12 Mayıs 2009 Salı

Mülakat

Mülakat ortamını pazar yerinde sattığı mevyaları elleten satıcıdan karpuz almaya benzetirim. Dışından yoklayarak içinde yenilebilir kısmının kelek mi yoksa güzel mi olduğunu tespit etmeye çalışırsınız. Karpuzdan anlıyorsanız ya da şanslıysanız eve götürdüğünüz vakit lezzetli bir ürünü tadabilirsiniz. Karpuzdan anlamayana ya da şansı o gün yaver gitmeyen, bıçağı çekti miydi yeşil kabuğun altında pembe ve beyaz tonlardaki meyvaya ulaşır.
Koskocaman şirket personel ihtiyacını karşılamak için gazetelere ilan verir. İlana cevap verenleri bir takım elemelerden geçirip, seçe seçe az sayıya düşürdüğü adaylarla son aşamalarda bire bir ya da panel şeklinde görüşmeler yapar. Birebir daha sohbet havasında geçerken panel şeklinde olanlarda sınava alınan kişi sayısı da görüşmeyi yapan kişi sayısı da birden fazladır.
Ben üniversiteyi bitirdikten sonra girdiğim her mülakatı geçtim. Karşımdakine güven veren, kendinden emin bir halim var ne yapayım. Belki de şans bu konuda yüzüme güldü. Haksızlığa uğradığımı düşündüğüm bir dönemde ilk işimden ayrılmaya karar verip daha önce sınavını kazandığım bir kuruma başvurdum. Yazılı faslı bitti, mülakat faslına geçtik. Teketek görüşmeye girdim, kendimi tanıtmamı isteyen adam adımı soyadımı söyleyip daha önce kendisinin yaptığı mülakatı geçtiğimi söyleyince, o zaman ertesi günkü görüşmeye katılabileceğimi söyledi. Odaya girip çıkmam beş dakika bile sürmemişti. Ertesi gün panel şeklinde yapılan mülakatta benimle birlikte yedi aday, dokuz kişilik heyetin karşısına oturduk. Herkes sırayla kendisini tanıtıp heyetin yönelttiği sorulara cevaplar veriyorlardı. Ben baştan üçüncü kişiydim. İkinci aday, sakin, çıtıpıtı görünümlü lafını da yutmayan/tutmayan bir kızdı. Neden bu işi seçtiğini soran kişiye "yaşlı bir avukatın yanında çalımak istemediği için" yanıtını verdi. "Genç bir avukat yanında çalışmayı istemez misiniz?" sorusuna suskun kaldı. Kendisine ayrılan bölüm biterken "genç avukat konusuna yanıt almamakla birlikte sıradaki adaya geçelim" dediler. Ben sorularla kendimce boğuşurken kız bana sorular sormaya başladı. İlk sorusuna cevap verdim. İkinci sorusunda, "karşımda koskoca heyet yanımda siz, sizin sorularınızı sizi de heyete aldıklarında ya da sabrederseniz dışarıya çıkınca vereceğim" dedim, sonra "Genç avukat yanında çalışıp çalışmayacağınıza bir cevap verirseniz sorunuza cevap verebilirim" diye ekledim. Yanıtım heyetin hoşuna gitti, gülüştüler. Sonuçlar açıklandığında ikimizinde işe alındığını öğrendik.
İkinci işimdeyken moralimin iş sebebiyle bozuk olduğu dönemlerde de iş arayıp, mülakatlara girip kendi kendimi çok dolaylı bir yolda motive ettim. Canım istediğinde iş değiştirebileceğimi bilmek ve bunu kendime ispatlamak hoşuma gidiyordu. Özellikle mülakat teknikleri konusunda da ciddi bir eğitim aldıktan sonra girdiğim mülakatlarda hem kendimi, hem karşımdakini sürekli inceleme imkanım oldu. Mülakat yapanın soru faslına geçmeden önce ilk olarak adayı rahatlatıp görüşmenin daha verimli geçmesine elverişli ortam yaratması gerektiğini de mülakat eğitiminde öğrenmiştim.
Üstlerimle sorun yaşama geyiğimin olduğu bir anda rakip bir kuruluşa mülakata gittim. Teketek bir görüşmeydi, mülakatı bölge müdürü yapıyordu. Koskocaman bir salonun köşesindeki makamında benimle görüşürken etrafta kendi elemanları gezinip laklak ediyor, telefonlar susmuyordu. Ortam rahat değildi, adamın da beni konuşabilir hale getirmeye niyeti yoktu. Kendimi de orada çalışırken hayal edemedim. Adam benim CVmi okurken bir anda gözleri parladı ve bana mevcut işimle ilgili çok detaylı sorular sormaya başladı. Sorduğu her soruya noktası ve virgülüne kadar detaylı bilgiler, firma isimleri, kişi isimleri vererek yanıtlar verdim. Adam söylediklerimi harıl harıl not alıyordu, güzelce not alsın diye ben de arada yavaş konuşuyor, arada tekrar ediyordum. Adam kağıda gömüldü yazıyor babam yazıyor. Benden öğrenecekleri bitince bana kendince bir örnek olay uydurdu yanıt vermemi istedi. Ben yanıtlarken camdan dışarıya bakıyordu. Mülakat bitti, sonuçla ilgili beni arayacaklarını söylerken ikimizde son derce rahatsızdık. Kalkıp iki adım attım, arkama dönüp "aldığınız notları atın bence" dedim, görüşme ortamı bana güven vermediği için hepsini uydurdum" Arkamdan bakakaldı. Kazanamayacağımı tahmin ettiğim ama aynı zamanda en çok eğlendiğim mülakat bu oldu. Yanılmışım ertesi gün beni arayıp mülakatı kazandığımı söylediler.

