27 Ocak 2009 Salı

Aynadan Göremediklerimiz

Bu aralar çok revaçta olan bir televizyon programı var: Yemekteyiz. TV kanalı maliyetin en asgarisi ile bir program hazırlayıp günün/gecenin/geceyarısının/sabaha karşının neredeyse tamamında sırtını bu programa yaslıyor hafta içinde.


Kıyma hayatta hiç yemedim, o yüzde nefret ediyorum kıymadan, sadece köfte yerim o bir kıyma sayılmaz, köfte bambaşka bir şey.


TV kanalının hali içler acısı demek ki yerinde bir tatlı su kurnazlığı yaparak dizilere para kaptırmaktansa reklamlardan para basmayı seçme yönünde gayet hızlı bir hamle yaparak ticari anlamda rotayı doğrultmuş, reklamlara yelken açmış. İlk izlediğimde yemekten kıl çıkarma yarışması sanmıştım kılı bulan kazanıyor izlenimi yarattı bende kıl bulmuş yarışmacının yüzünde yer alan zafer kazanmış ifadede en ufak iğrenme izi bile yoktu.


- Ay kıl çıktı!!!
- Kıllara kıl çıkar.


İlk başladığında bir avuç egzantrik insanın bir araya toplandığı marifet sergileme yarışması gibi görünmüştü, ancak üzerinden zaman geçtikçe bu tsepitin hayli yüzeysel olduğunu görüyorum. Programa yarışmacı olarak seçilen insanlar arıza tipler sıfat tamlaması altında kategorize edilecek vatandaşlar değiller. Gayet doğal normal tipler. Tipik türk vatandaşları onlar. Hepsi içimizden çıkmış hepsi normal. Fırsatı bulunca kuşaktan kuşağa ulaşmış ananeleri bir kenara bırakıp, misafirliğe gittikleri evde terbiye sınırlarını zorlayan kelamlar etmekten kaçınmayan, eleştirirken vicdan, mantık, gözün gördüğü, dilin tattığını bir kenara bırakan tiplere dönüşüyor hepsi. Eleştir demişler bunlara, eleştiriyorlar, daha önce hiçbir konuda düşünmek zorunda bırakılmadıkları için, "eleştir" denildiğinde öğretilmiş terbiye kodlarını, toplum içinde insanca paylaşma kodlarını bir yana bırakıveriyorlar. Yasaklarla yoğrulmuş çocuklar gibi, yasak perdesi kenara bırakılınca mantık da, vicdan da kenara kalkıyor vuruyorlar bel altından.


Domates ağzıma sürmem, italyan mutfağı nedir bilmem, meksika salatası bizi bozar.
Her şey bir tarafa
Damak zevkime uymaz!!!


Ben Yemekteyiz isimli bu TV programını topluma tutulmuş bir ayna olarak görüyorum. Kesinlikle yemekteki o insanlar gibiyiz hepimiz. Herbirimiz öyleyiz, hızlı bir şekilde hepimiz o programa çıkanlara benzeyen kimselere dönüşmekteyiz. Hoşgörüsüz, sırf kendini beğenmiş, başkalarına burun kıvıran, emeğe saygı göstermeyen, tıkırtı duysa göbek atan, içten pazarlıklı, yüzüne iyi dediği konuyu arkasından konuştuğu vakit olumsuza çevirmekten kaçınmayan, kaba, hırçın, kıskanç ve kırıcı olma hallerinden bir kaç tanesini bünyesinde barındıran insanlar çıkıyor bu programa.


Afiyet olsun.

11 yorum:

  1. yarışmanın orjinal formatında önüne ne konursa konsun onu yiyor yarışmacılar. özellikle farklı yemekler denenip, nasıl yapıldığına dair birbirlerine öneri ve tarifler sunuluyor ve sdece yapılan yemeğin beğenilmesine göre puan veriliyor yok masa düzeni, yok damak tadi yok çatal bıçağın yeri, peçetenin rengi denmiyor...

    ama bizimkiler böyle bir formatı alıp bbg evi tarzı bir programa dönüştürüveriyorlar. ne kadar çok kavga, hır gür, arkadan konuşma varsa -ki senin de dediğin gibi bunların genel toplamının adı "eleştiri" oluyor- o şekilde sunuyorlar biz izleyicilere. biz ne yapıyoruz reyting rekorları kırdırıp, izleyip üzerinde konuşup daha çok "eleştiri" isteyip, yetinmeyip oturduğumuz yerden bir de biz eleştirip çoşuyoruz. eleştiriye katlanamayan, kaldıramayan bir millet olarak ne kadar kolay ve bolca eleştirebildiğimize şahit oluyoruz. ama "eleştirmek" nedir hiç birimiz tam olarak anlamını bilmiyoruz aslında...kimin umurundaki zaten o anlam, kana kan dişe diş şeklinde bir arz talep olayı mutlu mesut devam ediyor işte bir şekilde...

    oysa öyle güzel demişsin ki ayna tutuyor diye. orada gördüğümüz, oturduğumuz yerden güldüğümüz, eleştirdiğimiz, hakkında konuştuğumuz aslında kendimiziz...

