14 Şubat 2008 Perşembe

Adamın Biri Yolda Giderken...

Adetimdir, yolda yürüken, bir yerlerde arkadaşlarımla oturup yemek yer, bir şeyler içerken hep etrafımda ne olup bittiğini izlerim çaktırmadan. Gözlerinizi açıp çevreyi izlediğinizde o kadar enteresan olaylar ile çevrelendiğinizi gözlemliyorsunuz ki, ya da azıcık kulak kabarttığınızda etraftaki sesler o kadar eğlenceli ya da bir o kadar kederli olabiliyor. En azından bazı tuhaf manzaralar zihnime kazınıyor geçtiğim sokaklardan, kalabalıklardan toplayıp bir kenara koyuyorum. Evde bir sürü raf var doldurulmayı bekliyor.
Bugün öğle yemeğine çıkmak için arkadaşlarımla buluştum. Daha doğrusu onlar bana geldi ve dışarıya beraber çıktık. Gündoğdu Meydanı'ndan Sevinç Pastane'sine çıkan arada çoktandır dikkatimi çıkan bir anketçi kız var, her seferinden bana hamle ediyor ve her seferinde bana anket doldurtma girşimi başarısız oluyor. Çok da hazır cevap biri. Her seferinde öne sürdüğüm bahanelerime zehir gibi, zekice yanıtlar veriyor, ikimizde gülümsüyoruz, ben geçip gidiyorum. Yemek dönüşü bir başka espri ile geçiyorum tekrar yanından. Oradan geçmek benim için bir imtihan gibi, her seferinde oradan kızı da kırmadan hayır deme ve dönüşte mutlaka yine oradan geçme ödevi veriyorum kendime.

Üç arkadaş yürüyoruz ben ortada, arkadaşlar sağımda ve solumda. İçimden "Oh" diyorum, bu sefer "konuşmadan geçeceğim" "kıhhh kıhh kıhh". Kızın yanından geçmek üzereyken bana hamle ediyor, yüzünde muzip bir gülümseme var. Yirmili yaşlarının başında bir kız bana üniversite öğrencisi gibi geliyor hep. "Beyefendi bir dakikanızı alabilir miyim lütfen?" O kadar tatlı ki yüz ifadesi yumuşar gibi oluyorum, ama yok hayır bu çekişmeyi o kazanmayacak. "Bizim dakikalarımız çok kıymetli" diyorum. Arkadaşlarım ne olduğunu anlamıyor. Yürüyüp gidiyoruz.
Yemek dönüşünde tek başımayım. Aynı yoldan geçiyorum. Kız çıkıyor karşıma. Çok zeki birisi. "Bu sefer ne diyecek acaba" düşüncesi kafamın içinde. "Beyefendi" diyor. "Bir saniyenizi alabilir miyim?" "Hayır teşekkür ederim" "benim saniyelerim çok kıymetli" "Başka sefer inşallah, iyi günler" diyerek yürüyüp gidiyorum.

Eminim o sokaktan geçen çoğu insan o kızı görmüyor, ama o bütün enerjisini ve zekasını doldurmak zorunda olduğu anket için harcıyor. Çok içten biçimde soruyor, anket kağıtlarını doldurmak için uğraşıp dduruyor. İnsanların çoğu yanından yürüyüp geçiyor. Orada öyle bir kız yok o trafiğe kapalı, her zaman kalabalık sokaktan geçen binlerce izmirli için.

"Adamın biri yolda giderken.." diye başlayan yüzlerce fıkra vardır, hepsi aynı başlar herbiri başka istikamete gider. Ben o adam olamadım, alıp da başımı gidemedim, etrafımda olan bitenle alakamı kesmediğim için başıma öyle fazla umulmadık şey gelmedi. Başıma kötü bir şey geldiğinde ise görünen kazaların içine düştüm genelde, uzaklaşmanın mümkün olmadığı durumlar, kazanın geliyorum dediği anlar yaşadım. İşte böyle sakin dengeli bir hal içinde giderken benim dengemin bozulduğu anların yaşandığı yerler de şunlar:
Kitapçılar, CD, DVD, Plak, Kaset, müzikle ilgili her tür nesnenin satıldığı yerler..

Buraların önünden geçerken bile tuhaf oluyorum, bunlardan bir tanesine girsem bir şey satın almadan dışarıya çıkmam mümkün değil. Gidip de satın aldığım çalışam odasındaki raflara yığdığım hiç izlenmemiş, dinlenmemiş, okunmamış, izlenmeyi, okunmayı, dinlenmeyi bekleyen ambalajından çıkmamış bu "şeyleri" gördükçe vicdan azabı duyuyorum.
En aptalca alışverişimi sormuşsunuz sevgili Gülçin hanım... Var elbette üstelik de bir tane değil bir kaç yüz tane kadar.....
Baktıkça utanıyorum ayrıca.....
Mim bu değil mi? Yani okuduktan sonra birilerine pas etmem gerekir. Ben izmirli arkadaşlardan sevgili Ege Mavisini - geçen seferki mimim çok geç kalmıştı, önceden yanıtladığı bir soruyu sormuştum mimlemek istiyorum. Evet Gülçin'in başlattığı bu mim havada kalmaz umarım, "Kişisel tarihinizin en salak alışverişi neydi?"...

14 yorum:

  1. Anketçi kızımızın bir daha ki sefere ne diyeceğini şimdiden merak etmeye başladım:) Öykü tadında bir mim yazısı olmuş, severek okudum, ilham aldım. Bir Gülçin Mimzedesi olarak benim de oturup yazmam lazım şimdi.

