13 Aralık 2007 Perşembe

Kabilemize Selam Olsun

1999 yılıydı bir daha televizyon izlememeye karar verdim. TVdeki geri zekalı düzeyindeki sunumlar, haber programı adı altında izlettirilen manasız, düzeysiz, eğitimsiz şarkıcı, artist, manken takmının haşnafişna hayatlarından oluşan potboriler, kazara ilgi çekecek bir program olsa altından geçen yazılar yetmezmiş gibi ekranın neredeyse yüzde ellisini kaplayan tanıtım görüntüleri, bitmek tükenmek bilmeyen her kanalda aynı zamanalarda başlayan reklam kuşakları bu kararı almama sebep oldu. Sadece VCD, DVD izler oldum, daha fazla kitap okuma, insanlarla konuşma zamanım oldu, uzun zaman önce hayatımızdan çıkan ev oyunlarını – risk, scrabble, tabu, sessiz sinema, bourne milles, monopol, stratego oynamak için ev partileri düzenler oldum. Televizyonu hayatımdan atınca neredeyse bir kenara attığım sosyal hayatıma kan geldi.

2005 yılında emektar TVye göz atar oldum, canım sıkılınca kapatır olduktan sonra, kendimi reklam filmi izleyicisi olmaktan kurtarınca TV zararsız bir kutu halini aldı benim için. Değişen fazla bir şey olmamış TV şirketleri izleyiciye saygı duymuyor, zeka seviyesi olarak orta zekanın da altını hedef almış görünüyorlar, 1999 dönemine ilaveten hayli fazla TV dizilerimiz olmuş. Onları da 45. bölümden başlasanız önümüzdeki 45 bölümde olacakları anlıyorsunuz.

2006 yılıydı.


Geçen yıl Netlarus’ta hayli eğlenen bir kabilemiz vardı. Yukarı kayanın altında çöreklenenler kabilesi. Orada her gün bürümüz azı yazar sonra o sayfada konuk olur, çekirdek kadroyu oluşturan; Matanay, Kedim Kayboldu, Hepbanahepben(bendeniz), Habbele(Gülçin), sivrisinek ve Oksijenlisu birbiri artına chat yapar edası ve hızıyla yorumlar bırakırdık. Kabilemize ilave olanlar ayrılanlar olurdu ama ana kadro hiç değişmezdi. Acılı, sevinçli, hüzünlü ve güzel şeyleri paylaşır, olan biteni, gözümüze ilişenleri dilimiz döndüğünce, elimiz vardığınca yazardık.

Canımızın sıkıldığı bir Temmuz gününde vatandaşa yutturulan TV dizilerinden daha güzel bir kolektif senaryo çıkarmıştık.

Orada ki dört yorumumu bloguma dizi film olarak almak istiyorum.

Dizinin adı:

İHANET MERDİVENİ – Bir Aşk Melodisi

2 yorum:

  1. Gülçin Netlarus'taki günlerini anlatmış, günde bazan yorum chatlarların 100'e çıktığını söylemişti ama kollektif senaryolardan haberim yoktu! Birazdan okuyacağım, bakalım neler döktürmüşsünüz:))

    YanıtlaSil
  2. Çok ilginç yorumlarımız olmuştu. Okurken kopardık, kahkahaları zaptetmek hayli zordu.. :))

    ben buraya sadece kedni yazdıklarımı aldım. O senaryoyu yazdığımız gün acaip uçmuştuk.

    Sonra bir de kız isteme töreni yapıp tiyatroculuk oynamıştık herkesin bir rolü vardı, sırası gelen emprovize bir replik attırıp bir nevi radyo tiyatrosu havasında müsamere yapmıştık...

    :)))

    YanıtlaSil

Yorumlar