11 yorum:

  1. sanırım mülakat tekniklerini öğrenmem gerekiyor. anlatır mıydın?

    YanıtlaSil
  2. :)

    Estafurullah ne haddime.

    Ama sanırım her işte olduğu gibi bunda da sihir "özenli olmak" ta gizli

    YanıtlaSil
  3. Gerçi ben mülakatı yapanlar için söyledim özenli olmayı. Mülakata alınan da kendisini net olarak kestirmeden ifade etmeye çalışmalı. Başka bir öneride bulunamam, formülü yok.

    Seneler önce bir arkadaşıma espri yapıp sınav heyetini baştan çıkarmaya çalış demiştim. Sözümü dnleyeceğini bilmiyordum. SOnra kendini komik duruma düşürdüğü için benden nefret ettiydi. :)))

    YanıtlaSil
  4. okuyunca kendi hallerim geldi aklıma bir mülakatta işin istediğim iş olmadığını anladım ama işveren yanlış bilgi içeren bir ilan yayınlamıştı ve ben adama ilanın nasıl verilmesi gerektiği konusunda ayrıntılı bilgi vermiştim ne haddimeyse artık. bir başka yerde de yaklaşık 1.5 saat kadar bekletildikten sonra işe girmeyeceğime kendi kendime karar verip sırf bu bekletilmenin hesabını almak adına yaeım saat daha kalıp mülakata girmiş ve kişiyle tartışmıştım :)))

    YanıtlaSil
  5. Her ikisinde de adamların burnundan gelmiştir sorumsuzlukları. Çok iyi yapmışsın :))

    YanıtlaSil
  6. ben hiç tartışmıyorum, bekletilsem de, saçma sorular sorsalar da. bazen mülakatı yapan benden daha fazla konuşuyor, şirket ortamını, sorunları falan anlatıyor. ama şu sıralar bir türlü frekanslar tutmadı iş görüşmelerinde. tavlayamıyorum yani.

    YanıtlaSil
  7. Umarım şeytanın bacağını çalışmayı istediğin bir iş için kırarsın.

    YanıtlaSil
  8. ben iki mülakata girdim sadece.. ilkini ben kabul etmemiştim, onlar beni kabul ettikten sonra :)
    ikinci mülakatım da hala çalışmakta olduğum yerdi.. o gün bugündür burdayım işte 8 yıldır..
    ama unuttum sanırım o heyecanı.. şimdi bir mülakata girsem neler derim hiç kestiremiyorum :)

    YanıtlaSil
  9. O mülakatı geçemeyince eski işini kaybetmediğin için çok rahat oluyorsun, normalde belki de heyecanlanabilecekken rahat olduğun için çok farklı gözlemler yapacağına eminim. :))

    YanıtlaSil
  10. şimdi bu en son mülakatını kazandığın yerde mi çalışıyorsun peki? yoksa mülakatlara tam gaz devam mı Vladimir? Sanırım şu mülakat derslerinden benim de almam lazim.. hoş ben öyle mülakatlara girmedim pek. Bir kere girdim, kabul edildim bir süre çalıştım. sonra da istifa edip şimdiki işime başladım. tabi şimdiki memuriyet olduğu için mülakat falan olmadı, ama ileride ihyitacım olabilir :)

    YanıtlaSil
  11. Bazılarınız halen çalışıyor,bazıları mülakatlara girmiş çıkmış ne yazık ki son zamanlarda mülakata bile çağrılmıyorum.Bu ne bohem hayat bu ne kriz bu ne durgunluk kardeşşim :)

    Hepsi de yalan esasında.Ben de çok mülakatlara girdim çok enteresan görüşmeler yaşadım çok şehir ve işyeri gezdim.

    Aslına bakarsan bir iş olacaksa mülakat nasıl geçerse geçsin oluyor.Taktikler falan feşmekan hava civa kalıyor.

    Herkese hayırlı işler...

    YanıtlaSil

Yorumlar