    YanıtlaSil
  2. İlk seferlerinde ben de vayy ne dedi bak, yuh olsun bu kadarına gibi laflarla yarışmacılara kıl oluyordum bir baktım hepsi aynı. Orijinal formatını tutabilseler ne güzel yemek çeşitleri öğrenilirdi ama yok illaki bir format varsa bozmak lazım geliyor. Uyamadığın formatı kendine göre değiştirmek tam bizim stil :))

    YanıtlaSil
  3. Çocuklar, anne babanın aynasıymış.
    bu programda bizim toplumun aynası çok doğru söyledin.
    orjinal formatı çeşitli blogalarda okudum bu programal ilgisi olamadığını öğrendim. orjinalde yeni yemekler, pişrime teknikleri,yemeklerin nasıl hazırlandığı gibi konular işleniyormuş.
    bizde de herşeyi sulandırmaya pek meraklı olduğumuz için kavgalar gürütüler yerleşiyor.

    programaı ilk seyretidte kıl çıkrama yarışması sanmana çok güldüm:)) yaa sesim de kısık bu günlerde:))
    ellerine sağlık tam isabet yazmışsın.

    YanıtlaSil
  4. Yurdum insanının pek güzel bir tahlili.. pek damak tadıma uymasa da..eline sağlık...:)

    YanıtlaSil
  5. Ama çok komik bir program yahu. Bir de bazen hala değişik yemekler çıkıyor. Bir ara fix menüydü. Paçanga böreği, mevsim salatası, domates çorbası gibilerinden. Geçenlerde hatunun teki de hazır çorba yaptı, ona da çok güldüm :))

    Hamiş : Çatalla denedim kesmedi, bıçakla denedim kesmedi, balta mı getireceğiz yahu? :)))

    YanıtlaSil
  6. Bugün başka bir kanalda daha başladığını gördüm... Zaten sadece yemek yapılıp, o yemekler de beğenilse bu program ne başka kanallar tarafından da başlatılırdı ne de uzun sürerdi bu şekilde...

    Ne demişti Aslı Burhan'a; "Hem beğenmediğinizi söylüyorsunuz hem de sildiniz süpürdünüz tabağı" :)

    YanıtlaSil
  7. Kesinlikle katılıyorum. Nerde nimete ve emeğe saygı diyorum her seferinde. Ama biz böyleyiz. Eleştirmek, yargılamakta üstümüze yok.İş eleştirenin evine gelip,yemekleri aynı onun yaptığı gibi eleştirilince ayıp oluyor.Hiç kendini mi görmüyor diyorum.Bir yandan da sadece biz değil o kadar çok insan seyrediyor ki bu yemek programını, bunlari bulamayanların olduğunu düşünmüyor kimse..Hepimiz çatalı sağdan, bıçağı soldan alıyor, süslü masalarda yemek yiyoruz sanki..Bilemiyorum.Çok başka şeyler bularak izliyorum bende..

    o kıyma yemeyen kızı, evde kıymalı makarnayla beslemek istiyorum bir de..:)

    sevgiler Vladimir..

    YanıtlaSil
  8. Sevgili Vladimir,

    Programın varlığından Avrupa Yakası'ni izlerken haberdar oldum. Sanırım gerçek programdaki karakterler daha abartılı:)) Bu sabah işyerimde, dün akşamki programla ilgili ama yemeklerle ilgili bir kelime bile geçmeyen konuşmaya tanıklık ettim:)) Format amacına ulaşmış sanırım. Ayna tutma konusunda yanıldığını söyleyebilmeyi çok isterdim.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  9. haşmet babaoğlu'nun "Yemekteyiz"i izledim, anladım: Çürüyoruz! diye güzel "yazısı vardı" vardı.

    YanıtlaSil
  10. dönüşüm geçiriyor insanlar ama iyiye doğru değil. kötü olan daha iyi gösterilirken, birbirimizi taklit ederek değişiyoruz. eskiden imrenilerek bakılan bazı huyların şimdi enayilik diye adlandırılmasından sebep bence bu olanlar.

    YanıtlaSil

Yorumlar