5 Şubat 2008 Salı

Her Hakkı Saklı

Adım Hakkı. Gönenli'yim. Küçük kasabada doğdum, büyüdüm, yetiştim, sonra büyük şehire geliş o geliş. Ama bir yanım hep taşralı kaldı. İçimdeki Gönenli sessiz sakin bir köşede bekliyor.

Vicdanım rahat benim. Ben kötü bir şey yapmadım. Herşeyi başkaları yaptı. Ben bir kenarda durdum. Baktım.

Arkadaşımla buluşacaktık bu öğlen bu kafede. Gelmedi. Beklerken sıkıldım. Buraya gelmeden az önce kitap satın almıştım. Alışveriş fişinin arkasına masadaki kültablası, kahve fincanı, boş bardak, şekerlik ve masanın resmini karaladım. Böyle bekledim mi canım sıkılıyor. Beklemesini sevmiyorum işte.

Karşı masada kızıl saçlı bir kadın oturuyor, kendi kendine ne güzel vakit geçiriyor. Yemeğini söyledi. Adeta kendi kendine konuşarak afiyetle bitirdi. Sonra bir çay söyledi. Çantasından bir şey çıkardı. O da ne? Bir not defteri. Başladı yazmaya. Yazar galiba. Hem yazıyor hem gülümsüyor. Yok canım yazar olamaz. Birisini bekliyor galiba. Beklerken sıkılmamak için yazdı sanırım. Ben de mi yazsam acaba. Yok canım ben yazamam. Sıkılırım ben. Resim yaparım, müzik yaparım. Her şeyden birazcık. Ama yazamam

Sıkıcı bir hayat benimkisi. Ben birşey yapmıyorum. Başkaları yapıyor.

O kadından özendim kendimi yazayım dedim. Yok işte yapamadım. Boşa geçmiş bir hayat benimkisi. "Adım Hakkı, Gönen'liyim" Eeee gerisi nerede? Gerisi yok. İşte bu kadar birisiyim ben.

Hep birileri önüme geçti, hep birileri benim başarılarıma mani oldu, hep başkalarının benim için biçtiği hayatı yaşadım. Hep onların dediklerini yaptım. Hiç kimselere yaranamadım. Sonra yazmaya gelince böyle işte. Yazılacak bir hayat değil benimkisi.

Arkadaşım da gelmeyecek bu belli oldu. Cep telefonuna cevap verme adeti yok. Nefret ediyorum böyle insanlardan. Madem cevap vermeyeceksin niye cep telefonu alıyorsun. Çalıyor deminden beri. Domuzluğuna bakmıyor biliyorum.

Kızıl saçlı kadın da hesabı ödedi kalktı gidiyor işte. Mutlu bir insan.

Sevmiyorum mutlu insanları. Gönen'de eskiden sokağa elimizde yiyecekle çıkamazdık. Kızardı anneler; "Sokakta yenmez ayıp" derlerdi, "Satın alacak, yiyecek gücü olmayanların canı çeker" derlerdi. Dikkat ederdik böyle şeylere. Şimdi öyle mi? Herkes herşeyi göstere göstere yiyor. İnsanların canı çekmez mi? Düşünen yok. Mutluluk da böyle. Gösteriyorsunuz mutluluğunuzu ortalık yerlerde. Bu adam mutlu mu? Düşünen yok.

5 yorum:

  1. cok guzel yazmis hakki, hakkini vermek lazim...

    YanıtlaSil
  2. Ben Hakkı'ya iletirim o sıkılır böyle blog okumaktan da eminim.
    :))

    YanıtlaSil
  3. Hakkı'mı?:))) Yazamam falan demiş ama güzel yazmış. Bence hergün yazsın:) Sevgiler

    YanıtlaSil
  4. Vayy, demek Ayşe Hanım'a bakıp rahatsız eden sensin ha? Ne işin var Ayşe Hanım'ın karşısında senin? Neyse iyi ki o anı yazmışsın, devam etsen? Bak, bak! Bakmak serbest.

    YanıtlaSil
  5. Teşekkür ederim..

    Sanırım Hakkı kısa bir süre daha devam edecek. Sonrasını bilmiyorum. Ayşe Hanım'ın da onu farketmiş olması bakalım nerelere götürecek Gönenli Hakkı'yı ?

    :))

    YanıtlaSil

Yorumlar