    Gülçin'i nasıl mimlicez, bu konuda bir konferans yapalım en kısa zamanda:))

    YanıtlaSil
  2. hahaha, bekliyorum faaliyetlerinizi mirim.

    sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Ben de fena halde anketçi kızımızı merak ettim. Yarın olmaz belki ama pazartesi gibi gideyim diyorum Sevinç'in oraya. :)

    Konferansa katılım başvurusu yapıyorum. Bir elin nesi var iki elin sesi var, değil mi? Gülçin Hanım yanlış anlamayın, bu size cephe almam anlamına gelmiyor. :)

    YanıtlaSil
  4. Evet anketçi kız hep oralarda, bazen de üniversitelilerin hazırladığı bir dergiyi satıyor. Ankete hayır ama o dergiden 2 kere satın aldım..

    Bence güçleri birleştirip Gülçin'i öyle bir mimleyelim ki o yazarken mest olsun biz de okurken hiç bitmesin isteyelim.

    YanıtlaSil
  5. genel katılıma açık konferans öneriniz takdirle karşılandı ve alanında bir boşluğu doldurdu gibi görünüyor sem hanım :) hadi bakalım. kalemimin ucunu açmaya başladım bile (ben hep kurşun kalemle yazarım, canım kurşun kalemlerim)..

    YanıtlaSil
  6. hep yazmak isteyip de yazamadığı şey nedir acaba Gülçin Hanımefendinin... Ya da var mı öyle bir şey.. Issız bir paralel evrene düşecek olsan yanına alacağın üç yıl hangisi olurdu... Yok şu anda aklıma mim olmaya değecek denli mana yüklü bir his öbeği gelmiyor.

    YanıtlaSil
  7. Gülçin'ciğim, kurşun kalemle yazmadığını; hatta daha ileri gidip hangi kalemle yazdığını, kaleminin sihirli olduğunu, güzel kelimeleri inci gibi dizdirdiğini, bunu da senin bildiğini biliyorum. Kalemine sahip çık diyorum, başka bir şey demiyorum şimdilik. Sen anladın onu:)

    Vladimir, biz niye bu jixgsixm gibi kelimeleri yazmak zorunda kalıyoruz, her yorum yazdığımız da diye sorabilir miyim?:)) Bu arada mavi fon çok yakışmış resmine:)

    Ege Mavisi, birlikten mimlerin mimi doğar diyorum:)) Bence önce Gülçin'i biraz bekletelim, hatta bu konuyu unutturalım, sonra hiç ummadığı bir anda mimleyelim. Bu sadece bir öneri tabi:))

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  8. Evet Sem ben niye böyle ceza nitelikli bir eza çektiriyorum ki milllete haklısın. Bir ara bir maddesel olmayan gizemli bir blog kaşarının tadanısından muzdaripkene böyle bir gereksinim duydum sanırım. Manasız ve farklı kimliklerle yolladığı tehdit yorumlarına bile onay verip yayınladığıma göre haklısın artık gereği kalmamış. YOrumlara koyduğum kontrol mekanizmasını saldım çayıra, bıraktım dengine. Artık xczjtlgf gibi harflere sonnn. Yaşasın.

    Bu resmimi bugün ben de çok benimsedim mavi mavi hoşuma gitti. Cebimdeki mendilin yerinin değişmesi de hoşuma gitti. Çok teşekkürler. :)))

    Bekleyelim tam unutmuşken mim bombardımanı yapalım.... Sihirli kalemli Ayşe Hanım yardım eder artık biz de okuruz ne güzel :)))

    YanıtlaSil
  9. Vladimir, yeni rejimde bir deneme gönderisi yapayım dedim ama bu sefer de tqvjoou ile karşılaştım:)) Bu arada mavi dikkatimi o kadar çekmiş ki, mendilin yer değiştirdiğini farketmemişim. Kesinlikle yeni yeri daha uygun ve hoş olmuş:))

    YanıtlaSil
  10. eyvahlarım olsun.... harfleri yokedemiyorum. ama deneyip başaracağım sanırsam. :)

    YanıtlaSil
  11. Biliyor musun*? sevgili Vladimir bir gün bir ilginçlik yapıp o anketçi genci sevindirip,yaşama asılmaya devam etmesi için 5 dakikanı ayırıver..ben zaman zaman onları gönüllerim..çoğu üniversite öğrencisi ve ufakta olsa gelir sağlamaya çalışıyorlar..ne dersiniz sadece 5 dk...

    YanıtlaSil
  12. Crazywomanrosemary;

    Sana hak veriyorum, çalıştığım dönemlerde bir saatlik öğle tatilimde beş dakika bile veremezdim şimdi oturur değil anket saatlerce ropörtaj bile yapabilirim :)

    YanıtlaSil
  13. Üniversitedeyken anketörlük yapmıştım. Uzun yıllar sırf bu nedenle bütün anketleri cevapladım. Sabırla. Ne zaman telefonum alınmaya, ve sonradan pazarlama amaçlı taciz edilmeye başlandı, kestim. Şimdi kesinlikle hiç birine cevap vermiyorum.
    Kullandığım bahanelerden biri, ben dün arkadaşınızla konuştum oluyor. Tavsiye ederim. :)

    YanıtlaSil
  14. Şule;

    Ülkemizdeki herşey gibi anketler de baştan savma. Yol kesme yönetmi ile insanlardan bilgi kanırtırken denek sayısında, denek profilinde hayli öenmli çlçüde zedelenme yaratıp sonuçarı biröernek hale getiriyorlar. Çeşitliliği daraltıyorlar. Kendi yaptığı anketi şirket ciddiye alsa yolu kesilmekten hoşlanmayan insan tiplerini de dikkate alıp bunlara ulaşma yolları üzerine kafa yorarlardı diye düşünüyorum. :)

    YanıtlaSil

Yorumlar