmüştüm. çok şekerlerdi.

    Ama birşey var biz nelerimize sahip çıktık. maalesef hiçbirşeyimize. Ormanlarımız nasıl yanıp kül oluyorsa (ki bunun altında ben bilerek yakılıyor çünkü o toprakta otel yapılacak:(( bazıları daha çok para kazanacak) yunuslarımıza nasıl sahip çıkarım.

    YanıtlaSil
  2. Komsuda yanan ormana oh ceken bir zihniyet... Sanki ormanlar hepimizin degil, denizler, okyanuslar hepimizin degil.. Bu insanlari anlamiyorum ben, anlamakta istemiyorum..
    Söyleyecek o kadar cok sey varki, neyse hadi ben dilimi tutup gidiyorum.
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  3. Ah insan bir anlayabilse dünya tüm canlılara aynı derecede ait. Ve insan yine anlasa onlardan bir tanesinin yokoluşu bizim yokoluşumuzun temeli. Belki o zaman komşuda çıkan yangına oh demekle ne büyük aptallık yaptığının farkına varır.

    YanıtlaSil
  4. Ah Vladimir;
    Cumartesi günü İzmir -Seferihisar kavşağı arasında seyrederken solda yangın çıktığını gördük bizim araba ile birlikte sadece 3 araba lütfen durdu.Görmeliydin alevler elsiz ayaksız nasıl ormana doğru koşturuyor.Ağaçların "yangın var" feryadını şu kulaklarım duydu inan. Neyse itfaiyeye haber verdik ve allahtan gecikmediler yarım saat içinde hiçbir ağaç yanmadan ateş söndü.Seyrettiğimiz güzelliklerin kıymetini bileceğimiz günlere kavuşmak dileğiyle sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Yunuslar ölürken de gülümserler biliyormusun...biz onları hep mutlu sanırız o havuzlarda bizimle eğlenirken...yunuslar acı çeker,yunuslar donmuş balıklarla kandırılırlar,dedikleri yapılmassa açlıkla cezalandırılırlar.Oysa onlar uçsuz bucaksız okyanusların özgürce uçan gülen yunuslarıdır,biliyor musun aslın da onlar canlı balık yerler :( buda başka bir acı hikayemiz.

    YanıtlaSil

Yorumlar